Herkesin peşinde olduğu şey çevreci enerji elde etmek ve bunun hem ucuz olması hem de elde edilen enerjinin çabalara değecek düzeyde olması. İşte tüm bu beklentileri karşılayacak olan bir proje mevcut. Şimdiye kadar ortaya atılan fikirlerden daha farklı olan bu düşüncenin temelinde ise “hava” bulunmakta.
Alman mühendislik firması olan EnviroMission tarafından “güneş kulesi teknolojisi” olarak adlandırılan bu düşünce, dünyanın ilk, en büyük ölçüde (200 milyon watt) temiz eneji üreten projesi.Çalışma prensibi ise aslında çok basit: ısınan hava yükselir.
solar tower
Güneş kulesi, ortada uzun bir kuleden ve kulenin tabanında yer alan geniş bir (sera gibi düşünülmüş) bölümden oluşuyor. Kulenin tabanındaki bölümde güneş yardımı ile ısınan hava bir bacadan yükselir gibi kulenin içinde yükseliyor ve kulenin içindeki tribünleri döndürerek oldukça yüksek bir miktarda elektrik üretiyor. Yaklaşık 200 bin evin ihtiyacını karşılayacak düzeyde.(discovery channel’da yayınlanan konu ile ilgili videoyu buradan izleyebilirsiniz)
güneş kulesi
Bu kadar yüksek bir enerji üreten “Solar Tower“ın en önemli özelliği de verimsiz ve rüzgara elverişsiz arazilerde kurulabilir olması.Projenin ilk örnek denemesi İspanya’da yapılmış ve 194 metre yükseliğinde, 10 metre çapında bir kule ile sistemin ciddi anlamda ürettiği güç ispat edilmiş. Şu sıralar ise Avustralya’da bu projenin çok daha büyüğü düşünülüyor. Hükümet bu kulelerden on adet yapılması için EnviroMission şirketine sipariş vermiş.Fiyat açısından ise, her bir kulenin maliyeti hemen hemen 500 milyon dolar. Elde etikleri enerjiye göre fiyatları oldukça düşük olan bu kulelerin yapım maliyeti, hidroelektrik veya nükleer santralinin maliyetinin çok çok altında ve birkaç sene içinde kendi maliyetini amorti edecek verimlilikte. Nükleer santral gibi bir süre sonra (kullanılmaz hale gelmesinden ötürü) yıkılması da gerekmiyor.Tamamen temiz enerji üreten ve sera gazı salınımına yol açmayan bu kuleler sürekli bakım gerektirmeyerek, kurulum sonrasında yüksek maddi giderlere de yol açmıyor.
güneş kuleleri
Türkiye’yi düşündüğümüzde, harcanan emeklere değecek, elimizde olan iki ayrıcalığımız var. Bunlardan biri dünyanın en büyük rezervine sahip(!) olduğumuz bor madenlerimiz. Bor madenlerinin durumu şu anda biraz karşık ama onun kadar önemli olan bir diğer avantajımız yılın 10 ayından fazla güneş alan bölgelerimizin bulunması.Gündemde ise zararlı ve oldukça yüksek güvenlik ve de para gerektiren nükleer santral kurulması düşünceleri var. Ve bu santraller eğer kurulursa, zararlı ve iş göremez hale geleceği için kurulumundan 15-20 yıl sonra yıkılıcaklar.Bu noktada çevreci iş adamlarının ve enerji bakanlığının bu projeyi düşünmeleri ve gündemlerine almaları temiz enerji adına Türkiye için çok önemli.Tüm bunların sonunda umuyorum ki şu sıralar nükleer ve güneş enerjisi arasında kararsız kalan, yatırım yapacak olan önde gelen iş adamalarımız bu projeyi göz ardı etmeyecekelerdir.