hayatın karşısında pes eden biri değilim. kimse bilmiyor güçlü, inatçı,kararlı,mantıklı,dediğim dedik ahsenin aslında o zırha bürünmüş bambaşka bir kadın olduğunu.evet öyle bir zırhtı kendime biçtiğim.canım istediğinde onu çıkarıp atabileceğimi düşünmüştüm hep.ama öyle olmadı.uzun, çok uzun zaman giyince bir gün geliyor ruh ve beden o zırha öyle uyuyor ki aslından ayırt edilemiyor,çıkarıp atamıyorsun.içindeki daha güçsüz, nahif,incinebilen haline dönemiyorsun.unutuyorsun onun içine tıkıştırdığın halini,ilk halini,yalın halini…çocukluğumdan beri “diğerlerinden” farklı görüldüm. daha akıllı, daha cesur, daha dürüst, daha başarılı olandım hep. mantıklı olanın dışındakini yapabileceğimi kimse aklına getirmedi. okul hayatımda parlaktım, yerebatasıca hırsımdan ötürü iş hayatımda da. parlak öğrenci, parlak mühendis. tanıyan hemen herkes tarafından sevilen, her konuda başarısından emin olunan, taktir edilen, “dört dörtlük kadın”. hamarat, elinden her iş gelen, bir taraftan proje hazırlarken, bir taraftan dantel örebilen, güzel enginar pişirebilen, kekleri asla çökmeyen, hasta olsa da, geberse de işe bakımlı, makyajlı gelen o kadın. yakışıklı eşinin hastalıklı bir tutkuyla sevdiği, çoğu erkeğin kendine ait olmasından gurur duyacağı o kadın .ne kadar sabırlı olduğumu düşünür hep beni tanıyanlar.arkadaşlarım,akrabalarım.hayret ederler katlanabilme istihap haddime. hayat bir sürü tekme atmış,yerle bir etmiştir beni,ama hep güçlüyümdür,hep baş edebilen. güleryüzlü, mutlu, sabırlı dış duvarımın içinde ne fırtınalar, gelgitler, delilikler olduğunun kimse farkında değil.güçlü kadın olmak sandıkları kadar güzel değil, bilmiyorlar. ağlamayı becerememek, anlatıp, sığınmayı becerememek ne zordur, bilmiyorlar. çizilen doğru yoldan yürümekten öyle bıktım ki artık,öyle yorgunum ki. şimdi şu anda tam da yolun yarısında iken önüme değil arkama baktığımda başkalarının doğrularını kendiminkiler yapıp kendimden nasıl da vazgeçmiş olduğumu fark ediyorum. başkaları ne der, babam ne der, çocuklarım ne duruma düşer korkularıyla ne çok çiğnemişim kendimi, ne çok hiçe saymışım.keşke değil bu aslında. keşkeleri sevmem hiç, yakıştırmam kendime.başka türlü olamamaktan yakınan ben aslında sadece bu türlü olabileceğimi çok iyi biliyorum çünkü. aynaya bakmak belki biraz ve aynada bunca yıl göremediklerimi görmek. kendim için adım atmayalı o kadar uzun zaman oldu ki, emeklerken düşeceğimden korkuyorum. dışımdaki bana teslim ediyorum içimdeki beni. hep o kazandı kendimle savaşımı, susturup bir köşeye tıktı asıl istediğim beni.