Çözemedim…1.Akıp gidiyor… Nereye kadar bu döngü. Geçip giden zaman mı yoksa dönüp duran ben miyim? Çözemedim…2.Sessiz, kimsesiz bir gece. Masa lambasının soluk üçgen ışığına zehirli dumanlar yükseliyor. Mavi sigara paketinin üzerinde “Sigara içmek öldürür” yazısı. Ne zaman, kaç nefes sonra? Ölüm her şeye çözüm mü? Derin bir nefes daha çekiyorum sigaramdan.3.Pencerede ılık bir esinti. Yaz geldi gelecek. İlkyazlar nicedir kayıp hayatımda. Kayıplar çoğalıyor günler geçtikçe. Sahi bir kayıp defteri mi tutmalı şu hayatta?Neden bunca üzüntü, keder? Hüzün hafif kalıyor artık. Hüzün kahveleri gibi Sait Faik kahramanları da kayıp. Aynalı kavaklar pırıltısız. Büyümek neden bu kadar acı veriyor?4.Hep bir ağacım olsun istedim. Gövdesine sevdiğim kızların adlarını kazıyacağım bir çınar. Kimi ağaçlar erken ölürmüş. Asırlık çınar içten içe çürüyor.Ve bir kedim olsun istedim hep. Korktum. Ya terk edip giderse diye. Önünde sonunda ayrılığa çıkıyor bütün kapılar. Sokak kedilerini sevdim hep. Benim olmayan başkalarının da olamayan. Korkarak yaşıyorsan seyretmeye de mahkumsun. Sokakta bir kedi hırlaması. Pencere açık. Girse ya içeri.5.Perde kaçıp kurtulmak istercesine dalgalanıyor. Ne meltem ne imbat. Sadece poyraz.Deniz’i özler mi insan. Birkaç saat görsem yeter. Çıkıp gitsem sessizce. Peki ama nereye?Esinti pencere önündeki fesleğeni okşuyor. Çiçekleri sonradan sevdim ben. Okudukça ve kokladıkça. Kimi çiçekleri görmesem de şiirli adlarına vuruldum: Herdemtazeler, Unutmabeni…Ve tabi ki Selim İleri. Selim İleri ve bahçeler. Onları nasıl unutabilirim ki? Masamda anneannemden solma yılbaşılar.6.Gecenin şu vaktinde kaçıncı sigara bu böyle. Küllük dolup taşmak üzere. Nedense bütün izmaritler yalnızlık.7.Gün doğmak üzere. Yaşamın en dayanılmaz saatleri sanki şu vakitler. Kalabalık şehirlerin sabahları hep mi ölgün olur? Bir tek kuş cıvıldayışları… Belki onlar kurtarabilir beni. Dünyanın en güzel en masum kuşları; kumru. Bütün kumrular; sanki anneannemin umuru.8.Yaz ortasında sabah serinliği, kumru sesleri. Uyku ne tuhaf bir ülke. Bir masal ülkesi rüya. Belki kabuslar şehri. Belki boyutsuz bir karanlık. Kim bilir hangisi?Ve az sonra, çözülecek muamma.9.Akıp gidiyor… Nereye kadar bu döngü. Geçip giden zaman mı yoksa dönüp duran ben miyim? Çözemedim…
yorumlar
çok beğendik, tutanlar olarak. gözden kaçmasın diye de böyle saçma bir cümle yazıyorum işte.
beğendiğinize sevindim. teşekkürler…
gecip giden zamandir huhuuuhu,1 yerlerde bulsam ,, bulursam solerim iletisimi kopartma
ben çözdüm @mysery, :))geçip giden zaman… zaten başlığa da çaktırmadan oturmuş cümle, yerleşmiş epeyce… ama arada senin dönüp durman da birşeye zarar vermez, sadece senin tereddütlerini havada asılı bırakır…ölüm çözüm değildir! bir oluştur! ölüm olur! olacaktır!artık geceler kimsesiz değil, biz senin her bir sonraki yazını merakla bekliyor olacağız…… ve pencerenin dışında çekinik duran şu kedi de acaba ona verecek bir yudum suyun, bir avuç yiyeceğin ve biraz okşama ihtimalin var mı? diye merak edecek. ona, etrafındakilere, hayata ve kendine katma değer yaratmak ise sadece senin elinde… harekete geçmek de!umarım yüreğin bu duygu yükünü yitirmez. eline sağlık!
sağolasın pilli pati. yorumunu sevdim.
Sade tek bi soru neden herkes yalnız…..Tüm ruhlar kaybolmuş?(iki soru oldu:))
Neiip fazıl demiş ki:Yalnızlık bir fenerse; bende içindeki mumOnu billur bir kase gibi doldurur ruhum
Kaybolmuş bi ruh……Ancak rüzgar olur…..
Sen hangi aşkları içinde barıdırdın ki, ölümün yorgun tayını gözlüyorsun…