güzel ülkemizde yaşıyor olsa taşlanarak kovalanacak kadar garip işlerin sanatçısı james robert ford bey, şu aralar, nadide bedeninin parçalarını yani iki yıldır burnundan özenle biriktirdiği ve brüksel lahanası büyüklüğüne getirdiği sümük parçasını özel bir cam içine yerleştirdiği yumurta kabına koyup, 10.000£ verecek kolleksiyoncuların dikkatine sunmuş.
oysa j.r. ford’un devam eden projeleri de var: kategorileri seven insanoğlunu çözdüğünü söyleyen sanatçımız bu dünyada sadece 2 tür insan vardır diyor, bulls ya da blade. bedenini sanat eseri olarak kullanmakta ısrar eden ford, kendini bir sene boyunca, parmağında ortaya çıkan siğilinin gelişimini izlemeye adamış ve en sonunda siğilinin dondurulma işlemini de dvd formatında camiaya açmıştır.. fakat kendisi özellikle, ringu serisinin yoğun etkilerini gördüğümüz, bizi “gaz çıkarmanın klostrofobik uzayında gizemli bir yolculuğa” çıkaran, the ring adlı yapıtıyla tanınmıştır.10.000£ değerindeki yapay brüksel lahanası: bu ve bu.james robert ford’un çalışmaları.
yorumlar
Aklı başında saklı olanlar filmi izlemesinler ki akılları sakladıkları yerde kalsın da zarar görmesin bu yapıttan. Resmen kokusu buraya geldi.
Type O Negative diye bir grup var. Bu adamın the ring çalışmasına benzer bir çalışmayı albüm kapağı olarak yapmışlardı.Hiç bir sansür olmaksızın Türkiyede de aynen bu kapakla albüm çıkmıştı. Tahminen albümü piyasaya dağıtan şirket ne olduğunu pek anlayamamıştı.
o muhteşem albüm daha sonra toplatılmıştı galiba, ancak albüme ivedilikle sahip olan pagan kulunuzda mevcut hala. kendilerini saygıyla analım.albümde jimi hendrix’in hey joe’sunu bozup hey pete yapmışlardı.
goatse‘nin (mideniz kaldirmayabilir) de sanat oldugunu soyleyebilir miyiz peki simdi biz?
bu arkadaşımız bana bir kez daha “hey dostum! sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur” dedirtmiştir.
adam hayatı çözmüş… bir yumurta kabuğundan çıkacak kadar inanılmaz insanların dikkatini çekecek kadar önemli ve bir sümük kadar değersiz…
The Ring’in Japon versiyonu var bi de onda ses daha tiz geliyo. Linki yok ama..
bence hayatta bide bu adam gibi tipler vardır ki.onlar hiç bir işe yaramaz böyle şeyler yaparak bende varım demeye çalışırlar.
ben saygi duyuyorum bu adamlara, yani kamerayla o goruntuleri cekmek, sumuge shekil vermek bunlar zor sheyler. bunlar ara sira benim de aklima gelen fakat cogunlukla yapma iradesini gosteremedigim sheyler. adam sonucta bir urun ortaya koyuyor. uretiyor. bu cok onemli ya bence. saygi duyarim
ortaya ne koyduğu da önemli ama yaptığı sey iki sene boyunca sümük biriktirmekse bu adam yaramaz biraz…
At bokundan bereket tanrisi yapayim da onunde saygiyla egilirsin!
ben önünde eğilecek bi onbeş yirmi kişi daha bulurum. malzeme olarak neyi kullanırsan kullan sonuçta ortaya çıkan şey önemlidir. da vinci vitrivius adamını bokla çizseydi bu kadar değerli olmayacak mıydı?
Ben 2 yıl sümük biriktirsem brüksel lahanası değil gerçek lahana olur bilemedin domates olur. Beni o sümüğün 2 yılda biriktiğine kimse inandıramaz.
ben böyle sanatı peçeteyle silerim :p
midem bulandıbu kadar bulantıyla saygı duyabilecegimi sanmıorum ama farklılık güzel bişey ne kadar iğrenç olsa da:)
Benim böyle bir kaç arkadaşım vardı, kartonu buruşturup üstüne 1,5 saat konuşup temel tasarım hocalarını kafalarlardı.. Dışardan veya içerden nerden bakarsam bakayım, insanları etkilemek için, esinle değil de zekayla üretilen şeyleri sanat eseri olarak göremiyorum. Bir insan oturup 2 saat düşünüp, insanları şaşırtacak birşey buluyorsa ve buna sanat deniyorsa günümüzün tek gerçek sanatçısı reklamcılar (sahi kendilerine art direktörü demiyorlar mı?)