eşcinselliğin hastalık olduğuna eşcinsellerden çok, her dinden, din adamları karşı çıkıyor, çünkü o zaman tedaviye cvp vermeyen bünyeler günah işlememiş oluyor, bu arada eşcinselliği de tanrı uygun görmüş oluyor, yani olay sandığınızdan çok daha karmaşık arkadaşlar.doğada binlerce yıldır görülen nice dahiler, filozoflar, sanatçılar yetiştirmiş eşcinsellik ne kadar doğal değildir, bilemiyorum yorum size kalmış, bu arada meyva sineklerinden insanlara uyarlama başarılı olacak mı bilmiyorum, ama tedavisi bulunmadan ne yersek kardır, bana müsade 🙂
cinsel tercih yanlış bilinen çok yaygın bir tanımlama, kimse ben eşcinsel olayım demez, zaten eşcinseldir ve onun içine doğulur, kişinin doğasından içinden gelir ve bu çoğu kişi tarafından kendi kendine, nice sıkıntı, stresten sonra zor kabüllenilir.doğada görülen solak olmak ya da yeşil göz gibi bir çeşitliliktir. doğuştan hem kadın hem erkek organlarıyla doğanlar hermafrodit‘ler örneği sanırım bu konuyu anlamanıza, kafanızda toparlamanızda yardımcı olabilir 🙂
Bu Amerikalıların bu tarz sözde bilimsel yorumlarla gündemi meşgul edecek konular üretmelerinin iki belli başlı nedeni var diye düşünüyorum. Birincisi aptal olmaları, yani kültür düzeyinin “aydın” (münevver veya gavurca entelektüel) olmanın yanından bile geçmediğini Amerikan toplumunun geneli için söylemek mümkün. Bu cehalet Amerikalı çoğu bilim insanı için de geçerlidir. Kendi uğraş alanları dışında fikir ve bilgi sahibi olmadıklarından (Amerikan toplumu uzmanlaşmanın esas alındığı bir sosyo-ekonomik sisteme dayanır) Bilimsel çıkarımlarında pek çok hata yapmaktadırlar. Bir diğer neden ise, bilinçli olarak bilimsel çalışmaların saptırılmasıdır. Bunu başlıca amacı bir enstitüde veya üniversitede yapılan araştırmanın mali destek bulması için gündemi etkilemesi, konuyla ilgili bilgi sahibi olmayan ama parası olan kişilerin bir şekilde önemli keşiflerin yapıldığı izlenimine sokulmasının gerekliliğidir.Bu tarz yaklaşımlar sayesinde bilimsel terimler içerisine “tanrı geni” “tanrısal parçaçık” “eşcinsellik geni” “zeka geni” vb. bilimsel alt yapısı olmayan kavramlar sokulmaya çalışılmaktadır.Habere dönersek, meyve sinekleri ki böceklerle insan davranışları arasındaki uçurum epey fazladır, yapılan genetik müdahaleler sonucunda GB geni üzerinde oynanarak erkek meyve sineklerinin eşcinsel daha doğrusu diğer erkek sineklere kur yaptıkları gözlenmiş ve gende yapılan değişiklik tersine çevrilince bu davranışlarından vazgeçmişler. Bu nadide bilim adamları bu “gay geni” nin insanlarda da olduğunu belirtmekteler. Oysa durum gayet açık ve ortada bir gay geni yok. Sinir ağlarında meydana gelen bir değişiklik ile erkek sinekler diğer sineklerden gelen “feramon” kimyasallarının yaydığı kokuyu ayırt edememeye başlıyorlar. Bu yüzden de karşılarındakilerin erkek mi dişi mi oldukları hakkında hiç bir fikirleri olmuyor. Cinsel davranış da bu yüzden kendi cinsiyetinden olan bireylere yönelebiliyor. Olay bu kadar basit. Böceklerin çoğu otomat bir şekilde yaşamlarını sürdürürler ve bu mekanik sürece müdahale ederseniz yine mekanik tepkiler alırsınız. Bu olayın gaylik vs. ile ilişkisi yok.Aklına yatmayan varsa, bir küçük deney tatmin edici olabilir. Bir odaya erkek ve kadınları yerleştirelim. Sonra odaya gözleri bağlı gönüllü erkek deneklerimizi sokalım ama kimsenin kimseyle konuşmasına izin yok. Sadece koklayarak oda içerisinde bireylere dokunmadan hangi cinsiyete sahip olduklarını anlamaya çalışacaklar. Dişi olduklarını düşündükleri oda içerisindeki 3 bireyi kesin kararlarını verdikten sonra öpmeleri gerekiyor. Şimdi yukarıda bahsi geçen sözde bilimsel çalışmaya daha doğrusu yoruma bakılırsa, eğer odaya giren erkek denekler içerde koklayıp öptükleri bireylerden biri erkek çıkarsa eşçinsel oluyorlar. İş bu kadar saçma açıkcası.Denemesi bedava bakalım kaç kişi Ahmet Abi’yi öpecek.
ayrıca kaç tane eşcinsel bu durumdan kurtulmak ister o da ayrı bir soru. şimdi bir kadın ya ben erkekleri tercih ediyorum ama bundan da memnun değilim biraz da kadınlarla olayım der gibi bişey bu da.
ah sayın kopanisti işte duygularımın dile geldiği an. bende son birkaç dakikamı yazmış olduğunuz eserin sözlerini bulmaya çalışarak hummalı bir kıvranış içinde geçirdim. bu anlamda teşekkürü borç bilirim.
ne modası yahu, dünyanın bütün toplumlarında eşcinsel oranları hemen hemen aynı, hatta kadın erkek ilişkisinin kısıtlandığı, günlük hayatta daha çok erkek erkeğe yaşayan arap ve doğu toplumlarında daha yaygın olduğu konusunda ciddi bulgular var.avrupa da eşcinsellik daha yaygın falan değildir sadece ortamın rahat olması, eşcinsel herkesin yasalar karşısında haklarının iyi korunması sebebiyle kimse pek saklama gereği duymuyor o kadar. şark toplumlarının meşhur cinsel iki yüzlülüğü ve namus anlayışı konusuna zaten hiç girmeyelim herkes bulduğu her kızı, karıyı .ikmek ister, sonra da evlenecek bakire kız arar 🙂
herkes bulduğu her kızı, karıyı .ikmek ister, sonra da evlenecek bakire kız arar
gaykedi, bak bu yoruma katılıyorum. herkes olmasa da bir kesim insan bunu yapıyor. avrupalı kızların yaklaşımı rahat olsa da kendilerine fahişe muamelesi yaptırmaktan hiç bir kız gibi onlar da hoşlanmıyor.araplar konusuna hiç girmeyelim zira, ne kadar illet millet varsa peygamberler onlara gönderilmiş düzelsinler diye.doğulu bir kaç arkadaşım vardı, urfalıların bir deyimini çok sık söylerdi. “yorgansız yatarız oğlansız yatmayız” bu durumu açıklıyor aslında.karşı cinse olan güven bilinçaltında çok sarsılmışsa hemcinse yönelebiliyor insan, tanıdığım avrupalıların bazıları eşcinsel ve bu tür şeylerden bahsediyorlar. tabi ilk etapta değil daha koyu muhabbet ortaya çıkınca bu şekilde konuşmaya başlıyorlar. sonuçta herşey cinsellik değil, hayattaki sorunların paylaşımı ve dayanışma benzer insanların bir araya gelmesi ve haliyle eşcinsellerin biraz daha marjinal olmalarından dolayı daha sıkı bir şekilde birbirlerine tutunmalarını beraberinde getiriyor. cümle bozuk olabilir sabah sabah anlam düşüklüğü yapmış olabilirim =)
asıl sorun eşcinsel olmaktan ziyade onları marjinal diye tanımlamakta bence.erkeğin pala bıyığı kadının mini eteğinden fırlayan selülitli bacakları kadar normal eşcinsellerin fiziki görünüşleri de bence. ruhsal yapılarını sınıflandırmak zaten tamamen hata olur zira o kadar bireysel bir konuyu genellemeye çalışmak imkansız zaten.
@mansonilized marjinal olarak tanımlamanın “sorun” olması kanısına nasıl vardın anlamadım.çok yaygın bir örnek olarak cinayet kavramını ele aldığını düşün. çok sık ve olmakta olan şeyler “normal olma” özelliği kazanıyorsa mantığınıza göre, o zaman işimiz var. örneğin günde belki de yüzlerce insan cinayete kurban gidiyor, cinayet işlemek çok mu normal bir olay? normal bir olaysa mahkemeler kaldırılsın, yargılama olmasın herkes birbirini boğazlasın… çok sık olsa da bu marjinal uç bir olaydır.eşcinsellik aynı şekilde, normal gibi görünse de normal bir olay değildir. benim dediğim haklı, ben doğrusunu biliyorum 😛 ahahaha
eşcinsel eğilimi olan tek tür insan mı? güvercinler var mesela benim bildiğim, dişi bulamayınca birbirlerine yöneliyorlar..diğer hayvanlarda durum nedir bilmiyorum, biraz bakınıyım.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
homoseksüel olmanın doğal olduğunu savunanlara bir örnek olsun amacıyla gönderdim, biraz da laf olsun diye =)
eşcinselliğin hastalık olduğuna eşcinsellerden çok, her dinden, din adamları karşı çıkıyor, çünkü o zaman tedaviye cvp vermeyen bünyeler günah işlememiş oluyor, bu arada eşcinselliği de tanrı uygun görmüş oluyor, yani olay sandığınızdan çok daha karmaşık arkadaşlar.doğada binlerce yıldır görülen nice dahiler, filozoflar, sanatçılar yetiştirmiş eşcinsellik ne kadar doğal değildir, bilemiyorum yorum size kalmış, bu arada meyva sineklerinden insanlara uyarlama başarılı olacak mı bilmiyorum, ama tedavisi bulunmadan ne yersek kardır, bana müsade 🙂
iyide eşcinsellik hastalıkmıydı bir tercihmiy di ?zorla eşcinsel oldum dıyenı hiç görmedım
cinsel tercih yanlış bilinen çok yaygın bir tanımlama, kimse ben eşcinsel olayım demez, zaten eşcinseldir ve onun içine doğulur, kişinin doğasından içinden gelir ve bu çoğu kişi tarafından kendi kendine, nice sıkıntı, stresten sonra zor kabüllenilir.doğada görülen solak olmak ya da yeşil göz gibi bir çeşitliliktir. doğuştan hem kadın hem erkek organlarıyla doğanlar hermafrodit‘ler örneği sanırım bu konuyu anlamanıza, kafanızda toparlamanızda yardımcı olabilir 🙂
bence tamamıyla laf olsun diye olmuş bu. zira eşcinselliğin doğallığı şüphe götürmez bir gerçektir.
Bu Amerikalıların bu tarz sözde bilimsel yorumlarla gündemi meşgul edecek konular üretmelerinin iki belli başlı nedeni var diye düşünüyorum. Birincisi aptal olmaları, yani kültür düzeyinin “aydın” (münevver veya gavurca entelektüel) olmanın yanından bile geçmediğini Amerikan toplumunun geneli için söylemek mümkün. Bu cehalet Amerikalı çoğu bilim insanı için de geçerlidir. Kendi uğraş alanları dışında fikir ve bilgi sahibi olmadıklarından (Amerikan toplumu uzmanlaşmanın esas alındığı bir sosyo-ekonomik sisteme dayanır) Bilimsel çıkarımlarında pek çok hata yapmaktadırlar. Bir diğer neden ise, bilinçli olarak bilimsel çalışmaların saptırılmasıdır. Bunu başlıca amacı bir enstitüde veya üniversitede yapılan araştırmanın mali destek bulması için gündemi etkilemesi, konuyla ilgili bilgi sahibi olmayan ama parası olan kişilerin bir şekilde önemli keşiflerin yapıldığı izlenimine sokulmasının gerekliliğidir.Bu tarz yaklaşımlar sayesinde bilimsel terimler içerisine “tanrı geni” “tanrısal parçaçık” “eşcinsellik geni” “zeka geni” vb. bilimsel alt yapısı olmayan kavramlar sokulmaya çalışılmaktadır.Habere dönersek, meyve sinekleri ki böceklerle insan davranışları arasındaki uçurum epey fazladır, yapılan genetik müdahaleler sonucunda GB geni üzerinde oynanarak erkek meyve sineklerinin eşcinsel daha doğrusu diğer erkek sineklere kur yaptıkları gözlenmiş ve gende yapılan değişiklik tersine çevrilince bu davranışlarından vazgeçmişler. Bu nadide bilim adamları bu “gay geni” nin insanlarda da olduğunu belirtmekteler. Oysa durum gayet açık ve ortada bir gay geni yok. Sinir ağlarında meydana gelen bir değişiklik ile erkek sinekler diğer sineklerden gelen “feramon” kimyasallarının yaydığı kokuyu ayırt edememeye başlıyorlar. Bu yüzden de karşılarındakilerin erkek mi dişi mi oldukları hakkında hiç bir fikirleri olmuyor. Cinsel davranış da bu yüzden kendi cinsiyetinden olan bireylere yönelebiliyor. Olay bu kadar basit. Böceklerin çoğu otomat bir şekilde yaşamlarını sürdürürler ve bu mekanik sürece müdahale ederseniz yine mekanik tepkiler alırsınız. Bu olayın gaylik vs. ile ilişkisi yok.Aklına yatmayan varsa, bir küçük deney tatmin edici olabilir. Bir odaya erkek ve kadınları yerleştirelim. Sonra odaya gözleri bağlı gönüllü erkek deneklerimizi sokalım ama kimsenin kimseyle konuşmasına izin yok. Sadece koklayarak oda içerisinde bireylere dokunmadan hangi cinsiyete sahip olduklarını anlamaya çalışacaklar. Dişi olduklarını düşündükleri oda içerisindeki 3 bireyi kesin kararlarını verdikten sonra öpmeleri gerekiyor. Şimdi yukarıda bahsi geçen sözde bilimsel çalışmaya daha doğrusu yoruma bakılırsa, eğer odaya giren erkek denekler içerde koklayıp öptükleri bireylerden biri erkek çıkarsa eşçinsel oluyorlar. İş bu kadar saçma açıkcası.Denemesi bedava bakalım kaç kişi Ahmet Abi’yi öpecek.
zaten yazıda insanlarda da bu gen bulunmakta ve eğer varsa diye devam ediyor. kendi içimde çeliir saçmalatım düzeyini geçmeyen bir bilimsellik işte.
şimdi nası olsa bunun ilacı bulundu diye eşcinselliği deneyenler artar mı? amaç bu mudur? baktın beğenmedin iç ilacı kurtul
ayrıca kaç tane eşcinsel bu durumdan kurtulmak ister o da ayrı bir soru. şimdi bir kadın ya ben erkekleri tercih ediyorum ama bundan da memnun değilim biraz da kadınlarla olayım der gibi bişey bu da.
e o zaman eşcinsellikten biseksüelliğe geçiş olur hapa ne hacet?
ayrıca hap mıymış ki? fitil, surup, eliksir yahut saşe de olabilir. hayalgücümüzü sıırlamayalım bence.
bide 10 santimlik bi fitil miş al başına belayı
hap mı demişim yaaa…hiç farkında deiliim..ne önyargılı bi insan mışım beeee…
ver bakalım.
ben bu yüzden varım işte. önyargılarımızı yok edebilmek için. misyonum bu benim.
ufkunuzu geniş tutun, pencerenizi açın diosun yane
mersi manson ama ben almiim..böle pek bi mutluyum standart olaraktan…
pencere açıldı bilal oğlan piştov patladı diyorum sayın kopanisti.
pencerenin perdesini aç bana göster yüzünü diyenler ne olacak peki o zaman sayın manson
peki açma perdeleri perdeleri çek diyenlere ne demeli kop?
ne demeli zoey,
ah sayın kopanisti işte duygularımın dile geldiği an. bende son birkaç dakikamı yazmış olduğunuz eserin sözlerini bulmaya çalışarak hummalı bir kıvranış içinde geçirdim. bu anlamda teşekkürü borç bilirim.
estahafurullah
eşcinsellik bir sendromdur. ancak günümüzde moda akımı haline gelmiştir. avrupada birçok insan deneyim kazanmak amaçlı yapıyor bu işi…
ne modası yahu, dünyanın bütün toplumlarında eşcinsel oranları hemen hemen aynı, hatta kadın erkek ilişkisinin kısıtlandığı, günlük hayatta daha çok erkek erkeğe yaşayan arap ve doğu toplumlarında daha yaygın olduğu konusunda ciddi bulgular var.avrupa da eşcinsellik daha yaygın falan değildir sadece ortamın rahat olması, eşcinsel herkesin yasalar karşısında haklarının iyi korunması sebebiyle kimse pek saklama gereği duymuyor o kadar. şark toplumlarının meşhur cinsel iki yüzlülüğü ve namus anlayışı konusuna zaten hiç girmeyelim herkes bulduğu her kızı, karıyı .ikmek ister, sonra da evlenecek bakire kız arar 🙂
gaykedi, bak bu yoruma katılıyorum. herkes olmasa da bir kesim insan bunu yapıyor. avrupalı kızların yaklaşımı rahat olsa da kendilerine fahişe muamelesi yaptırmaktan hiç bir kız gibi onlar da hoşlanmıyor.araplar konusuna hiç girmeyelim zira, ne kadar illet millet varsa peygamberler onlara gönderilmiş düzelsinler diye.doğulu bir kaç arkadaşım vardı, urfalıların bir deyimini çok sık söylerdi. “yorgansız yatarız oğlansız yatmayız” bu durumu açıklıyor aslında.karşı cinse olan güven bilinçaltında çok sarsılmışsa hemcinse yönelebiliyor insan, tanıdığım avrupalıların bazıları eşcinsel ve bu tür şeylerden bahsediyorlar. tabi ilk etapta değil daha koyu muhabbet ortaya çıkınca bu şekilde konuşmaya başlıyorlar. sonuçta herşey cinsellik değil, hayattaki sorunların paylaşımı ve dayanışma benzer insanların bir araya gelmesi ve haliyle eşcinsellerin biraz daha marjinal olmalarından dolayı daha sıkı bir şekilde birbirlerine tutunmalarını beraberinde getiriyor. cümle bozuk olabilir sabah sabah anlam düşüklüğü yapmış olabilirim =)
asıl sorun eşcinsel olmaktan ziyade onları marjinal diye tanımlamakta bence.erkeğin pala bıyığı kadının mini eteğinden fırlayan selülitli bacakları kadar normal eşcinsellerin fiziki görünüşleri de bence. ruhsal yapılarını sınıflandırmak zaten tamamen hata olur zira o kadar bireysel bir konuyu genellemeye çalışmak imkansız zaten.
@mansonilized marjinal olarak tanımlamanın “sorun” olması kanısına nasıl vardın anlamadım.çok yaygın bir örnek olarak cinayet kavramını ele aldığını düşün. çok sık ve olmakta olan şeyler “normal olma” özelliği kazanıyorsa mantığınıza göre, o zaman işimiz var. örneğin günde belki de yüzlerce insan cinayete kurban gidiyor, cinayet işlemek çok mu normal bir olay? normal bir olaysa mahkemeler kaldırılsın, yargılama olmasın herkes birbirini boğazlasın… çok sık olsa da bu marjinal uç bir olaydır.eşcinsellik aynı şekilde, normal gibi görünse de normal bir olay değildir. benim dediğim haklı, ben doğrusunu biliyorum 😛 ahahaha
biber acıdır gerçekler acıdır gerçekler biberdirbravo ufo pilotu mantığın sınırlarında dolaşıyorsun
eşcinsel eğilimi olan tek tür insan mı? güvercinler var mesela benim bildiğim, dişi bulamayınca birbirlerine yöneliyorlar..diğer hayvanlarda durum nedir bilmiyorum, biraz bakınıyım.
gerçekler biberdir değil biberler gerçektir denmeliydi 😛 hahaha