insan toplumunda kabaca iki grup vardır. küçük bir azınlık, güç ve iktidarı elinde bulundurur. diğerleri ise bu küçük grubun hizmetindedir. yani yönetenler ve yönetilenler.ancak bu ikisinin arasında değişik bir tür daha vardır. bunlara her devrin adamı diyebilirsiniz. güç kimin elinde ise ona hizmet verirler. genelde gücü ve iktidarı paylaşmaya yaklaşmış ama ona ulaşamamış kişilerdir. insanları harcamaktan hiç çekinmezler ve bunu yaparken de hiç tereddüt etmezler. öyle bir an gelir ki, sadakatle hizmet eder göründükleri patronlarını bile daha büyük bir çıkar uğruna arkadan hançerleyebilirler.bir gazeteciden beklenen, o ayetin zamanın koşulları gereği yazıldığı, günümüzde insanların inanışlarına göre bir ayrımın yapılamıyacağı, tüm dünya insanlarının birbirlerinin inançlarına veya inançsızlıklarına saygı göstermeleri gerektiği gibi cümleler içeren, manşetten verilen ve şiddetle protesto edilen bir haberi vermiş ve bu olayı yorumlamış olmasıydı.dini siyasi amaçlarla kullanan iktidar ve iktidarın can dostu patronuna hoş görünmek adına gerekeni yapmamıştır.dini siyasi amaçlarla kullananlar ve din adına halkı sürekli gaza getirip diğer insanları rakip hatta düşman gibi gösterenlerin gücü, ileride doğabilecek toplumsal felakatleri önlemeye yetmeyebilir.
yorumlar
Aslına bakılacak olursa inançsızlık da bir yürek işidir. Siz bugünün çapaçul inançsızlarına, Allah’a karşı duydukları kinleri hamutlarına saklayanlara, demokratlığı bir bukalemun derisi gibi kullananlara bakmayın… Meriç’in Dafoe’den naklettiği gibi ‘Haksız olduğunu düşündüğü şeyi söyleyemeyen zavallıdır.’ Hem toplumun inancını küçümser, içten içe diş biler ancak iş sıkıya binince onlardan daha inançlısı yoktur.Tuhaf bir soytarı din icat etmişlerdir kendilerine. Beyinleri ibadet mekanı, kalpleri huzurevleridir onların. Allah ile çatışmayı göze alamadıkları için, ya zavallı üç beş hocayı yahut birkaç küçük çocuğu hedef tahtasına koyar hırslarını, kinlerini oradan gidermeyi denerler. Bir tür teselli ikramiyesidir onlar için bunlar.Örneğin bilmem ne şövalyelerinin kapısında ‘burada Tanrı yoktur’ yazısını aslanlar gibi savunur da, bir mezarlığın kapısına ‘Her nefs ölümü tadacaktır’ yazısını görünce uyuz olur, hınçlarını mezarlıklar müdüründen çıkarmaya çalışırlar.Oysa işin özü samimiyettir. İnsanoğlu Müslüman, da aradığı kadar arar kâfirde de samimiyeti. Ne ki, ister putperest olsun, ister ateist, ister deist, ister agnostik, önce samimi olsun ister.
bu gibi tartışmalarda nedense hep bu geliyor aklıma 🙂