C.Eren ÇELİKÜlkemiz özellikle son aylarda bir Ergenekon Soruşturması fırtınası ile sallanıp duruyor.İddianamesi 13 ayda bi zahmet hazırlanabilen bu soruşturma kapsamında emekli generaller,sivil toplum kuruluşu başkanları, akademisyenler ve siyasi parti liderleri göz altına alınıyor…Peki bu ülke için “tarihi” olduğu iddia edilen süreçte Türkiye’nin en büyük medya grubu olan Doğan medya grubu nasıl bir tavır alıyor ?Özellikle son gözaltıların ardından yer yerinden oynamışken bir gün sonra bakıyorsunuz Doğan grubunun amiral gemisinin “Paşa” lakaplı Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, köşesinde Kars’a giden Hürriyet Treni’ni yazıyor.Süreç ilerledikçe dikkat çekici biçimde ortaya çıkıyorki ne Hürriyet, ne grubun diğer gazeteleri davayı didikleme niyetinde değiller. Hep belli bir mesafede duruluyor…Ve tam bu yaşananların üzerine önce Fatih Altaylı bir televizyon programında “Aydın Doğan ve Ertuğrul Özkök’ü de içeri alabilirler” diyor, sonrasında Yeni Şafak Gazetesi “Aydın Doğan’ı Bitireceklerdi” diye haber yapıyor…Yani aslında resme bakarsanız Doğan’da ortada kalmış… Çünkü eğer darbeci paşalarla işbirliği yapmışsa devlet tepesine binecek, Yeni Şafak’ta yazan habere göre darbeci(!) paşalarla işbirliği yapmazsa bu kez Ergenekon yakasına yapışacak.Gel de çık işin içinden. Tam meşhur “iki taraflı değnek” durumu…Konumuza geri dönecek olursak Doğan medyasının bugün yaşanan süreçteki doğal olmayan kayıtsızlığına bakacak olursak bunun hiç de normal olduğunu söylemek o kadar zor olmaz.Çünkü bu grubun geçmişte 28 Şubat Sürecinde oynadığı aktif rol halen hafızalarda…Ama gelin görünki ne Türkiye 28 Şubat’ın Türkiye’si, ne de Aydın Doğan o zamanki Aydın Doğan…Doğan grubu ve doğal olarak Aydın Doğan’ın Ergenekon soruşturması esnasındaki tavrını buraya yansıtmamın elbette bir sebebi var.Bu ülkenin başta medya olmak üzere; enerji, finans, sigortacılık alanındaki en önemli güçlerden birisi olan Aydın Doğan, tüm medya gücüne, tüm emrine amade “kalemşörlerine” rağmen sinmiş bir biçimde adeta pusuya yatmış durumda…Ergenekon vak’ası sanki bu ülkede yaşanmıyormuşçasına bir strateji izliyor.Bunun mutla bir nedeni olmalı ama ne ?Benim buradaki tespitim şu…Olaylara böylesi bir tablo üzerinden bakacak olursak ortaya 2 sonuç çıkıyor…Bir; ya Aydın Doğan paşalarla ilişki içerisindeydi ve şu ana dek kendisi ile ilgili somut bilgiye ulaşılamadığı ya da ulaşılmak istenmediği için göz altına alınmamış olmaması durumunun devam etmesini istiyor.Bu durumda hepimizin temennisi Doğan’ın da eğer bir illegal yapılanma var ise ve kendisi de bu yapının bir destekçisi ise yüce adalete hesap vermesidir..İkincisi ise Aydın Doğan’ın bu işlerle hiç bir alakası yoktur ve bu davanın üzerine giderek iktidarın (dikkat edin “sistem” demiyorum “iktidar” diyorum. Çünkü bu dava artık siyasallaşmıştır ve tarafları mevcuttur)kendisine problem çıkarmasını istemiyordur…Eğer birinci tahminimiz doğru ise yapılacak şey basittir.Yukarıda da belirttiğimiz gibi Doğan’da yüce Türk adaletine hesabını verir, gereken ceza kendisine kesilir.Ancak durum 2. şıktaki gibiyse durum ülkemiz adına kötü demektir.Düşünsenize bir ülkenin en büyük, ondan da önemlisi en nüfuzlu sermaye sahiplerinden, medya patronlarından birisi iktidarın kendisini “cezalandırmaması” için asli görevi olan kamuoyunu bilgilendirme görevini gazete ve televizyonlarına yaptırmıyor, bu önemli süreçte habercilik adına kayda değer hiç bir refleks göstermiyor.Ve tüm bunları kişisel ikbalinden duyduğu endişe nedeni ile yapıyor…İşte durum böyle ise yaratılan ortama “korku imparatorluğu” denir…Son Ergenekon soruşturması nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, gerçek olan bir nokta vardır ki Türkiye’de artık yavaş yavaş bir “korku imparatorluğu” yaratılmaya başlanmıştır.Siyasi parti başkanları,askerler, yüksek yargı mensupları, akademisyenler,iş adamları, sivil toplum örgütü başkanları dinlenmiş, fişlenmiş ve takip edilmiştir.İşin daha vahim olan boyutunun yansıması ise sokaktaki sıradan vatandaşların bile telefonundan gelen, teknik aksaklıktan kaynaklı bir cızırtı sonrası “telefonum dinleniyor” paranoyasına kapılması, birkaç kişi bir araya gelip ülke meseleleri hakkında konuşulurken seslerin kısıklaşması olmuştur.Artık kimse rahat rahat cep telefonu ile konuşamamakta, gazeteciler bile görüşme yapacakları kaynakları “acaba ilerde başıma bir iş açar mı açmaz mı ? ” diyerek seçmektedir.Korku imparatorluğu bir toplumda faşizmin ayak sesi demektir. Faşizmin iktidarından önce mutlak surette bir “korku imparatorluğu” inşa edilir.Bunun en canlı örneği ise 2. Dünya Savaşı öncesi Almanya’sıdır.Demokratik seçimlerle iktidara gelen Hitler, ( Hitler ve partisi NSDAP Almanya’da 1933 yılında yapılan seçimlerde % 43.9 oy alarak iktidara gelmiştir)yarattığı “korku imparatorluğu” sayesinde sadece 1 yıl sonra diktatörlüğünü ilan etmiş ve insanlığın yaşadığı en büyük felaketlerden birisinin baş aktörü olmuştur.Türkiye’de böyle bir tehlike var mıdır ?Eğer Aydın Doğan sistemin değil, hükümetin kendisini “cezalandırmasından” korkuyorsa böylesi bir tehlikenin temelleri atılıyor demektir.İktidarın “%47 oy aldım, her istediğimi yaparım. Bu benim hakkımdır” tarzı söylem, icraat ve dayatmaları da kaygılarımızı arttıran diğer hususlardır.Eğer kaygılarımızda haklıysak çok da uzun olmayan bir sürede kendimizi “gettolara” sıkışmış bir şekilde kurtarıcı beklerken bulmamız işten bile değildir.O gettolarda yaşamayı istemiyorsak yapmamız gereken gettoların inşaasına izin vermemektir.Yoksa o inşaatlar bittiğinde iş işten çoktan geçmiş olur….
yorumlar
aydın doğan’ ın sessiz kalması yukarıdaki gibi iki şıkka bağlanabilir. benim aklıma ikinci şık daha çok yatar. zira muhalif tüm tv kanallarının üzerine giden iktidarın, zafer nidaları atan yandaş medyanın diline düşmek istemiyordur. sonumuz çukurova veya uzanlar gibi olmasın diye düşünüyordur. (işte çukurova grubu ile ilgili zafer nidası haberi. sanırım birileri şimdiden enkırmen olarak oraya kimi koysak diye hesaplar yapmaya başlamıştır.) bu adamlar iyidir kötüdür bunu bilemem de, böyle bir şekilde bunları hizaya çeken ve muhalifleri yok eden hükümet, tmsf neden hala eski ihlascıların da üzerine gitmiyor acaba? hala ihlas bank’ ta sırf faiz haram diye para yatırıp bu parası batan ve senelerdir alamayan adamlar var mesela…
ergenekon = kayıp kıta atlanti
pamuk prensesin öldürülmesinin, marilyn manson’un acaip giyinmesinin, ted bundy’nin katil olmasının, haktan akdoğanın ufo manyağı olmasının ve bilkentli kardeşlerin donunun düşmesinin ergenokanla ilşik olduğu konusunda delillerim var.
en son söylenen sene beşyüz bilmemkaç (yani bundan sittin sene kadar önce) kurulan tarikat bağlantısı haberiyle bir gözaltı dalgası daha yapıp dede korkut’ u da içeri alacaklarını bekliyordum ben. iddianame biraz erken geldi.
1.si başlıkla yazı konusunun alakası yok. aydın doğanın bilinçli sessizliği ile ergenekon – hitler bağlantısının ne alakası var? 2.si doğan medyası bugüne kadar mevzuyu görmezden gelmeye çalışmış, sulandırabildiği kadarıyla konuyu magazine çekmeye çalışmış, verebildiği kadar desteği vermiştir. burda bile mim nehrini takip eden herkes mimlerin çoğunun doğan medyası kaynaklı olduğunu görür. 3.sü doğan işadamı olduğu sölenen bi garip şeydir. havanın dönmekte olduunu görmüş ve pozisyonunu yeniden tanımlamıştır. yakın zamanda ergenekonculara atıp tutmaya başladığını görmek şaşırtıcı olmayacaktır. güzel u dönüşü yapmakta mahir baş ve kıç yazarları vardır. 4.sü yazıyı okuma zahmetine girmeden sallamanın serbest olduunu sölemiştim, yinede yazara bi kıyak geçmiş oliyim: bu kadar uzun yazmaya zannımca gerek yok, zira sadece başlığa bakıp sallamaya başlıyolar:) 5.si cuntacıların halkın hafızasının zayıf olduuna inanıp sürekli böle şişkebap yapmaya çalışmaları büyük cesaret, bakınız aşşada ilgili yazılar kısmında ergenekon ss leri kurmaya başladı deyu bi yazı var. birilerinin hitlercilik oynamaya başlamasının epeyce uzun bi geçmişi varmış, demekki halk unutsa bilem arşivler unutmuyomuş:)
clicia bence sen de dikkatli yaz.
neyi?
Sevgili OGUZKAgAN ;Fikirlerine saygılıyım, yazıma getirdiğin eleştirileri de saygı ile karşılıyorum ancak bir noktaya açıklık getirmem gerekiyor sanırım…”Başlık İle Konun Alakası Yok” tespitinde bulunmuşsun.Yazıyı dikkatle okuduğunda bu yazıda yapılanın aslında bvir Aydın Doğan analizi değil Aydın Doğan gibi güçlü bir medya patronunun bie iktidardan korkar hale getirilmiş olduğu,bir korku imparatorluğu yaratılmaya çalışılmasıdır. Hitler örneği de bunun için verilmiştir.Ayrıca sizin yorumunuzda belirttiğiniz gibi ben de Doğan medyasının ciddi habercilik refleksi gösterdiğini yazımda belirtiyıorum . Sorun burada zaten…Ama yine de okuma zahmetine katlanıp yorum ve eleştiri getirdiğiniz şiçin teşekkür ederim.SAYGILARIMLAC.Eren Çelik
Doğan medyasının ciddi habercilik refleksi göstermediğini yazımda belirtmiştim. Yukarıda yanlış yazmışım
KAYVENK DENEN SAHIS sana sordum, ya ozelden ya da buradan CEVAP VER, NEYI DIKKATLI YAZMALIYMISIM NEYI?
moderasyonun ikiyüzlülüğü midemi bulandırmaya başladı. sildiğiniz saçmalıklardan daha 1 ton var, onları silmiyosunuzda burdaki saçmalamaları niye siliyosunuz? bu kafayla giderseniz başınız cidden belaya girecek. her gün bi sürü salak “ifade özgürlüğü” adı altında devlet,hükümet yetkililerine, 3. şahıslara hakaret ediyo. ya onlarıda temizleyin yada bu saçmalamalarıda silmeyin. ilgilisi görsün, gerekeni yapsın.
STFU Troll
Aydin Dogan boylesi ciddi bir davada acik acik bir taraf sececek kadar aptal bir adam degil, olayin kurnazligina kaciyor, Aydin Dogan medyasi ciddi bir sekilde davayi sulandirmaya calisiyor, bir yandan da iktidar davanin ciddiyetini gostermek icin kendi medyasina haber sizdirip davayi daha da siyasallastiriyor.Davayi nasil sulandirdigi yapilan yorumlardan bile belli, savci orgutun kendini gecmisi cok oncelere dayanan bir tarikat gibi gosterdigini yaziyor, Dogan medyasi bunu alip savcinin iddiasi gibi sunuyor.Aylardir Dogan medyasi Iddianamenin temelinin gunlukler oldugunu yazdi, iddianame acilinca gordukki iddianamede gunlukler yer bile almamis, Tuncay Guney gibi ne oldugu belirsiz kisilerin tanikligiyla iddianamenin temeli olusturuldugu yazildi savcinin aciklamasi Tuncay Guney`i sadece dinledik ve buldugumuz delillerle Guney`in aciklamalarinin ayni oldugunu gorduk.Susurluk olayinda lambayi acip kapatanlar, o memleket sevdalilari susurluk davasinin askeriyeye ulasinca nasil durdugunu, belli bir yerinden sonra nasil ilerlemedigini hatirlamiyor sanirim, Susurluk davasinda sorgulanamayan tek adam Veli Kucuk idi.Tabi o zamanlar bir askeri gozaltina almak buzuk istediginden kimsenin cesaret edemedigi bir olaydi.Herkes bence her seyin farkinda da iktidar muhaliflerinin canini sikan sey bunu hukumetin kendi lehinde cok guzel kullanabilme olasiligi…Derin devletle hukumetin iktidar savasinin sonucunu merak edenler Aydin Dogan medyasinin ilerde alacagi tavira baksinlar, bu adamlar kime opucuk yollamaya baslamislarsa bilinki o taraf galip gelmeye baslamistir.
aydın doğan’ ı sevdiğimiz sonucuna bağlanıyor sanırım bu ama bu bilmemkaçasır senelik örgüt haberini iktidar yanlısı haberciler de yapmıştı diye hatırlıyorum. ayrıca iktidar yanlısı medyaların da habercilik yaklaşımlarını aydın doğanın medyasından geri kalır bulmadığımı hatta bazen daha ileri gittiklerini de defaatle dile getirdim. al birini vur ötekine diye düşünürüm. yeniden söylemenin de gereği yok. olayları herkes kendine göre yonttu durdu.
bence bu kadarı bile kendini bilen bir toplumun, yukarıdaki yazıda da belirtildiği gibi nasıl milletin sesinin kesilebileceğini (ve korkulması gerektiğini) anlaması için yeterli. ilk yorumumda da belirttiğim gibi herkes işine gelenin üzerine gider, gelmeyenin gitmez bu durumda. bunu sadece bu hükümet mi yaptı? hayır elbette. bu böyle olunca biz ultra süper iktidarız diye hükümetin kendini savunması ve eski iktidarlardan daha dürüstüz demesi biraz komik kaçar. çok çok çeşitli örneklerle görüşümle ilgili yazabilirdim ama yazının amacını saptırmak istemiyorum. bilip yorumlayan çoğu kişi bizlerin yazmasına bile gerek kalmadan anlar aslında. ilk yorumumda bunlardan birine değindim mesela. operasyon başından beri darbeye karşı yapılıyormuş gibi gösteriliyor ama madem ki darbe suç o halde geçmişte bunu yapanlar neden mahkemeye bile çıkarılmıyor? veli küçüğü sorgulamak dübür istiyorsa hadi sorgulasınlar malum kişiyi..
Ergenekon Nedir, Nasıl Anlamalıyız?
ben özetleri bekliyorum. direk ordan çalışacam konuya.
@hayalci attığın linkteki yazıyı okuyayım dedim ama
ne demek laiklerin yahu. bu kadarı bile attığın linkteki adamın anladığı gibi anlamamam için bir sebep bir kere.laiklerin diye karşı cepheyi tanımladığında zaten amaç bellidir. bu noktada birsürü argüman sunar şöyle veya böyle ama herşey karşı cepheyi yok etmeye yönelik gelir.
ayrıca aynı linki başka bir mimde de yapıştırmışsın cevabım oradaki için de geçerli.