Ömrü kısa, yaşadıkları uzun olmalı insanın,, zaman iç-in-de..
Tanrım, insan olmak ne zor bilir misin??Babalarını yanına çağırısın, annelerini, çocuklarını…Ayrılığa katlanmak, insanın dudaklarından ayak ucuna değin iğrenç bir tat bırakır. O tat nefesine yapışır, nereye gitse kokar. Bir bakışta o kokuyu alırsın.. ne çağrılansın ne uğurlayan..merak bunun adı, affet, bilebilir misin?Sadece bu tat değil!Anılar ve yaşıyor olduğumuz her şey, oradan oraya taşıdığımız valizler, beynimizdeki ve kalplerimizdeki bilinmezlikler, bileklerimizdeki şifreler, aklımıza gelmeyenler …düşünmek nedir bilebilir misin?Otuz günlük muhteşem canlının ne kadar çok çiş yaptığına şaşırmak,,ya aşk?Kadın erkeğini nasıl sever anlatsam inanır mısın? Yalnızlar, onlar sana daha mı yakınlar?…(milyarlarcası)…inandığım ve güvendiğim gibi yalvarıyorum sana, dünya garip, bazılarımıza..bilmiyorum Tanrım, bu dünya ve sen neden bu kadar büyük, niçin var?? Biliyorum günahkarım, affet, ver insanlığımıza....dünya Zorbanın elinde, Tanrı’nın eli Zorba üzerinde..giydiğim ten, taktığım şu gülümseme, dil dile vurur iken,ilik, ilik içinde sığındım bildiklerime,,sırt çevirdim şimdilerde…