Earthlings Istanbul Film Festivali’ndengösterimi yapılmadan kaldırıldı.
Kelime anlamı dünyada yaşayan canlılar olan Earthlings can yakici bir belgesel. Shaun Monson‘un yazıp yönettiği, katıldığı festivalerden ödüllerle dönen bu etkileyici yapım hayvan hakları konusunu ele alıyor ve insanların hayvanlarla ilişkisini, onlara neler yaptığını, neler yaşattığını son derece etkileyici ve gerçek görüntülerle anlatıyor, o kadar vahşi boyutlarda ki insanların aynı gezegende yaşadığı hayvanlara yaptıkları, filmin başında ciddi bir şekilde uyarılıyor izleyiciler; Çocuklar izlemesin..Sıkı bir hayvan hakları savunucusu olan Joaquin Phoenix tarafından seslendirilen bu belgeseli izleme yürekliliğini gösterebilecekler buyrun. (belgesel 1.5 saat uzunluğunda, tamamı bu linkte google video dan izlenebiliyor, dili ingilizce, altyazısı da ingilizce ama zaten görüntüler her şeyi anlattığı için dil bilmeye gerek kalmıyor!)Meraklasına not : Earthlings “Dünyalılar” adıyla IF Istanbul Film Festivali’nde gösterilecekti, biletlerinin satışa çıkmasına rağmen gösterimi yapılmadan festivalden kaldırıldı. Neden böyle bir girişimde bulunduklarına dair bir açıklama yok.
yorumlar
ilk firsatta seyretmeliyim.
Türkiye’den İHA kaynaklı görüntüler PETS(ev hayvanları) bölümünün sonunda etkili bir şekilde yer alıyor: Çöp toplama arabasının ağzına canlı halde atılan bir sokak köpeği.Mezbahane görüntüleri de insanı hazır et almadan önce durup düşündürtecek cinsten…!
yazıyı okuyunca önce bi seyredebılır mıyım acaba diye düşündüm ama ilk dakıkalarda sınır katsayım arttı kendımden ve herkesten daha da nefret etmemi sağlıyor bunlar,insanlığımdan utanıyorum bır vegan ve hayvansever olarak umarım bunları yapan ınsanlar o hayvanlardan daha acı bır şekilde can verir.ınsan soyundan gelen herkesın bence lanetlenmesi gerek sırf bu işkenceler adına.insansız bır dunya eminim daha güzel olurdu herkes benı bu kadar öfkeli ve sinirli olduğum için affetsın.tanrı yada kral bız değiliz kimse bunu unutmasın.
Tek kelimeyle yürek kaldırıcı, inanılmaz bir deneyimdi bu filmi izlemek…Amerikan mezbahalarında canlı canlı kancalara asılan ve “eti daha lezzetli olsun” diye gırtlaklarına hart diye sokulan bıçaklarla, henüz hayattayken kanları saatlerce yere boşaltılarak yavaş yavaş öldürülen sığırların içler acısı böğürtüleri…Berbat koşullardaki kümeslerde birazcık daha yer kazanabilmek için kulakları ve kuyrukları “anestezi yapılmadan” makasla kesilen, bu işlemden sonra kan kokusunu alıp birbirlerini ısırmasınlar diye de dişleri kerpetenle (yine anestezi olmaksızın) sökülen domuzların insanın tüylerini diken diken eden tiz çığlıkları…Derisi diri diri soyulduktan sonra, vıcık vıcık kanlar içinde kameraya dönüp insan olanları insanlığından utandıracak son bir bakış fırlatan yavru foklar…Fast-food zincirleri için devâsâ üretme çiftliklerinde tıklım tıkaş koşullarda yetiştirilen ve -herhalde böylesi işletmecilere çok daha kolay geldiğinden dolayı- “üzerlerinde tepinilerek” öldürülen tavuklar…Kürkleri için henüz canlıyken haşlanmış sulara, asit banyolarına sokulan tilkiler ve diğer yabanî kedi türleri…Sirklerdeki gösterilere hazırlanırken en ağıza alınmayacak küfürler eşliğinde habire kırbaçlanıp yetiştiricilerinden inanılmaz dayaklar yiyen, bunun sonucunda da zaman zaman çıldırıp “efendilerini” öldürmeye kalkışan filler, aslanlar, kaplanlar, köpekler…“Bilimsel araştırma” kimliği altında laboratuarlarda -henüz canlıyken- beyinleri açılıp cerrahî operasyonlara, en ağırından elektro-şoklara ve daha türlü türlü “bilimsel işkenceler”e tâbi tutulan babun maymunları…Ve ne yazık ki bu kadarla da kalmayıp, bundan çok daha fazlasını gözlerimizin içine sokarak göstermekte söz konusu yapıt… Ali Murat Güven izlemek isteyenler içün adres.
Tek kelimeyle yürek kaldırıcı, inanılmaz bir deneyimdi bu filmi izlemek…Amerikan mezbahalarında canlı canlı kancalara asılan ve “eti daha lezzetli olsun” diye gırtlaklarına hart diye sokulan bıçaklarla, henüz hayattayken kanları saatlerce yere boşaltılarak yavaş yavaş öldürülen sığırların içler acısı böğürtüleri…Berbat koşullardaki kümeslerde birazcık daha yer kazanabilmek için kulakları ve kuyrukları “anestezi yapılmadan” makasla kesilen, bu işlemden sonra kan kokusunu alıp birbirlerini ısırmasınlar diye de dişleri kerpetenle (yine anestezi olmaksızın) sökülen domuzların insanın tüylerini diken diken eden tiz çığlıkları…Derisi diri diri soyulduktan sonra, vıcık vıcık kanlar içinde kameraya dönüp insan olanları insanlığından utandıracak son bir bakış fırlatan yavru foklar…Fast-food zincirleri için devâsâ üretme çiftliklerinde tıklım tıkaş koşullarda yetiştirilen ve -herhalde böylesi işletmecilere çok daha kolay geldiğinden dolayı- “üzerlerinde tepinilerek” öldürülen tavuklar…Kürkleri için henüz canlıyken haşlanmış sulara, asit banyolarına sokulan tilkiler ve diğer yabanî kedi türleri…Sirklerdeki gösterilere hazırlanırken en ağıza alınmayacak küfürler eşliğinde habire kırbaçlanıp yetiştiricilerinden inanılmaz dayaklar yiyen, bunun sonucunda da zaman zaman çıldırıp “efendilerini” öldürmeye kalkışan filler, aslanlar, kaplanlar, köpekler…“Bilimsel araştırma” kimliği altında laboratuarlarda -henüz canlıyken- beyinleri açılıp cerrahî operasyonlara, en ağırından elektro-şoklara ve daha türlü türlü “bilimsel işkenceler”e tâbi tutulan babun maymunları…Ve ne yazık ki bu kadarla da kalmayıp, bundan çok daha fazlasını gözlerimizin içine sokarak göstermekte söz konusu yapıt… Ali Murat Güven izlemek isteyenler içün adres.
senin yorumunu okuyunca izlemis kadar oldum
bu filme türk usulü katkı anca hayvanlara maret, burger king artığı zehirli et yedirmekle olabiliyor. çok hassas milletiz vesselam. halk dilinde zehirli tabii, normalde sadece bakteri varmış, yemeye devam. bize bişi olmaz.