Nasıl başlamıştı tanışıklığımız? Cumartesi günleri henüz tatil edilmemişti, yarım gün çalışılırdı, ben de ilkokulda mıydım? Nasıl da sevinçli dönülürdü eve. Yarım gün de olsa tatildi ya.Radyoda Eyfel’den Müzik programı başlardı, kusursuz bir klarnetten süzülen Petite Fleur‘ün melodileri sarardı salonu. Bir de babamın yaktığı sigaranın dumanı. Yenice sigarası. Küçük yassı karton kutuda 20 yassı sigara, fitresiz. Kibritin çakılışı, o müthiş sülfür kokusu ve sigaranın masmavi dumanı.
Arka bahçede yakalanıp nasıl da azar işitmiştik komşumuz Naciye teyzeden? Değmemişti de aslında o delice öksürten ve gözlerden yaş getirten zehir gibi dumana.Bayramlarda mı konurdu misafir odasındaki büfeye sigara paketleri? Yakasigarası,kahverengi yassı, çukulata gibi görünür ağzımızı sulandırırdı. Gelincik hanımlarındı. Küçük kare karton kutusunun üstünde kırmızı bir gelincik resmi, asıl cazip gelen de sigaraların ucunun kırmızı oluşuydu öyle değil mi? Hele Gönül Teyzenin kıpkırmızı rujlu dudaklarına nasıl da yakışırdı Gelincik? Gelinciğin üretimi durduruluğunda hastalar olup yataklara düşmemiş miydi?
Bahar sigarası ise yassı değildi, kibrit çöpü misali incecik yuvarlaklardı… Eve gelen ağırca bir misafirse, hele Müdür Bey filansa hemen bir koşu bakkala gidilir Yeni Harman alınırdı. O daha iddialı, kalınca bir kutuda sunulurdu.
Yıllar geçti aradan, sigara tutkusu çocuklukta küllendi gitti.Sonra lise bitirmede son sınav değil miydi İngilizce sözlüsü, masanın arkasında oturan Nihal hanım aldığı cevaplardan mutlu, gülümseyerek önündeki paketten bir Çamlıca alıp yakmıştı da nasıl da sevinç içinde çıkmıştık salondan.Eve tonlarca yükten kurtulmuş, uçarcasına hem de ‘Lise Mezunu‘ olarak dönerken ilk iş bakkala uğrayıp bir Çamlıca almak olmamış mıydı? Mentollüydü, pardon biz ‘naneli’ derdik değil mi?
İlk sigaralar başı döndürüp, genzi ve ciğerleri hafif yakarken, sonrakiler nasıl keyif verir ve aranır olmuştu… Gizlice içilen sigaranın keyfi de bi o kadar katlamalı mıydı ne? Ya o az bulunan ithal sigaralar? Kent‘in paketi bembeyaz, markası nasıl da afilliydi? Küllükte bıraktığında kendi kendine yanar biterdi. Oysa bizim o yıllardaki Samsunlar, Maltepeler kolay kolay yanmaz, bir iki nefes sonra, hele tablada bıraktın mı söner giderdi, içinden çıkan kütükler de o kötü içimin cabası mıydı ne?
Ya o kırmızı Marlboro ile tanışmak hele? Efsane değil de neydi?
Sonra bir Montreal gezisi, otele varış, resepsiyondaki soru:-Sigara içiyor musunuz?-Evet-O halde sizi otelin batı kanadında bir odaya vermek zorundayım.
İlk şok…Sonra sigara içiminin uçaklarda, otobüslerde, trende yasaklanışı. ‘Hay allah bunca yıl bu ortamlarda nasıl içmişiz? Daha doğrusu içilmesine nasıl izin vermişler?’
Sonra ani bir karar… Bir yılbaşı gecesi büyük aşkla vedalaşma…Ertesi gün biraz sinirli miydim? Yok yahu biraz olur mu? Delice sinirliydim. Masama kocaman bi ‘BİR’ rakamı iliştirmiştim. Kaça kez dişlerimi fırçaladım o gün? Ya kaç bardak su içtim? Belki on, belki yirmi desem yalan mı olur? Masadaki rakam ilk günler nasıl zorlukla değişti? Birken iki oldu, zor bela üç, beş, on… İşte ‘on‘ sihirli rakam gibiydi, sonra uçtu gitti, seksenbeşe, ikiyüzelliye filan nasıl kolay ulaşabildik.
Artık geriye dönüş yoktu, çünkü tüm gemiler yakılmıştı. Diş temizliği yapılmış, giysiler kurutemizlemeye verilmiş, perdeler yıkanmıştı…Onsuz da güzeldi yaşam…
Hala güzel, ‘yirmibir yıl‘ sonra bile… Efendim? Siz hala bağımlı mısınız? Keşke bir deneseniz… Eminim başaracaksınız. Bol şanslar.
yorumlar
Çok güzel bir anlatım , bayıldım..Çikolata mı Çukulata mı, bil bakalım 🙂
Sonra sigara içiminin uçaklarda, otobüslerde, trende yasaklanışı. ‘Hay allah bunca yıl bu ortamlarda nasıl içmişiz? Daha doğrusu içilmesine nasıl izin vermişler?’çok güzel bir yazı olmuş. tebrik ediyorum
ayrintilar cok guzel, begendim gercekten
Anlatım güzel. Ama esas güzellik anlatılanlarda… İnsanın isterse ne kadar güçlü olabileceğini, hayattan vazgeçmeye değecek kadar önemli hiçbirşey olamayacağını çok sade ve etkili bir dille anlatmışsın. Hem sigaraya açtığın savaştaki başarın, hem de bu güzel yazın için tebrikler!
gerçekten de güzel bir anlatım ve etkileyici bir son.
walla cok güzel yazılmış bi yazı amaaaaa… fiiliyata gelince, benim için sigarayla vedalaşmak imkansız… keşke senin gibi yazabilsem de sabah kahvemin yanında içtiğim ilk sigaranın dumanının verdiği keyfi anlatabilsem. haa bir de düşünsene bahar geldi, içerilere tıkılmadan şöyle boğazı seyrederken bir akşamüstü viskisinin yanında bi nefes sigara olmadan olur mu?
hayatından sildiğin anda ondan aldığın zevk de bitiyor, özlemiyorsun, aramıyorsun
pilli bebek aslında haklısın, yazı dilinde çukulata değil, çikolata olsa gerek… ama türkçe söylendiği gibi yazılan bi dil ya, kılavuzdan yazılan sözcükler sence de biraz yapay sound etmiyor mu?
olmazzzz, ille de imla kılavuzuna uyacaksınnnnnnn zaten yazının bir kaç yerde de bir yerine bi demişsin… allahbilir sen ağabey yerine abi, erol yerine eröl filan da yazıyorsundur.
12 den vurdun majör… tamam laf kalabalığı iyi de o senin dediğin viskinin kahvenin yanında aradığın duman tümüyle relatif… istersen bal gibi vazgeçebilirsin sigaradan ama şunu bil viski de kahve de yine aynı lezzette olacak.
ne yazık ki mümkün değil. çünkü denemek hatta hayal etmek bile istemem.çünkü böyle mutluyum. sahi sen öyle veya böyle bu hayatın bir sonu olduğunun farkında değil misin?yani ille de keyiften uzak mı yaşansın?
peki majör, diğer insanların rahatsızlığı da seni etkilemiyor mu? kendini ikinci sınıf insan gibi hissettiğin olmuyor mu?ya bir gün nefes almakta zorlanırsan? böyle yaşamak pardon sürünmek seni korkutmuyor mu?
iyi peki. sen yazında diyorsun ki eyfelden müzik çalardı radyoda babamın sigararasının masmavi dumanları sarardı etrafı. peki o zamanar huzurdu keyifti de o masmavi dumanlar, şimdi hemen korkunç kanserojen ve nefret edilecek bir şeye mi dönüştü?
Güzel çekmişim
aaaaa bu fotoğrafı nereden buldun KILIZ? olağanüstü
Yaşadığım yerde bir antkacı dükkanının penceresi:)
Bunların içinde ne yazık ki benim içtiğim sigara yok, ama annemin Meltem içtiğini hayal meyal hatırladım galiba.
majorlerbitt, anneniz meltem olmadığı zamanlar salem mi içerdi acaba?
konustum annemle… o da bırakanlardan. dedi ki:-o yıllarda meltem’den önce çamlıca sigarası vardı, onu içerdik. tamam salem de vardı ama ithal sigara olduğu için bize çok pahalı gelirdi. hatta memlekette döviz kıtlığı olduğu için salem , kent, pall mall, camel gibi ithal sigaralar nadiren bulunurdu olsa olsa amerikan pazarlarının vitrinini süslerdi.annem, bülent ecevit’in en parlak başbakanlık yıllarında bile yerli sigaralardan şaşmadığını, 2 bin sigarası içtiğini de anlattı.benim oldum olası bizim memlekette ilginç buluğum konu bir üretimin uzun yıllar devam etmemesidir. bakın ne hayaliçinde geçti’nin anlattığı sigaralar ne de kılız’ın yayınladığı muhteşem fotoğraftak sigaralaın hiçbiri üretilmiyor artık.
evet yaa, o fotoğrafa bakar mısınız? kılız’ın koyduğu fotoğrafa. mesela hayatımda hiç görmediğim polis sigarası bile var. acaba hala üretiliyor mu?eskiden silahlı kuvvetler sigarası da vardı. acaba o hala üretiliyor mu?bilen var mı?
Silahlı Kuvvetler sigarası üretiliyor evet.Diğer sigaraların üretildiğini sanmıyorum
TARAF gazetesi 10 kupon biriktirene 1 paket SİLAHLI KUVVETLER SİGARASI verme promosyonu yapsın!!!!!!HAHAHAHAHAHAH
Hahahahahahah bu yorumu tutuyom!
yalnız Taraf’ın dağıtacağı o promosyonlu sigaraların üstüne şu yazılsın:”TSK SAĞLIĞINIZA BALYOZ GİBİ İNECEKTİRRRR!!!!”
ben de bunu tutuyorum.
insin.
bence de insin…ey tiryakiler ne olur bir kez deneseniz şu düşmanınız sigaradan ayrılmayı?
sonuçta herkes bigün ölecek.bari zevkle yaşayalımmm
zaman zaman düşündüğüm bir şey bu
hele eski filmler? bence sezonun müthiş dizilerinden biri madmen idi ve orada her sahnede istisnasız herkesin elinde bir sigara vardı.
sigara iyidir, içiniz..
öneriniz tahtalı köye erken gitmek isteyenler için herhalde
tahtalı köy derken..
aslında buradaki yazışmalar kimi unuttuğumuz deyişler de nasıl güncelleştiriyor. eskiden hep tahtalı köy eprisi yok muydu mezarlık yerine?
sigara içmeyenler tahtalı köye gitmiyorlar mı ?
onlar tahtasız pardon kibritsiz köy filan tercih ediyorlar zahir!
keşke içilmese ama olmuyor
ey sigara içenler dişinizin renginden teninizin kokusundan,yürüyüşünüzün temposundan memnun musunuz? mutlu musunuz?siz olsanız bile sevgiliniz de bu durumdan memnun mu?
bizim ailede içen yok.spor yapan insanlar zaten bu illetten uzaktır.o pis kokuya melekler bile yaklaşmaz insana.zıkkım için lö.
….
valla bir de şu varkallavi bir türk kahvesi içiyorsun ya da buzlu bir viski var elinde… eeeee? öbür elinde yeni yakıp tüttürmeye başladığın bir gitanes olsa nasıl olurdu?
ona bakarsan:sevgilini bekliyorsun o avm nin tam da sigara içilen terasında gelmiyor. o gün senin portföyündeki kağıtlar kaybettikçe kaybediyor. cüzdanın çalınmış sen bunu 6 saat sonra farkediyorsun. cenaze töreninden ayrılıyorsun, sevdiğin dostunu toprağa vereli 15 dakika olmuş, ortak dostunuz sana bir sigara uzatıyor.eh nasıl olurdu bir camel tellendirmek?
tamam yaktın bi camel da,-sevgilin geldi mi?-borsa yükseldi mi?-cüzdanın bulundu mu?-ya ölenler dirildi mi?hem… toprağı bol olsun dostunun da, belki de akciğer kanserinden ölmemiş miydi?
olsunnnnnnn o camel’dan ciğerlerin taaaa dibine çekilen o nefes var ya. bir an da olsa borsayı da sevgilinin geç kalışını da giden cüzdanı da unutturur insana.
camel camel güldüm bu yoruma..
alın size camel ları söndürmeniz için değişik bir sigara tablası
sigarayı nereye attığımız değil nereden aldığımız önemli
buyrun bir de bu paketten sigara yakın:
yav hayaliçindegeçti niye vazgeçmiyosun şu ısrarından? tamam yazı çok güzel, oyumuzu da verdik, netekim bu sabah kahvem masamda, bir de camel tellendirip bir kez daha okudum ve de keyf aldım ama… nerden çıktı şimdi o sinir resim?
major kadar şanslı değilim masamda tüttüreyim. ama bazen de başka şanslar buluyor insanı.bu sabah girişte o’nunla karşılıklı tüttürdük biz de…
NASIL?
bir kaç yıl sonra onu gör.
son resim için bir kaç yıl yetmez bence,bu kadar zarar vermesi için en az bir asır gerek:)))
sinjob,valla lavaziye miydi dünyada hiçbir şey yoktan var edilemez ya da yok edilemez diyen bilim adamı?muhterem sağ olsa bence derdi ki:yukarıdaki sarışın asla alttaki sarışına asla ve de kat’a ve de kesinlikle, ama kat i surette , never ever dönüşemez
BUNU HİÇKİMSENİN OKUMAYACAĞINI BİLİYORUMMMMM ONUNÇÜN HAYKIRARAK İTİRAF EDİYORUMMMMMCİGARAYI BIRAKTIM TAMMMMM 3 GÜN ÜÇ GÜÜÜÜÜÜÜÜÜN OLDU!!!
helal sana helal olsun… YETER Kİ ŞEYTANA UYMA.sakın şunu unutma, sigara içenler, bırakabilenleri çok kıskanır ve yeniden başlatmaya çalışırlar.
evet ya içenler bırakanları çok kıskanır, “keşke ben de yapabilsem” derler ama bunu itiraf edemezler, o yüzden diğerlerini başlatmaya çalışırlar.
Walla nasil israr ediyorlar!
Kilolular da zayıfları kıskanır, habire birşeyler ısmarlarlar yesinler de kilo alsınlar dıye..
hala devam mı creme de la creme? unutma bugün 4 (DÖRT) gün oldu. sakın vazgeçme.
CREME”HADİ YAK ŞURDAN Bİ TANE…”DESEM…????
yok yok vazgeçtim devam, bugün gün mü?
sakın sakın sakın5. gün mü bugün?