düşüme yattım, düşümde kalktım.
başladım düş sokağında yürümeye..saçlarım olabildiğince dağınık, ayaklarım yalın, ellerimde ayıcık..ve yanımda gölgem..elini kolunu sallayarak bir adam yürüyordu.. geldi, karşımda durdu. ‘Açıl..’ dedi kalbime, kalbim açıldı. ‘Dur!’ diyecektim, gölgem sesimi tuttu. bıraktı.. artık, sesimde davet vardı.‘burası benim yerim.’ dedi.‘yalan’ dedim._olsun inanalım.bencilim.._kim değil ki!yalnızlığa alıştım ben._sana kıyamam.bir şeyler söylüyordu, sanırım anlatıyordu. acı çektim diyordu. hırs diyordu. geçmiş onundu, beni ilgilendirmiyordu.hayal kuruyordu. hayale ilişiyordum. orkideye su veriyordu. belimden sardığı gibi verdi düşün yarısını.‘yarım çay bardağı kadar olmalı’ dedim. döktü suyun yarısını. kötü espriler yaptım, ben olmadığımı anladı.nasıl sevilir ? bilmiyordum ben. nasıl durur-nasıl bakar insan? nasıl mutlu etmeye kalkışır bunca hüznüyle, günahlarıyla ipe çekilmeye hazırlarken kendini üstelik!yorgundum ve geceyi yaşamak istiyordum. benim yerime bekler misin diye sordum, yapamazsın değil mi dedim. yemek yapacağıma söz verdim. geceyi sabaha, beni bana teslim etti.dünya dönüyordu başında, aradım, merak ettim. ‘ne iyi ettin’ dedi. yetinmedim, aradım, açtı biliyordum. ‘bu kadar saat açsın, biraz daha aç kal..’ dedim, kaldı.. sabah beşte aradım, şiir okudum, dinledi. ‘gece ikide aradım, insaf et, yarın iş var’ dedim._haklısın.ama bu kadar fazla.._sana değil.yatağımdan kalktım, düşüme yattım.