Ülkemizde çocuk yaşta başlatılıp, yetişkinlikte de devam ettirilen karanlık bir beyin yıkama işlemi kontrolden çıkmış bir şekilde devam etmektedir.Bu yıkama programı, mesleği din adamlığı olup, bunu bezirganlığa çeviren gözü dönmüşlerin, reyting uğruna her yola sapabilecek yazılı ve görsel medyanın ve iktidar uğruna bu halka her türlü kötülüğü yapabilecek siyasetçiler ve egemen sermayenin işbirliği ile sürdürülmektedir.Aşağıdaki hikayeyi star televizyonunun sabah programında izledim.Cennete gitmeyi hak edip, orada bulunanların ikinci yaşamlarından bir kesit anlatıyor bezirgan. Burada söz konusu cennete gitme hakkını kazanan kişilerden kasıt, bu dünyada eziyet çeken, köle olarak kullanılan, işsiz, yoksul, çaresiz, genç yaşta çeşitli nedenlerle ölüme gönderilebilecek ama tüm bunlara rağmen haline şükredip, neden bu böyle diye sormayan ve sormayacak insanlar. Yani egemen güçlerin bu dünyada yaşadıkları cennet hayatını koruma ve sürdürme amaçlı kullanılan kitle.Hikaye şöyle:Cennette ikamet eden şahıs pazar yerinde geziyor. Alışverişe çıkmış. Kendisinin tipi biraz bozuk veya o öyle görüyor. Cennette ne önemi varsa? Pazar yerindeki bir bölümde de pek çok yakışıklı ve güzel suretler sergileniyor. Ne bileyim, mesela Bihter ve Behlül gibi. Kendi tipinden hoşlanmayan veya dünyada geçirdiği iş kazasında veya emperyalist ülkelerin midelerini doldurmak amacıyla çıkarılan savaşlarda kolunu, bacağını kaybeden şahıs o suretlerden birini alıyor ve kendisine monte ediyor.Ne güzel ve pratik bir çözüm değil mi?Cennetin Türkiye’ye ait bölümünde Bihter ve Behlül’den geçilmez herhalde…