Hücre, bir canlının bütün özelliklerini taşıyan, en küçük birimidir. İnsan da birey olarak yaşadığı toplumu yansıtır. Canlıların hepsi hücrelerden oluşur, topluluklar ise bireyden, hücrelerden oluşma, ayrı canlıların en belirgin ayırt edici özelliğidir, bireyden oluşan toplumların özelliği de yine bireyde saklıdır. Hücreler bağımsız hareket ettikleri halde birlikte iş görürler. Bireyler bağımsız hareketleri ile hem kendi yaşamlarını hem de oluşturduğu toplumun hayatını idame ettirmesini sağlar.Aynı alanda gerçekleşen birçok toplumsal olayın genel adı toplumsal olgudur. Tek bir topluma ya da kişiye özgü değil, bütün toplumlara ya da kişilere özgüdür. Aynı türden birçok değişmeyi anlatmak için kullanılır. Başlangıç ve bitiş süresi ve nerede biteceği kesin olarak belirlenemez ve Soyutlama ve genelleme yoluyla elde edilir. Toplumsal olguya önemli bir örnek devrim-yeniliktir. Şimdi yazının başında neden hücre ile insanı karşılaştırdık. Hücreler bölünme ile kendisini yeniler ve çoğalır insan da doğumla çoğalır. Doğum da bir yeniliktir. Burada önemli olan ve temas etmek istediğim konu YENİLİKTİR. Yenilik denince aklıma hücrelerin kendini yenilemesi ve Cumhuriyet devrimleri gelir. Bence ikiside büyük bir olay. Yenilik hayatımızın her alanında olması gereken bir olgudur. Değişmek birey ve toplumun gelişerek daha ileri gitmesi demektir. Yenilenmek için başka toplumları örnek alabiliriz. Bu yenilik toplumumuzu diğer toplumlar arasında ileri seviyelere taşıyacak nitelikte olmalıdır. Yani başka toplumların hayatlarını yozlaştıran ananelerini kendimize “biz de bu yok” diye örnek almamalıyız. Özellikle teknoloji alanında yapılan yenilikler toplumu ve ülkemizi ileri götürür.Dünya medeniyetleri arasında önemli bir konuma sahibiz. Bir zamanlar dünyaya hükmeden ancak zorbalık yapmayan Osmanlı İmparatorluğunda da birtakım yenilikler yapılmıştır. Bu yenilikler Cumhuriyet döneminde Atatürk ile birlikte gelişmiştir. Atatürk ün yaptığı yenilikler ülkemizi nasıl ileri seviyelere ulaştırmış, yokluk içerisinde ve yorgun bir şekilde savaşlardan çıkmış bir millet devrimlerle ileri seviyelere kısa sürede ulaşmıştır. Ancak Atatürk ün vefatı ile hızla büyüyen Türkiye artık hızını kaybetmiştir. Tabi ki bunda yeni yönetimlerin rolü büyüktür. Atatürk gözüyle görmeyen, Atatürk zihni ile düşünmeyen sonraki yönetimler yükselişin önüne set çekmişlerdir.Türkiye de, son 10 yıl içerisinde gerçek Atatürkçüler tarafından yapılan yenilikler ile yeniden Cumhuriyet dönemi gibi şahlanış başlamıştır. Bunun hız kesmemesini ve yükselişin daha da artarak devam etmesini istiyorsak bu yenilikleri yapanlara yardımcı olmamız gerekir. Nasıl yardımcı olabiliriz? Sorusuna en iyi yanıt “birey olarakta yenilenmek” olmalıdır. Tebdil-i mekanda ferahlık vardır. İnsan sandalyede otururken koltuğa geçtiğinde nasıl bir rahatlama hissederse yenilikte de buna benzer ferahlama olacaktır. Kısaca eski alışkanlıkları değiştirelim. Kendi yararımıza ve ülkenin yararına kim ne işler yapıyor ise destek verelim. Bunun parti yada ideoloji ile bağlantısı olmamalı. Nasıl ki İsrailde ülkeleri söz konusu olunca birlik olunuyor, Avrupada ülkeleri söz konusu olunca birlik olunuyor bizde de o şekilde olmalı değilmi? Yeniliklere açık olalım. Ancak yukarıda belirttiğimiz gibi bizleri ileri götürecek yararlı yenilikler yapalım.