bildirgec.org

inkılap hakkında tüm yazılar

Devrim

zarifce | 24 November 2010 16:28

Hücre, bir canlının bütün özelliklerini taşıyan, en küçük birimidir. İnsan da birey olarak yaşadığı toplumu yansıtır. Canlıların hepsi hücrelerden oluşur, topluluklar ise bireyden, hücrelerden oluşma, ayrı canlıların en belirgin ayırt edici özelliğidir, bireyden oluşan toplumların özelliği de yine bireyde saklıdır. Hücreler bağımsız hareket ettikleri halde birlikte iş görürler. Bireyler bağımsız hareketleri ile hem kendi yaşamlarını hem de oluşturduğu toplumun hayatını idame ettirmesini sağlar.

Aynı alanda gerçekleşen birçok toplumsal olayın genel adı toplumsal olgudur. Tek bir topluma ya da kişiye özgü değil, bütün toplumlara ya da kişilere özgüdür. Aynı türden birçok değişmeyi anlatmak için kullanılır. Başlangıç ve bitiş süresi ve nerede biteceği kesin olarak belirlenemez ve Soyutlama ve genelleme yoluyla elde edilir. Toplumsal olguya önemli bir örnek devrim-yeniliktir. Şimdi yazının başında neden hücre ile insanı karşılaştırdık. Hücreler bölünme ile kendisini yeniler ve çoğalır insan da doğumla çoğalır. Doğum da bir yeniliktir. Burada önemli olan ve temas etmek istediğim konu YENİLİKTİR. Yenilik denince aklıma hücrelerin kendini yenilemesi ve Cumhuriyet devrimleri gelir. Bence ikiside büyük bir olay. Yenilik hayatımızın her alanında olması gereken bir olgudur. Değişmek birey ve toplumun gelişerek daha ileri gitmesi demektir. Yenilenmek için başka toplumları örnek alabiliriz. Bu yenilik toplumumuzu diğer toplumlar arasında ileri seviyelere taşıyacak nitelikte olmalıdır. Yani başka toplumların hayatlarını yozlaştıran ananelerini kendimize “biz de bu yok” diye örnek almamalıyız. Özellikle teknoloji alanında yapılan yenilikler toplumu ve ülkemizi ileri götürür.

MAVİ YOLCU,İNKILAP

il mare | 08 March 2010 15:59

Gene o baş ağrılarından biriyle uyandım bu sabah.Gözlerime de pişkince yayılanından,bütün bir gün boyunca,ölecekmişim,ölsem de hiç üzülmeyecek ve kimseyi de üzmeyecekmişim gibi hissettireninden… Suratımı asıp çekilmez olduğum,evde sayemde kavgalar çıkarttırdığım,hiç soru sormayıp sorulanlara da cevap vermediğim,içerimde ne varsa hepsini kendime sakladığım sabahlardır ki,her ne kadar bir kaşık suda boğulası, hırçın bir yaratık gibi gözüksem de,ben gözlerimdeki ağrıya rağmen,kendimde hoşuma giden çok şey bulurum aslında.Her zaman konuşurken o gün sessiz kalmanın farkındalığı ile ve onun da yarattığı farkındacıklıklarla sıkı bir dost ilişkisine girerim tüm gün,fazla duygusallaşırım,daha önce düşünmediğim şeyleri düşünür,hiç tanışmadığım ayrıntılarla el sıkışırım, ve ne varsa bende o güne dair,hepsi ,arka fonda duygusal bir müzik eşliğinde hüzünlü bir masal anlatıyorlarmış da ben de günümü bu masalı dinlemeye ayırmışım gibi,hiç çıkarmadığım geceliklerimle karşılarına kurulurum.Cam kenarına…

71 YILDIR SENİN EVLADIN OLMAKTAN GURUR DUYUYORUM….!

zzeliha[pilli_silinen_hesap] | 09 November 2009 11:44

ATAM.
Özlüyorum seni…
İnsan hiç görmediğini birini özler mi?
Özlermiş be Atam,yokluğunu derinden hissederek…
Unutuyoruz sanma seni ne olur?
Sanma bıraktıklarına sahip çıkmıyoruz olur mu?
Sen her an aklımızdasın,emanetlerini canımız pahasına koruyoruz emin ol biz gençlerden…!

Son zamanlarda daha da bir hisseder olduk yokluğunu senin.Olsaydın keşke şu an,sesini ve nasihatlarını dinliyor olsaydık.
10 kasım denen o kara gün olmasaydı hiç…
Bayraklarımız yarıya inmeseydi;senin gibi dimdik ufuklara bakıyor olsaydı…