Ağaçları kendi haline bıraktığımızda, ne hale gelebileceğini bize anlatan ağaçlar var. Hepsinin isimleri aynı: Anıt ağaçları. Diğer arkadaşlarından daha yaşlı, daha uzun ve çapları daha geniş oldukları doğru. Bu halde gördüğünüz hemen hemen bütün ağaçlar anıt ağaçları gibidir, ama hepsi değil. Karar verebilmeniz için kuşaklar arasında bağ kurulacak uzunlukta, doğal bir ömrü olup olmadığını bilmeniz gerekir. Bitmedi. Ağaçlara anıt diyebilmemiz için başka başka özelliklerden bir diğeri, ağaca atfolunan kültürel ayrıcalıktır. Bulunduğu yöredeki insanların ondan bahsedebilmesi gerekir. Olumlu veya olumsuz, gerçek ya da hayali olsa bile bir hikayesi olmalı. Tarihteki bazı olaylar anlatıldığında akla gelmesi gerekmektedir, tanık olarak bu ağaç parmakla gösterebilmelidir.Sonuncu özelliği ise, diğer ağaçlardan patolojik olarak ayırt edilebilir olmasıdır. Mesela, ”genetik farklılıktan ötürü Bolu-Güvemköy’ deki Uşaklı Çam’ın ilginç dal oluşumu ve İngiltere’deki bir Meşede insan ve hayvan zararları sonucu oluşan yara dokularının zaman içinde öküz başına benzer bir görüntüyü ortaya koyması gibi.”Gördüğünüz gibi bu ağaçlar hem geçmişin hem geleceğin göstergesidir. Dört mevsim onları görebilirsiniz. Bir de her mevsim başka bir görüntüye kavuşurlar. Ülke truzimine katkıları da bütün bu özelliklerinden gelir.İllere göre bu ağaçları bulmanıza yarayacak sayfa da şurası.