bildirgec.org

ağaç hakkında tüm yazılar

İlk yağmur…

admin | 24 March 2011 16:05

İlk yağmur düştüğünde nasıl da sevinmiştim. O zaman İbrahim daha 10 yaşlarında idi. Ben ise taze bir fidandım. Yağmur tüm bedenimi ıslatmış, her yerimden damla damla yere dökülüyordu. Ara sıra İbrahim yanıma gelir benimle konuşur, kendince bana derdini anlatır sonra su vererek vedalaşırdı. Kendinin anlattığı kadarı ile biliyorum, annesini kaybetmiş bir müddet sonra da babası başka biriyle evlenmişti. Ablası Ankara da okuduğu için İbrahim evde yanlızdı.Yine birgün benimle dertleşmeye gelmiş.Belli ki canı çok sıkılmıştı. Yanıma oturdu ve anlatmaya başladı.”Çok sıkılıyorum gonca,canım çok sıkılıyor.Babam bana kardeş geleceğini söyledi.Ben gelmesini istemiyorum.Ablam bana yeter, hem okulu bitirince beni yanına alacak, söz verdi.

‘Yalan’

admin | 08 March 2011 11:12

Yalan sanatın alt dallarından biridir. Konuşma sanatının süslenmiş haline ‘yalan söylemek’ denir. Hani bayanlar makyaj yapıp süsleniyor, güzellik podyumlarında cirit atıyorsa ve bu durum olmazsa olmazların arasındaysa süsleme sanatına yalan da dâhil edilebilir.

Makyaj erkekleri kandırma sanatıdır ve her kadın mükemmel bir sanatçıdır. İşte bu yüzden erkek ressamlar kadın portrelerine aşıktır. Neden boya fabrikalarında en çok erkeklerin çalıştığını şimdi daha iyi anlıyorum. Kendine aşk üretmek güzel duygu olsa gerek…

Kelebek…

meflug | 15 November 2010 11:34

Penceremden evime doğan güneşle beraber dışarıya baktığımda, bir kış günü, penceremin önünde duran, solmaya yüz tutmuş çiçeklerimin üstüne konan kelebeğe gözüm ilişti. Üzerinde her renk tonu vardı. Dün gecenin soğuğunu yemiş vücudum titrerken bir anda kelebeğin renklerini farkedince, vücudumun üşüdüğünü hisseden beynim başka bir zamana doğru yol aldı.

Yıllar yıllar önceydi, şehre o yılın ilk karı yağıyordu. Evde yalnız başıma oturmuş, dışarıyı izliyordum, ailemin o gece geç geleceğini biliyordum. Sokaklarda hiç kimse yoktu ve sakin bir şekilde şehir karla kaplanıyordu.

Süper Mario

witamin | 02 November 2010 13:38

Ellerim, kollarım, bacaklarım hatta saç tellerim bile yorgun bugün.Bir kilo mantar için bu kadar gezilmez ki canım.Benimki delilik.Geçen yıl kısa sürede kovalarla topladığımız yerde bu yıl tozu bile yok.Bizim yüzümüzden tükendi diyeceğim ama o kadar zarar vermiş olamayız ormana değil mi? Yağmurlar gecikti herhalde.2,5 saatlik dağ, tepe, çalılık yürüyüşümüzden; sık ağaçlara ,ardıçlara,pürenlere ,dallara karşı verdiğimiz mücadeleden sonra hepi topu 20-30 mantar.Aslında 20-30 mantar 5-6 kişilik bir tencere yemek için yeterli bir miktar.Ama asıl zevkli olan yemesi değil toplaması.Av meraklıları gibi ben de bu işim meraklısıyım.Son 2 haftada iki gidişimde 0(sıfır) mantarla dönüşümden sonra 3.gidişte bu kadarına zafer diyebilirm herhalde.

Bilmeyenler için kısaca anlatayım mantar toplama olayını.Mantarların bir çoğu toprağın üstünde görünmelerine rağmen o toprağın üzerinde görünen allı yeşilli pembeli morlu cinslerinin hemen hepsi zehirli mantarlardır.Onlar toplanmaz.Zaten öyle toprağın üstünde olsaydı toplaması zevkli de olmazdı kanımca.Genelde çam iğnelerinin ya da meşe yapraklarının altında saklanır o sevimli şeyler.Ya ucundan kıyısından görünürler yada sadece yaprakları kabartmakla yetinirler.İşte heyecan onları gördüğünüz an başlar.Çünkü orada tek başına olması neredeyse imkansızdır.Yanında yöresinde muhakkak arkadaşları vardır.Bunun için başlarsınız etrafındaki kabartılara bakmaya.Yaprakları kaldırmanızla birlikte altından sıralı şekilde bembeyaz ya da kıpkırmızı gösterirler kendilerini.Hatta bana gülümsüyorlar gibi bile geliyor.Sonra onları bulunduklerı yerden, şapkalarını kırmamaya özen göstererek alırsınız.Kovanıza koyar ve yolunuza devam edersiniz.Biraz öncekinden daha büyük bir hevesle tabi.

Yasaklanmalı bunlar…

witamin | 29 April 2010 13:33

Yasaklanmalı beyaz güvercin beslemek…
Yem atmak
İstanbul ‘ un herhangi bir semtindeki herhangi bir güvercine,
ya da bütün beyaz güvercinlere…
Hele gökyüzü maviyse ve uçuyorsa beyaz güvercinler gökyüzünde ; suç topluluğu sayılmalı
YAŞAMAMALI…
Suç olmalı bundan sonra beyaz güvercin sevmek ve hatta resmini çizmek bile…
Niye mi?….

Arıların da suçu epeyce fazla.
Hele o iğnesi yok mu iğnesiii….
Arı besiciliği de engellenmeli
Petekleri altıgen yapan arı idama mahkum edilmeli
Eşek arılarınca…
Ve düzgün onyedigen yapılmalı bütün petekler bundan sonra.
Bal yemek mi?
Bal mı kalır bu işin sonunda…

Sporcu da haddini bilmeli…
Okçuluk sporu yapılmalı ama :
6 ok olmamalı asla bir okçunun sadağında ,
6 nın katı da olmamalı
asla ve asla.
Bu da yasaklanmalı…

Okla göstermek de olmasın artık wc leri,
Parmakla gösterilmeli….

Dünyanın Çölleşmesi

admin | 18 January 2010 19:40

İnsanlar dünya denilen gezegende diğer canlılarla birlikte yaşarlar. Dünyanın yok olması başta insan neslinin yok olmasıdır. Dünya üzerinde yaşayan insanların beslenme, barınma, temiz su kaynaklarına ihtiyacı vardır. İnsanların besin kaynaklarından bir kısmını, bitkiler oluşturur. Bitkiler özellikle yeşil bitkiler dünyanın akciğeri görevini de görürler. Bitkilerin yok olması, erozyonu da artırarak, dünyanın çöllenmesine katkıda bulunurlar. O yüzden yeşil bir dünya için elele olmak lazım.

Dünyanın çölleşmemesi için bireysel ve toplumsal yükümlülüklerimizi yerine getirmeliyiz; ancak bu şekilde hayata ve kendimize dar çerçeveden bakmamış oluruz. Bazen vakıflar da burda önemli rol oynayabilir. Bu vakifların içinde aklıma ilk gelen TEMA Vakfı oluyor. Bu vakıf bağışları da kabul ediyor. Nede olsa paylaşımın ve katkının büyüğü yada küçüğü olmaması gerekir…

Ağaç ( tree ) Veri Yapısı

444oben | 06 January 2010 15:35

Merhaba arkadaşlar, kendi sitemdeki 107. , kodaman.org daki 1.yazım ile sizleri selamlıyorum …

Bu yazımda ağaç ( tree ) veri yapısını irdeleyeceğiz, hem de ne irdeleme !

Şunu en baştan söylemekte fayda var ; bir çok veri yapısı zaten Standart Template Library ( STL ) de olan veri yapıları yani hazır olarak var fakat bizim amacımız bedava kullanmayı değil de işin mantığını öğretmek 😉

Mantığı öğrenmek sizin için çok önemli olacak çünkü belki ilerde başka bir veri yapısını da siz üreteceksiniz ve millet sizin hazır kütüphanenizi kullanacak, hoş olmaz mı ?!? 😀

çam pamuklu koşnili ve çam balı

nazokiraze | 24 December 2009 09:40

Halk arasında basra olarak bilinen (Marchelina Hellenica) çam pamuklu koşnili denen böceğin çıkardığı tatlı sıvı arılarca peteklere taşınarak ,olgunlaştırılır ve çok faydalı dünyada sadece Türkiye ve Yunanistanda bulunan çam balı olarak önümüze gelir.

Bu böcek ağaç kabukları arasında yaşar, hortumlarını ağaçların iletim demetlerine sokarak beslenirler, bu demetlerin içindeki suyun büyük oranı şekerdir. Bu böceğin sindirim artıkları (basura) bala dönüştürülür. Yani çam balı arıların tek başına yaptıgı bir besin değildir, arı-koşnili böceği ortak yapımıdır.

Çam pamuklu koşnili kızıl çam,kara çam, fıstık çamı ve sarı çamda yaşar, onların bu işlemi yapabilmesi için en elverişli ortamlar nemli ve sıcak havalardır, 20 Temmuzdan Ekim ayına kadar verimli dönemdir.Karlı dönemde koşnili yaşayamaz.Yagmur yagdıgı zaman üç gün verim olmaz, etrafta yeterli arı yoksa salgı donarak boşa gider.

Koşnililerin en iyi yaşabildigi agaçlar kart agaçlardır.Dalların çatlamış kabuklarında yaşayan böcek Nisan ayı sonunda düştükleri yerlerden toplanarak üretilmek istenen bölgelerdeki çam ağaçlarının üzerine götürülür.