Kahvede oturmuşlar sohbet ediyorlardı, kahve dediysem şehrin en güzel yerinde deniz kenarında cadde üzerine yeni tirend bir mekan. Arkadaşına başından geçen olayları anlatırken bir yandan da piposundan derin nefesler çekip dumanları tatlı tatlı esen melteme savuruyordu. ”Zamanında istihbarat teşkilatında çok işler başardım ben, sen bile bilmezsin bunu, evdeki karım bile bilmez.” Arkadaşı yüzü şallak mallak olmuş vaziyette anıları dinlerken arada bir lafa girip ”hadi yaa!” ”yapma be!” gibisinden hayret nidaları savuruyordu. O ara, oradan geçen bir ayakkabı boyacısı roman çocuk, sandalyesinde ayak ayak üstüne atan pipo içen adamın tozlu ayakkabılarını gördü ve , ”mitçi abi boyıyımmı ayakaplarını?” dedi.