aslında bu bir yardımtalebi…
clubber kimdir, ne yer, ne içer, nerelere gider, nasıl yaşar, evi nasıldır, ailesiyle ilişkisi nasıldır, tatile nereye gider, ne kadar para harcar gibi sarulara cevap bulmam lazım. Bu sorulara cevap verebilirim çünkü
a)ben bi clubberım. Club ortamlarının adamıyım.
b)birkaç clubber tanıyorum. acayip adamlar.
c)vakt-i zamanında üç beş tanesini tanıdım, tanımaz olaydım diyorsanız lütfen benimle temasa geçiniz. çıkan sonucu burada yayınlayacağım.
icq:16863479
yorumlar
zorun nedir..?
böölem tiki kibin bişii
CLUBBER
ne oldu yani akacak mıyız akşamları çıstak çıstak sabaha kadar kaçacak mıyız yaşamdan baslar fırlayacak mı hayatımızdan, kötülükleri atmış mı olcağız
en önemlsis nasıl clbber olacağız?
ben clubberım ya sen rocker mısın?
Git işine
detayli bilgi edinebilirsin.
http://www.x-ist.com
http://www.clubberworld.com
http://www.preclub.com
http://www.istanbuldostlari.org
su mail listler de isine yarar:
[email protected]
[email protected]
[email protected]
insanlar,turuncu mavi yeşil.Paraları bol,müzükleri de bok gibi bence.
aferin sana git de madalyanı versinler…
üzerine geçir bir kısa kollu t-şört, ahanda işte! klabır oldun. ben pek hazzetmem kendilerinden…
Clubber bir yaz meyvesidir. Kalın kabuklu olanı makbuldür. İyisini anlamak için kıçını koklamak gerekir. Ama dikkat etmeli şapkaları benekli olanlar zehirlidir.
kalbırlar zor bulunurlar hic sevmem hic cekemem
roket -4 🙂
clubber olmak çok kolay… sadece içinde bir kıpırtı olacak… çok paran olacak.. haracayacak kafana göre arkadaş takımın ollmayacak… akşamları adamı misyonuna özeneceksin… koy paranı cebine gir kapıdan içeri.. işte bittide gitti.. oldun mu clubber…
bissürü insanı klabır olma yolunda gözledim, ve “al parayı harca” basitliğinde olmadığını söyleyebilirim. sakın flipırlık müessesesini savunduğum sanılmasın, bir eylence kültürünün bir alt-kültür’müş gibi gösterilmesi tırnaklarımın çekilmesine yolaçıyor. ama eski arkadaşlarımdan birkaçında gözlemlediğim değişiklikler daha korkunç.
klabırlık extacy’le birlikte geliyor, bu kesin. ve extacynin en randımanlı tüketildiği yer de orası, bu da kesin. ben bu arkadaşlarımla çeşitli haplar vs. bişeyler yutmuştum. daha doğrusu herhangi bir şekilde kafayı bulmanın ve biraz eylenmenin yollarını arıyorduk ve hep sokaktaydık. ama o günler eskidi zaten, alakası da yok konuyla. asıl olay, bunlar x’i bulunca başladı. 1 kere gittiler klübe. sonra 1 kere evde yaptılar. iyiymiş dediler. ama evde, müzikleri falan seçerken elin ayağın durmuyomuş bi şey dinleyemiyomuşsun. orda hazırdan veriyolarmış, daha iyi oluyormuş. ama böyle manasız şeyler dinlemezdiler ki bunlar. ayık kafayla da gitmişler, beyenmemişler.
asıl savunma şöyle birşey; biz kulüp olsun diye gitmiyoruz ki, hapın kafasını yaşamak için gidip, kendi kendimize takılıyoruz. orada olman onlardan biri olmanı gerektirmez.
bu savunmaya klablara takılan birsürü kişi sarılıyor. yani aynı boku yapıp da, hala özgünlüğünü kaybetmediğine inanmaya çalışıyor.
HAYIR! o kapıdan girdiğin anda sen de bir klabırsın. bu kadar basit. istersen ortada platformun tepesinde danset, istersen köşede otur. haplı ya da hapsız. eylenmek için para harcamaya mahkum ettiniz kendinizi be.
parlak parlak giyinmek önemli değil, club şarkılarını ezberleyip ezberlememen umrumda değil. sayılan tek şey, parayı verip eylenceyi satın alman… derken, bir de duydum ki, bunlar kendilerine ışıltılı kıyafetler almaya başlamışlar.
yani şimdi batak gibi geliyor bana, kimse farkında değil, ama hiçbirinin kişiliği kalmayacak böylece… tüketim işte, nasıl da işliyor şaştım kaldım…
billy bragg’in “help save the youth of america” diye bir turnesi vardı da adamı sınırdışı edip, ömür boyu ülkeye girişini yasakladılardı. amerika, gençlerinin kurtarılması gerektiğini düşünmüyordu tabi ki. ben de benzer bir kampanya başlatmak istedim şimdi, “klabır gençleri kurtaralım” ya da “klabır batağına karşı sipor ve edebiyyat” olabilir. off saçmaladım işte yine yaw, ben aslında çok üzülüyorum o eski arkadaşlarıma.
vakti zamaninda su imputlari girmistim klavyemden
SAtarim diye bi site yapmistim, soyle bi kitap satiliyordu orda… Bakiyorum da harbiden gerekliymis, cikarsak satarmis..
Zuppenin Cep Kitabi
Her zuppenin cebinde bulunmasi gereken bir inci parcasi. Zuppe nerde gezer, ne yer, ne icer, nasil kakaya oturur… Bu tur yararli bilgileri sadece bu kitapta!
çok iyiniyetliyim bugün, herkesi seviyorum…
onlar da müziği seviyor eğleniyorlar işte, gitmeyin üstlerine… 🙂