“kara yarim losttur, lost” dizisinin kafası 360 derece çalışan yapımcısı abrams, transformers in vizyona gireceği tarihlerde, ismi “cloverfield” olma ihtimali olan, 1-18-08 kod adlı, enteresan bi filmin fragmanını sinemalarda ve hemen akabinde interinet köyünde yayınlatmaya başlamıştı. pireler berber oldu, develer tellak, haliyle 18 ocak tarihide geldi, hatta geçti. filme vizyona çıkmasından birkaç gün sonra ulaşmış idim, çeşitli sebeplerden dolayı dün geceye kadar seyir edememiştim ama hak vaki oldu, cloverfield benimde seyir defterime girmiş oldu.film lostun ön reklamı gibi algılandığından olsa gerek fazla bi ilgi uyandırmadı, fekat lost vizyona girer girmez milyonlarca ayran budalası, hemmen indirme manyağa oldular. halbukim aynı adam bi film yapmış, azıcıkta olsa bi heyecan yapın, bi seyir edin, bişiler söleyin. hiç yaw, koskoca bi sessizlik! herhalde lost manyakları, klasik fanlar gibi, bi süre sonra bunuda unutup gidecekler. sadece vakit öldürmekle meşguller, kabuğu kırıp öze ulaşmaya filan çalışan yok.neyse, zati öle ahım şahım bi film diil. bleyir cadısının format kardeşi, abisinin caponyaya yeni bulduğu işi için gitmesinden önce sürpriz bir veda partisi düzenler, el kamerasıylada davetlilerden abisi için bir kaç kelime etmelerini ister, işte film bu el kamerasının içindekilerden ibaret. işin komik tarafı kıllı, akıllı kardiş bu angaryayı başka bi arkadaşına devreder, kendisi ilk sarsıntıda ölür gider. neyseki yeni kameraman sabaha kadar yaşayabilecektir. 7 saat fazlası var yane! arka planda caponyaya gidecek abimizin aşk meşk davası var, ön planda ise nereden geldiği belli olmayan çok ve normal büyüklükteki alien bradırlarımız. çok büyük olan neredeyse empayır steyt bilding büyüklüğünde. ilk iki icraatından biri fransız masonlarının amrikanyalı duvar ustalarına hediyesi olan özgürlük heykeli olacak karının kellesini nivyork sokaklarının orta yerine atmak, ikinciside empayır steyt bilding gökdelenini yerle bir etmek. küçük olan alienlerimiz örümcekler gibi çok ayaklı, ısırınca virüs geçiriyor, mağduremiz gözleri kanayarak, en sonunda patlayarak ölüyor. bu sahne çok komik, oldu olacak içinden bide alien fırlasaydı bare! en komiği “herkes gider mersine, o gider manitayı kurtarmaya” caponya yolcusu abi geri dönüp manita için ölümü göze alır, peh peh peh! neyse, bir sürü badireden sonra kızın apartumanına gelir, bakarki asansörler mafiş. tabana kuvvet kameraman ve bi kız daha üç kişi 60 kat merdiven çıkarlar, kızı göbeğini piyersingden birazcık daha fazla delmiş burgulu bi inşaat demirinden çıkarırlar, 60 kat merdiven inerler, ama maşşallah redbul içmişte kanatlanmışlar, deli gibide koştururlar, kurtulmaya filan çalışırlar. halbukim o kadarda film seyretmişlerdir, bu tür filmlerde kurtulan olmaz, devlet herkesi imha ederek memleketi ve dünyayı bi kere daha kurtarır. öle böle en son mesajlarını verip, federal hükümetin alieni değilde nivyorku kompile bombalaması sonucu hakkın rahmetine kavuşurlar, diger 3 milyon manhattanlıyla beraber! bizde anlarızki devlet böyle bi katliamı istediğinden diil, mecburiyetten yapmıştır. dünya bi kere daha kurtulmuş, özgürleşmiş olur ama birazcık zayiatda beraberinde!filmin başında gördüğümüz savunma bakanlığı arşivinden, falan filan, vıdı dıdı gibi yazılar olayın bir müddet önce sonlandığını, yapılan vahşeti haklı çıkarmak için bir kanıt gibi depolandığını anlatıyor. halbukim bana sipariş bi film olduğunu söylüyor. federal devlet açıktan diktatörlüğe geçmeden önce tebasına “ya adam gibi istediğimi yaparsınız, yada bi sebep bulur, tepenize bombaları yağdırırım, ona göre ayağınızı denk alın” diyor. fema gibi federallere ait kurumlar çoktan böyle olağanüstü durumlar için hazırlıklarını yapmış durumdalar. katrina felaketi bi daha tekrarlansın bakalım, ne olacak amrikanyada.