Cumartesi gecesi 02.00.Ben onun için yaşamak önemli değil, diyorum çünkü o öyle diyor. Çok komik bir durumla karşılaşıyorum. Biz ayrıldık ya şimdi, buhranlarda, uyuyamıyordur; öyle asık suratlı oturuyordur evde diye düşünüyorum, yorum. Arıyorum. Sesini duyacağım ya, son noktayı koyamayanı resmediyorum şu sıra. Gürültülü bir mekan, barda olduğunu anlıyorum. ‘Ne güzel alemler senin’ diyorum. Evet memleketten arkadaşı çağırdım, eğleniyoruz diyor. Duyamıyorum seni diyor kapatıyor üstelik. Çifte kapak bana. Şimdi ben burada kesin salak rolündeyim son noktayı koyamayandan ziyade.Benim saf bir yanım var galiba, ben ne kadar masum düşünüyorum: karamsar karamsar oturuyordur diye. Yaşam hevesi benim diye. Hah evet, heves olabilirim de yaşam hevesi mi; orası kuşkulu.Ah, kendime gülüyorum, ben hiç akıllanmayacak mıyım, hiç! Ben miyim zeki olan? Bu adam mı buhranlarda. ‘E bana öyle diyordu.’ Sana öyle demesi öyle olmasını göstermez, ki; şekil bir A. Cumartesi akşamı hiç de ipinde değilsin -hatta sabaha ipinde başka bir ablayla uyanacağı da muhtemel- lakin senin görünür de olmadığın açık, açık. Kafanın basmadığı da açık. İnsan kendi kendine güler mi? İnsan kahkahalarla kendi kendine gülermiş! Enteresan. Ben şu an kahkahalarla gülüyorum halime, gecenin yarısında, sessizliğimin ve kafamın gürültüsünün içinde…Ben miyim hayatının anlamı, hayatının anlamı için hiç boş kalınmamış; görünen o. Ah, ben ah! Aşk bu mu? Çok şüpheli. Tüm bu acıları şimdi ben aşk yüzünden mi çekiyorum? Sonbahar kızılı bir yorumunda ‘aşk buralara niye uğramıyor’ demiş. Bu aşktan sonra gördüğüm tüm aşklara hayatım boyunca; ‘Hah, aşk mı? Lütfen beş metreden daha fazla yaklaşıp –kıta sahanlığıma- aurama ulaşmayınız.’ diyeceğim.Ah, akıllı ben, ah! Dünyanın son akıllı insanı şu an benim. Ben onun derdindeyim, oh ne rahat! Neden ondan öncesinde bir kadını tercih ettiğimi öyle anlıyorum ki, kadının böylesi dengesiz davranışları daha az. Al birini vur ötekini. Değişen var mı? Ötekinin çekiciliğine kapılmayan? Bak birileri şu anda kapıldı- kapılacak/ kapılmadan beş önce. Ben kimim, sevgilisini düşünen romantik aşık. Komik aşık, komik kadın; bu kadar.Bu dünyadaki kadın erkek ilişkileri bana göre değil. Çok samimiymiş gibi görünüyor sonra tepetaklak olduğunda resmin başucunda duruyor, bak da gül haline diye. Evet, kendime nasıl güler konuma gelirim demek için oldukça ideal olabilir.Canım çok acıyor ve üstelik bir de kendimi artık ahmak yerine konmuş hissediyorum. Tabii kimseye suç atmayalım. Bu noktaya ben mi izin verdim, evet. Afiyet olsun. Benim için, ahmaklığım afiyet olsun. Onun için bu gece yiyeceği abla için afiyet olsun. Hayırlısı. Odaya şaraplarını ben mi sipariş etsem acep?Ben de bu hafta sonu planlarıma göre onun şehrine gidecektim. Niye yelteniyorum ki, program gayet doluymuş. Ben kimim, kendi kendine aşık kadın. Midemde ani ağrı. Sindirememe belirtisi mi bu acep? Bu kadar görülmediğini görmenin ağır tokatı mı? Ben hak ettim. Hiç bir şey demiyorum. Babamın bir lafı var da ağır olur. Hadi neyse söyleyeceğim: ‘Birine değerinden fazla değer verirsen değer verdiğin oranda küçülürsün’1- (Yazılar herhangi birine yazılmamış olup, hayal gücünün özgür uçuşlarıdır. 2- Yasal Haklar: Kaynak gösterilsin ya da gösterilmesin, hangi dilde olursa olsun içeriğin bir kısmı ya da tamamının kullanılması yasaktır. Bu yazının yasal hakları www.hafif.org ve Astral’a aittir. Bu madde, altında yazmıyor olsa dahi, Astral’ın tüm yazıları için geçerlidir.)