C.Eren ÇELİKKabine revizyonu yapıldı,kabineye yeni giren isimler içerisinde en çok dikkati çeken 2 isim , Başbakan Yardımcılığı’na getirilen Bülent Arınç ve yeni Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu oldu.Biz biraz Bülent Arınç üzerinde duracağız bu yazımızda, ee nede olsa O ve açıklamaları gündemde şimdi değil mi ?Bülent Arınç’ın “Partisinin vicdanı” olduğu, “kitabın ortasından konuştuğu”, parti grubunda ve tabanında büyük saygınlığı ve etkinliği olduğu ortak kabul gören söylemler…Ve o “Partisinin vicdanı” olarak görülen Bülent Arınç, kabinede kendisine bağlanan RTÜK’ün Başkanı Zahid Akman beyefendi hakkındaki iddiaların artık kurumu yıpratır bir hal aldığını gördü, ilk görüşmelerinde “hayırlı olsun ziyareti” adı altında nabız yoklayan Zaid Akman’ a diplomatik bir dille “Zahid git istifanı ver” dedi.Bu görüşmenin ardından Akman çaresiz ve gönülsüz biçimde “Temmuz’da sürem doluyor yeniden aday değilim” açıklamasını yaptı.Ama ne oldu, ne değiştiyse 3-5 gün sonra Zahid Akman bombayı patlattı: “Başbakan arkamda istifa etiyorum!”Beyefendideki sormluluk duygusuna bakınız lütfen. Kendisi hakkında yayınlanan çarşaf çarşaf iddialar devletin kurumunu zedeliyormuş, Başbakan Yardımcısı istifasını istemiş ne gam !Zahid Bey’e sormak lazım ” Arkadaş RÜTÜK senin çiftliğin mi? O makamı sana birileri tapusuyla mı verdi?, sen hakkındaki tüm bu iddialar nedeni ile devletin saygın ve önemli bir kurumunu yıpratma hakkını nereden alıyorsun, bu hakkı sana kim verir ?”Tabii asıl konu burada Zahid Bey değil. Çünkü artık anlaşılmıştır ki, Akman’ı medyanın yeniden dizaynı projesinde “itinayla” o göreve getirenler, en azından bir süre daha O’nun bu koltuktan kalkmasını istememektedirler.Ancak bu arada iş daha da ciddiye bindi, Akman’ın mal varlığına mahkeme kararı ile el konuldu ve hukuki süreç başladı.Pat!Hemen ardından Başbakan açıklama yaptı,”görevlisini” korumaya aldı. “Sayın Akman kendisini en iyi biçimde savunacaktır” dedi, yani “bu işten bir şey çıkmaz” mesajı verdi.Vee Bülent Arınç açıklamayı patlattı: “Sayın Akman’ı ben görevden alamam, kendisi yakışanı yapmalıdır”Peki Sayın Arınç sormazlar mı adama “Sen kendine bağlı bir devlet kurmunda görevli üst düzey bir bürokratı nasıl görevden alamazsın ? Bir bürokratı dahi açıkça tavır koymana, kamuoyu önünde nazik bir dille ısrarla istifaya çağırmana, yüzüne söylemene karşın görevden alamıyorsan senin yetkin nedir, etkin nedir ?” herşeyden önemlisi “bir bürokratın görevden alınıp alınmaması konusunda bile Başbakanı ile Başbakan Yardımcısı 360 derece farklı görüşe sahip bir hükümetten hayati konularda ne hayır beklenir ?”Ama sormaya gerek yok. Çünkü Başbakan arkasında Zahid Bey’in, Sayın Arınç nasıl alsın görevden değil mi?Olay, ilk bakıldığında sanki Zahid Akman’ı aşmış kabine içerisinde bir Erdoğan-Arınç çekişmesine dönüşmüş, hatta Erdoğan’ın Akman’a verdiği destek Arınç’ı refüze etmiş gibi gözükse de olanlar aslında hiç de öyle değil.Ortada yeni kabine revizyonu ile planlanan bir oyun var ve herkes rolünü oynuyor, hem de en iyi şekilde…Arınç’ın kabineye dahil edilmesi “vicdan-micdan” meselesi değildi. Geçmişte de yapmış olduğu sivri çıkışlar O’nuErdoğan’ın aradığı “adalet meleği, hırsızlık yolsuzluk yapana kendilerinden de olsa taviz vermeyen adam” rolü için biçilmiş kaftan olarak ön plana çıkarttı.Böylece Bülent Bey, Akman örneğinde ve bundan sonra pek çok örnekte göreceğimiz gibi pek çok AKP bağlantılı yolsuzluk olayında öne çıkacak, yapacağı açıklamalarla “Kendimizden de olsa hırsızlara yolsuzlara tavizimiz yok” mesajını verecekti.Başbakan’da medyaya yansıyan bu yolsuzluk olaylarında “harcanabilir” olanları harcayarak AKP’ye daha fazla zarar vermesini önleyecek, “harcamayı göze alamadığı partilileri” içinse destek mesajları vererek “Baskılara boyun eğmeyiz,yandaşlarımızı baskılara yedirmeyiz” mesajı vererek tabanda yeniden kahraman olacaktı.Ohh.. Bir taşla 2 kuş. Hem AKP’nin yolsuzluklarla adının anılması noktasında bir imaj düzeltmesi, hem de partililere halk arasındaki tabirle bir “ara gazı verme” operasyonu… Klasik Şark politikacısı kurnazlığı…Yani ortada bir “iyi polis- kötü polis” durumu var.Ve AKP tabanının penceresinden bakıldığında, bundan böyle partili olan ama yolsuzluğa bulaşmış, şaiblere adı karışmış partililer konusunda öne çıkan, onları “sıkıştırıyormuşçasına” açıklamalar yapacak olan Bülent Arınç “kötü polis”, partililerini baskı ve zorlamalarına karşı ezdirmeyen ve kurban etmeyen Erdoğan “iyi polis” rolünde olacak.İş bu kadar basit…Koparılan yaygara da bu işin tadı tuzu o kadar.Ha bu RTÜK mevzuunda sonuç ne mi olur ? Ne olacak Zahit Bey, paşalar gibi Temmuz’a kadar başkanlığını sürdürür, daha sonra da RTÜK’teki görevine “üye” sıfatı ile devam eder, yerine de başka bir “görevli” bulunur.Eh, ne de olsa Almanya- Türkiye arası seyahatler, para transferleri falan sayın Başkan’ı yormuştur.Bi de ben bu Bülent Bey için kullanılan “Partinin vicdanı” (!) sıfatına fena halde takmış durumdayım.Sayın Bülent Arınç, Almanya’daki gurbetçilerin ve Türkiye’deki saf Anadolu insanının paraları YİMPAŞ kanalı ile iç edilip, ortada binlerce mağdur bırakılırken ve daha sonra aynı YİMPAŞ’ın avukatlığını yapan Mehmet Ali Şahin Adalet Bakanı yapılırken, “Yüzyılın İyilik Hareketi” adı altında “Yüzyılın Vurgun Hareketi” gerçekleşirken, Bosna’ya yardım paraları MERCÜMEK’li bulgur pilavının buharları gibi yok olurken, partinizin kimi milletvekilleri akaryakıt, kimileri eroin kaçakçılığı ile suçlanırken, partiniz ülkemizin yolsuzluk literatürüne “Ali Dibo” adlı kavramı hediye ederken, Naylon fatura uzmanı Kemal Bey bu ülkede Maliye Bakanlığı yaparken, Engin Çeber cezaevinde dövülerek öldürülürken ve daha sayabileceğimiz pek çok örnek mevcutken sizin o meşhur “vicdanınız” yok muydu, hiç mi sızlamadı ?Yoksa sizin vicdanınız sadece Başbakanınız size talimat verdiğinde mi sızlıyor ?Sanırım bu şıklardan hangisini tercih ederse etsin Bülent Bey’in yapacağı en doğru şey, Zahid Bey’e verdiği tavsiyenin aynısını kendisi için de uygulayarak “yakışanı” yapmak olacaktır.Şimdi zaman Bülent Bey’i “vicdanı” ile başbaşa bırakma zamanı…Başbakan’ da çıkıp partililerine destek olarak “