BANKAMATİK VURGUNUÇalışma ofisime bir bankanın elemanları geldi. Kredi kartı için müşteri arıyorlardı. “Bu yaşıma kadar hiç kredi kartı kullanmadım” dedim. Şaşırdılar. Kredi kartı sahibi olmam yönündeki ısrarları fayda etmedi. “Bankaların bu tür uygulamaları ile işim olmaz” dedim. Oturmalarını rica ettim. Birer çay ikram ettikten sonra başladım anlatmaya:
“Ülkemizde neredeyse nüfusumuza yakın sayıda kredi kartı var. Kredi kartı çılgınlığı almış başını gidiyor. Ekmeği bile kredi kartı ile alır olduk. En ufak harcamada kredi kartına sarılır olduk. Kredi kartı borcunu bile kredi kartı ile kapatır olduk. Ya kapatamayanlar? Kredi kartı faizinde boğulup gidiyor.
Yapılan araştırmalara göre: kredi kartı kullananların yüzde 42.81’i psikolojik sıkıntı içinde. Bunların yüzde 20.64’ü kart yüzünden ruhsal çöküntü yaşıyor.
Kredi kartı borcunu düzenli ödeyebilenlerin oranı sadece yüzde 12.16. Gerisi düşe kalka kredi kartı kullanmaya devam ediyor. Çoğu iptal ettirmek istese de kapıldığı çarktan kendini kurtaramıyor. Kredi kartı sebebi ile yaşanan aile faciaları sürekli haberlere konu oluyor. Bu yüzden az mı insan intihar etti?
Vatandaş parasız ödemeye kanıp kendini tutamıyor. Ödeme günü gelince yandım bittim diyor. Bankanın çarkları bu sistem üzerine dönüyor. Onlardan anlayış beklememiz zaten kurumsal bir davranış olmaz. Sonuç: Kredi kartı faciası….”
Ben bu minvalde konuşunca biraz kırıldılar sanırım. Öyle ya, onlar da işlerini yapmak için gelmişlerdi. “Banka ile hiç mi işin olmaz?” diye sordular. “Kurumsal Ödemelerim için Bankamatik kartım var” tabi dedim. Velhasıl elleri boş gittiler.
Banka işlemleri konusunda birkaç tecrübemi sizlerle de paylaşmak istiyorum:

1- Çok ihtiyaç duymadıkça kesinlikle banka kredisi ve kredi kartı kullanmam.2- Banka işlemlerinde kesinlikle kimseye kefil olmam. En son sevgili amcam konut ödemeleri için kendisine kefil olmamı istedi. Prensip gereği banka işlemlerinde kefil olmadığımı söyledim. Bana güvenmiyor musun, diyerek kırıldığını ifade etti.
3- Hiçbir banka işlemini internet üzerinden yapmam.4- Bankamatik için şifre girdiğim tuşları da, parmak izi kalmaması için silerim. Ve en önemlisi de para çektikten sonra makbuz ve dekontları kesinlikle yere atmam.
Bu kadar hassasiyete gerek yok diyebilirsiniz. Öyle anlaşıldığı gibi para pul ile de işim yok aslında. Çok para sever, cimri biri olduğumu da düşünmeyin lütfen!
Bu hassasiyetlerimde beni haklı çıkaran bir çok olay yaşanmakta. En son ortaya çıkarılan şebeke, İzmir, İstanbul ve Ankara’da yaşayan yüzlerce kişinin kimlik ve banka hesap bilgilerini elde etmiş. Bu kişiler adına sahte belgeler düzenlenmiş. 100 kurbanın hesabından yaklaşık 2 milyon YTL civarında para çekmişler.
Şebeke üyelerinin ilk hedefi, makbuz ve dekontlarını banka çevresine atan kişilermiş. Uzmanlar özellikle uyarıyor: bankamatikten alınan dekontların sağa sola atılması çok tehlikeli. Ya saklayın ya da imha edin.