sabah gazetesi blog yazısı için ece koçal ile bir söyleşi yapmıştık. ancak tamamı yayınlanamadı tabii ayrılan yerin yetersizliğinden. belki birilerine yardımcı olur diye tam metnini yayınlıyorum:

ece koçal: bildirgeç ne zaman kuruldu? siz bloglarlanasıl tanıştınız?

bildirgeç, 31 aralık 1999 tarihinde kuruldu. internette rastladığım birtakım ilginç şeyleri eposta yoluyla pek çok arkadaşıma göndermek yorucu oluyorduve tek kolon yazıdan oluşan bir site hazırladım, bir ziyaretçi defteri yazılımınıdeğiştirerek.  bir süre sonra arkadaşlarım da bir şeyler yazmak isteyince,bir programcı arkadaşımın yardımıyla birden fazla kişinin yazı yazabileceğibir sisteme geçtik. daha sonraki gelişmeler küçük çapta. sitenin takip edenlerigittikçe arttı. şu an ise hepberaber, internette rastladığımız ruhumuza zenginlikkatacak enteresan şeyleri avlayıp, paylaşıyoruz.

yaptığımız şeyin adını, tüm dünyada yoğun olarak kullanılan "blogger"koydu. yaygınlaşmasıyla yeni boyutlar kazandı, farkı kullanım alanları oluştu.

ece koçal: nickiniz nedir? genelde hangi konularda yazıyorsunuz?

aftermath kullanıcı adıyla yazıyorum. yazdığımız konular genelde, beslendiğimizkaynaklar, tükettiğimiz ürünler ile çok ilgili. o günlerde kafanızı meşgul edenşeyler veya rastladığımız enteresan olaylar/durumlar/ürünler/kişiler olabiliyor.yazdıklarıma dönüp baktığımda, popüler sinema, amerikan tv dizileri, internet,ve mesleğimle ilgili olarak (reklam ağırlıklı grafik tasarımcıyım ve pazarlamakonusuna ilgiliyim) yeni ve şaşırtıcı tasarımlar, yeni pazarlama teknikleri,internette pazarlama & reklam ve blog mevzusu denebilir.

ece koçal: sizin için blog ne anlama geliyor? “günlük” demek yanlış mı? bloglarıngeleceğini nasıl görüyorsunuz?

blog’u günlük olarak algılamak hem teoride hem de pratikte bence hatalı. günlük,türkçede daha samimi amaçlar için kullanılan kişisel bir araç. ancak bloglarsadece kişisel olmalı diye bir zorunluluk yok. bir blog sitesi, hızlı haberverme amaçlı da kullanılabiliyor, bilgi paylaşmak amaçlı da kullanılabiliyor.tek bir yazar tarafından yazılabiliyor (weblog) veya bir grup insan tarafındankullanılabiliyor (group blog). blog, size sadece uzun uğraşlarla site yapmayazahmetine girmeden, anında kolayca yazmak istediklerinizi siteye eklemenizisağlayan bir araç olarak düşünülebilir. içerik ise yazarının veya yazarlarınınamacı ile sınırlı.

ayrıca günlük kullanımı konseptiyle beraber zaman kavramını da getiriyor. blogsitelerinde ise yazılar anlık. her yazı yazıldığı zamandan bağımsız bir şeyleranlatıyor ve tüketmek için de günün sonunu beklemek gibi bir zorunluluk yok.her an girip yeni girilen bir yazıyı okuyup çıkabiliyorsunuz; takip ettiğinizblog politika içerikli, sinema içerikli, pazarlama içerikli veya kişisel içerikliolsa da.. kısaca blog sitesi günlükten ziyade bir "kayıt tutma" birmiktar da paylaşma sitesi. çünkü internet halka açık bir ortam ve siz sitenizişifrelemedikçe başkaları tarafından okunacağını biliyorsunuz.. ben yeni birşeyler öğrenirken hem paylaşmak için hem de kaydını tutmak için blog yazdığımoluyor, bildirgec.org kapsamında. örneğin; son dönemlerde kafamı çokça meşguleden yeni pazarlama teknikleri ve memetik konusunda yazdığım bir yazı dizisivar, arsiv.pilli.com/memetikadresinde..

blog kelimesini türkçeye çevirme konusunda çok istekliyiz ancak uygun, orjinalikadar bulaşıcı ve ilginç bir karşılık bulamıyoruz. teslim olduk ve blog demeyitercih ediyoruz. ama kesinlikle günlük denemeyeceğini, dünyadaki kullanım alanlarınıgördüğünüzde kabulleniyorsunuz..

blog siteleri, insanların kafalarındakini, düşündükleri şeyleri, planladıklarışeyleri, arkadaşlarıyla konuşup tartıştıkları şeyleri kolayca internete aktarmaşansı veriyor. bir tür hayatınızdaki konuşmaların kaydı gibi ama tabii ki çokdaha rafine. blogların yaygınlaşmasıyla, içerik üreten veya düşünce paylaşaninsanlar artıyor. yapısı gereği insanlar yüz yüze iletişim kurmaktan daha cesaretliolabiliyorlar. bugün dünyada 60 milyon blog sitesi olduğu düşünülüyor. bu 60milyon konuşan insan demek. konuşmak beraberinde gelişmeyi, evrilmeyi getiriyor.dolayısıyla, blog sitelerini kültürel evrime çok büyük katkısı olan bir ögeolarak görüyorum. batıdaki doğumundan günümüze kadar olan süreç de bunu gösteriyor.durumun bu derece ciddi olduğunu düşünen bizler, bu konuda bilgilendirme, yüreklendirmeve yardımlaşma konusunda kendimizi sorumlu hissediyoruz ve elimizden geleniyapmaya çalışıyoruz. bildirgec.org’un içeriğinin büyük bir kısmını blog konuluyazılar oluşturuyor. bu konuda neler yapılabilir, nasıl yararımıza çevirebiliriz,ne gibi araçlarla destekleyebiliriz, hepberaber inceliyoruz; dünyadaki gelişmeleriingilizce bilmeyen veya takip etmeyen bildirgec.org okurlarına iletiyoruz.

günümüzde, dijital kameraların çoğalmasıyla, ses kayıt aletlerinin cep telefonlarımızagirmesiyle, web kameralarının artık standart haline gelmesiyle; her bir internetkullanıcısı bir blog sitesi açarak kendisi bir yayın haline gelme şansına sahipoluyor.

bazıları ise sadece terapi amacıyla kullanıyor.

bedava üretilen içerik olması nedeniyle de ülkemizdeki okunma oranını arttıracağınıdüşünüyorum. okurlar ve üretenler beraber gelişip daha iyi içeriğe ulaşma konusundabirlikte yol katedeceklerdir..