Bu yazıya farklı bir giriş yapmak isterdim, yeni yıl coşkusunu hala içinden atamamış bir psikopat olarak “ho ho ho” yakışırdı sanki. Benim içimdeki bu coşku yeni yıldan da değil sanki. Biraz havadan, biraz sudan…

Yukarıdaki gereksiz paragraftan sonra hala yazıyı okumaya devam edecekler varsa, baştan uyarıyorum size keşfedilmiş Amerika’yı sunuyorum. Yani buralarda yok yeni bir şeyler. Peki nedir şimdi bu başlık derseniz sesi bir çok kişi tarafından Björk’ benzetiliyor. İzninizle ben bugün Emiliana Torrini için bir kaç kelam edeceğim.Size Emiliana Torrini hakkında sıkıcı bilgiler vermek peşinde değilim;ama 1977 doğumlu İzlandalı bir şarkıcı söylemeden geçmek olur mu? Şu aydınlık İstanbul sabahında, kulaklarım müzik dinlemek için çıldırırken denk geldi kendisine; ben de uzun zaman önce yazacağım dediğim konulardan birine böylece bir tik atayım dedim.Daha önce demiştim, müzikten pek anlamam, şarkı söyle derseniz kuvvetli ihtimal 3 saniyeden daha uzun bir süre dayanamayacaksınız, ancak bu sesimin güzel olmayışından değil, doğuştan ilginç şekilde kulaklara sahip olsam da hiç bir zaman iyi bir müzik kulağım olamadığındandır. Şarkı sözlerini ezberle derseniz, bir kere gördüğüm bir numarayı bu hafızanın çok pis bir yerine kaydedip sonra onu tak diye çıkartabiliyorken o şarkı sözlerini hatırlamak, ezberlemek bana ölüm gibi gelir. Evet, o benim, hani şu hep şarkı sözlerini yanlış hatırlayan, kendine göre uyduran. Müzikle ilişkim böyleyken sen kalk bir şarkıcı hakkında yaz; olacak iş değil, biliyorum.Ama içimde bir ses var, kimsenin duyamadığı bazen bangır bangır, bazen usul usul şarkı söylüyor ve o sustuğu zaman; ben ölüyorum. O sesin kendine göre sevdikleri var, onlardan biri de Emiliana Torrini işte. Birkaç kişi var kendime göre değişen süreli aralıklarla dinlediğim, değişen ruh halime göre tercih ettiğim, kimse keşfetmeden önce sadece benim dinlediğime inandığım, bu kadar güzel bir şeyin sadece bana ait olabilmesi gerektiğini düşündüğüm, o bizim kıymetlimisss. Kıymetlilerimden bir tanesi de bu kadın. Ruh halime göre ihtiyaç duyduğum bir ilaç sanki.

Kendisi de zaten Yüzüklerin Efendisi, İki Kule de o meşhur Gollum’ Son ‘u seslendirmiştir.*where once was light, now darkness fallswhere once was love, love is no moredon’t say goodbyedon’t say i didn’t trythese tears we cryare falling rainfor all the lies you told usthe hurt, the blameand we will waitto be so alonewe are lostwe can never go homeso in the endi’ll be what i will beno loyal friendwas ever there for menow we say goodbyewe say you didn’t trythese tears you cryhave come too latetake back the liesthe hurt, the blameand you will wakewhen you face the end aloneyou are lostyou can never go homeyou are lost*Sevgilisini trafik kazasında kaybedince müziğe bir süreliğine ara vermiş, sonra Gollum’s Song’la Peter Jackson onu çekip almış depresyonun kucağından.Hani böyle bir acı çöreklenir ya insanın içine, yüreğine bir fil oturur sanki; özlersin. İşte Emiliana Torrini bence özlemin şarkısı, özlemi hafifletmek için birebir, içinizde ince çizgide mazoşistçe bir acı bıraktıracak kadar sadece…Özlersin ama özleyebildiğin için mutlusundur da…Garip bir ses tınısı;hatta biraz bjork sanki… ama ne olursa olsun, bir yandan da insanın içine hafif huzur hafif mutluluk katıyor, belki de bu benim acıdan aldığım zevktendir.Hiç bir şey aslının yerini tutamaz diyebilirsiniz ama zat-ı şahaneleri If you go away’i de seslendirdi.If you go awayjungle drumKimileri Bjork gibi der, kimileri beğenir belki de beğenmez, ama iyi geliyor. Soğuk bir gün de açan güneş gibi içimi ısıtıyor.*Ekşi sözlükten aktarılmıştır.Not: Fizy şimdilik kapalı olduğu için fazla şarkısını eklemedim, yakın zamanda youtube da kapanır nasıl olsa.