bildirgec.org

galanthus hakkında tüm yazılar

Yüzleşme

admin | 23 March 2011 09:36

– Hatırladın mı beni?

Yüzünün yumuşak hatları çocukluğunun yuvarlak suratından kalma. Aslında taş gibi sert. Kaskatı. Bakışlarıyla yüzünün bu derece tezatlığı… Tanıdık. Kendime benzer başka şeyler arıyorum suratında, yüzünde geziniyor gözlerim. Acaba gülerken nasıldır? Bakışları sakinleşir mi, dinginleşir mi? Biraz daha bana bezer mi? Her insan güldüğünde yumuşar yüz hatları…ağlar mı, hiç ağlamış mıdır? Arkamdan ağlamış mıdır?

– Konuşmalıyız seninle, bu şekilde susarak benden kaçamazsın.

Ruhumu tatile çıkardım

admin | 15 March 2011 06:30


Ruhumu tatile çıkardım bugün, dedim ki ona, sen çok hırpaladın kendini çok yıprattın ama dinlenmelisin artık. Dinlemek istemedi tabii ki beni, anlamak istemedi, kulaklarını tıkayıp kafasını sağa sola sallamaya başladı bir yandan da seni dinlemiyorum, dinlemiyorum, dinlemeyeceğim diye bağırıyordu. Çünkü içinde bir işkolik gizli, bir ben olmadan kimse yapamazlar sesi çınlıyor boş koridorlarında, ben olmazsam her şey yarım kalır. Belki de yarım kalan bir tek hayatımdır.

Hah şöyle! Bırak ben diye başlayan cümleler kurmayı bir köşeye. Hatırla geçmişini, mesela geçen senenin kasım ayını…hatırladın di mi yine böyle olmaz, ben olmazsam bir şeyler yarım kalır derken bir anda içinden bir ay kafa izni yapsam diye iç geçirmedin mi hani, hatta hatırlasana bir bahanem olsa da bir ay kimsecikler bana dokunmasa dediğin anı. Dua niyetine geçti belki de belki secret’ın sırrı gerçek oldu, belki pozitif düşünce gücü. Peeh! Palavra! Nasıl istediysen öyle oldu değil mi, sahiden bir süre kimsecikler sana dokunamadı…

Ruhum

Galanthus | 29 January 2011 10:45

Ruhum, çiçek bozuğu bir surat gibi, güzel hatları olabilir ama dikkati çeken arazlarım var. Kırmızı; besbelli. Ah bi’ çamaşır yıkarmışçasına çitilesem onu, bi temizlesem altından mis gibi çıkacak kendisi, ama ilacı bende değil…ne yalan söyleyeyim artık tabip, eczacı, doktor aramaktan yoruldum.

Bjorkumsu

Galanthus | 12 January 2011 09:38

Bu yazıya farklı bir giriş yapmak isterdim, yeni yıl coşkusunu hala içinden atamamış bir psikopat olarak “ho ho ho” yakışırdı sanki. Benim içimdeki bu coşku yeni yıldan da değil sanki. Biraz havadan, biraz sudan…

Yukarıdaki gereksiz paragraftan sonra hala yazıyı okumaya devam edecekler varsa, baştan uyarıyorum size keşfedilmiş Amerika’yı sunuyorum. Yani buralarda yok yeni bir şeyler. Peki nedir şimdi bu başlık derseniz sesi bir çok kişi tarafından Björk’ benzetiliyor. İzninizle ben bugün Emiliana Torrini için bir kaç kelam edeceğim.