Olmaz, olmaz deme, olmaz, olmaz..Olur, olur de, olur, olur..uymadı. niye?Dünyanın karamsarlığına erdiğim vakittir, acizliğimizi çoktan öğrenmiştik. Tuhaf bir biçimde rahatlattı nedense..yaz yazabildiğine artık:Ey karanlıkta duran dünya, ben içinde olup ta güneşten nasibimi almıyorsam erdim demektir sırrına..
yorumlar
ben bayıldım bu cümlelere..alkış..böyle metinler çoğalmalı hafifte.
dünya başımı döndürüyorkendisi dönmesi gerekirken sadecebenimle oynuyorar damarı çatlak bi fahişe gibiüzerimdekendisine bakmadan,magmasının derinliklerinebu dünya benle oynuyorgünbegün güneşe yaklaşmışken bedeni,yinede
herkese günaydın..kahraman, umarım çoğalır okunası yazılar, hayatlar..thing..harlemimin güzel bir sözü vardı, bak onu hatırladım şimdi; ‘ay bayılcimmmm’beni bu kadar önemseme yahu. her yazıya illa bir yorum yapmak ya da anlamak zorunda değilsin. hatta saçma bulmak ve ahkam kesmek zorunda hiç değilsin. her zaman konuşmak zorunda da değilsin.ister istemez sana cevap yazmak zorunda kalıyorum. hayır, cevaplayalım cevaplamasına da bir kelime yakalansa bari yazı ile yorum arasında.ay bayılcimm artık..
canıma okunmuşluk kokan yüreğimcanlara okumaya yine de ürkekacıtıldıkça acıtmayı bilmeliydimarkama bile dönüp bakmadan yürüyerek
neresi acaba ?
nevşehir mi:((((((((((( çok şey bilen kimse konuştu!hade buyrun bakalım.
Nevşehir’deki şarap mahzeninde,keşke daha iyi anlatım özelliğine sahipleri görevlendirseler şarapları nasıl yapıyoruz die.. madem konusu geçti,zamanında içim içimi yemişti:)
gözlerimizi kıstıkça el alında,karşı tarafa,eğreti ışıklar aslında her defasında hatırlatır:hiç umutlanma,esas olan katran-ı derya…
sırrını ermek başkasaklamak bambaşka..umut ise ilk anda..tüm bunlar olurken.
-ı değil -a..
hiç ana nın olmadığı bir yerde kayıtsızca inanmaların doğuşları,zamanın baskısı altında meraklanmaların çığlıkları..meraklandıkça yayılan umut tomurcukları,gerçeğin kanlı şehvetiyle bir bir kayboluşları..içlerde kararmış kalplerle,yeniden doğuşları birileri izler…ve evrenin sırlarını hep birileri gizler…
eksikliğin sonu gelmez yineleşini mi doğurmak? bir çözüm değil daha yaşamak,göz atıp gideceksin…
bu anlamsızlığa tek çare;umuttan bir tenle,çıkmak görülmemiş nice güzellikleri seyre…göz atıp gitmek yetmez bize,yine de…
çare mi?ne umuttan bir ten düşlemek yarar sağlar, ne görülmedik cennet kamıştır yüzümde ve yeryüzünde..göz atmak..gitmeyen yok yine de..:)
bir morfik tam sayıyorken kendini,zaten anlamı yok tamamlanmayı bekleyen eksiklerin içinde hüküm sürmenin… eksik olduğun müddetçe varsın,öyle hisettiğin müddetçe,hiçbir şey yaşamadığını ve ne kadar yaşarsan yaşa sonunun gelemeyeceğini düşündüğün müddetçe…umut da senin ten de…İkisi de takibinde…Halt etmiş sade karanlıklarda ortalara çıkan gölge…
çelişkili
hangisi
İlginç…
hangisi:d
yani karanlık olan yerde güneşi almamak zaten maharet sayılmaz ki. ermek için maharet gerekmez mi. gerçi sırrını anlıyormuş dünyanın da tuhaf bence. yani bu kadar güneşi alıp yine de karanlık kalan dünyanın sırrına ersen eyvallah da. neyse, ben herhalde böyle metinleri çözemiyorum.
ayrıyeten il mare; “eksik olduğun müddetçe varsın” çok sakat bir klişedir bence. var olmak için kendini sürekli tamamlamaya çalışmak mı lazım? refah yok mu bu akla. eksikliklerini görmek elbette erdemdir. eksikliklerini tamamlamak ise bambaşka bir erdemdir. kimisi buna aldırmaz bile. ancak sürekli mücadeleye uygun değildir bence bu beden.
Puella,ilk yorumun için Morfikin cevap vermesi daha doğru olur sanırım ama güneşi almamanın imkansızlığını barındıran bir karanlık olarak bakarsak belki daha farklı sonuçlar çıkabilir belki…Eksikliğe gelince de,şekilsel ya da sürekli mücadele gerektiren bir eksiklik değil aslında sözünü ettiğim,sadece zamanın üstümüzdeki işlevliğini artırıcı soyut bir çaba,beyinde farkındalığı da yeter,pratiğe geçebiliyorsa ne ala…
kulaklarım çınladı.. :)yazılan , yazandan çıkmıştır artık..ne soru var ortada ne cevap..olması güzel olurdu.ben çelişki görmüyorum bu çelişki düzeninde..sonumun gelmeyeceğini düşünerek yaşamak mı, hadi bunu başardık diyelim..başarı diye nitelendirilirse ki bir parça bile içine girdiğimde sonumun olması ile düşünmek istiyorum..
sonunun gelmeyeceğini düşünmek değil MOrfikk,ne tehlike..) kaldığın müddetçe tadacaklarının(koca dünyada bir nokta olarak bakarsak sana)sonunun olmayışı,ömründen dolayı olamayışı,ve esas çelişkinin güzelliği,bu sonsuzluk içindeki senin sonluğunun o çınlayan kulaklarında aslında her gün yankılanıyor oluşu..:d
ya da şöle diyelim.. ortada olan bi sonsuzluk yok tabiiki,sadece senin ne zaman sonlanacağın hiç belli olamazken,ortada sonlanacağı sabit bir zamanı bekleyen bisürü şeyin,bu çelişkinin getirdiği cazibenin var olması…
il mare; “güneşi almamanın imkansızlığını barındıran karanlık” ne demek? ben tek bir karanlık bilirim, o da hali hazırda güneşi almaz zaten. karanlık için güneşin imkansızlığı gerekmez ki. ya da bu cümle karanlığı daha hacimli/dayanılmaz yapmaz. en azından benim gözümde.eksiklik için ise; eksikliği kategoriye ayırmadan konuştum ben. şekilsel ya da sürekli mücadele gereken ya da vs diye. tanımlamalarla ilgili sorun yaşıyor olabilirim. diyebileceğim; ve dediğim; eksik olduğun sürece varsın bana çok klişe geliyor. bence her koşulda varsın. bunu hazmetmek önemli.
puella, -içinde kelimesi var orada..
Aslında cevap burda:)
bu da biraz şekilsel sanki Puella;) koşullar tabiiki varlığımızı kısıtlamıyor,fakat aidiyet bambaşka bir şey…
MARE, birkaç defa daha okuyayım ..) tekrardan konuyu dağıtmayam ki bi sona varalım. 🙂
aman aman daılmasın…:)
her koşulda var değil misin il mare? eksikliğin olduğunu hissetmeseydin yok mu olacaktın? aidiyet safsata.
ewt puella.. varım ben hep,görünmez olamıyorum,ama ben bedenen bi varlıktan bahsetmiyorum…kastettiğim,gerçekten varolduğunu hissetme hissi… tüm hücrelerinle ben varım diyebilmek…bunu hissedebilmek,etrafta ya da çok uzaklarda varlığının birşeyleri etkileyebileceğini düşünmek,şimdi değilse de sonra..bunun için umut taşımak… aynaya baktığında yukardan aşağı kapladığın yer değil gerçek varoluşun… bilmem oldu mu:S :S
iyi ve dahi hoş diyorsun il mare, ve bu dediklerin de klişeden çıkmıyor. camiyi sağına al, ilerle.
kimbilir ne anladın puella.. neyse… ben bi şekilde ilerliyorum saol çok…)
ılmare bence yol ver geçsin. klişe yola mı sapacak görmek istiyorum merak ettim.
🙂
hangi balık boğmuş kendini, hangi serçe atlamış damdan der mazhar candan..insan olma klişesi hepsi..
morfik insan olma klişesi mi?sen bir klişe misin. anlamıştım zaten. yazın çok güzel ama.
yani, insansak tüm bu sualler, tartışmalar, yeteneksiz oluşumuz anlamaya vs. vs. vs. insan olduğumuzdan denir ya..işte o klişe..bana da pek uydu yani..töbe töbe..
bize dair birşeylerin oluşturduğu bir sınıfa karşılık gelmediği müddetçe,klişenin mahsuru yok…
ben şimdi çok klişeleşmiş bir şey yapacağım… gözlerimi kapatıp uyuyacağım… iyi geceler.:)
:))) klişende tatlılıklar dilerim sana mare..
iyi kıvırdın ha morfik helal sana. Yunusların dansını izlemiştim.su da onlar da böle kıvırıyorlar. neyse anlamamaya geldik ya dur bakalım nasıl sonuçlanacak.
iyi geceler.
allamm, beni ithamlardan, öküzün altında buzağa arayanlardan koru.. amin..bkz/ dua..
yok anlaşıldı oyun bozansın sen.duaya ne gerek vardı şimdi.amen.
yahu alt tarafı bir eleştiri yaptım, affola. ayıpmış, tü kakaymış meğer. ben köşeme çekileyim madem.
o eleştiri mi puella?
sence ne longway?
bence bugün klişe sözcüğünü tekrar etmek istemişsiniz.
buradaki her yazıya ovv mükemmel şahane demek mi gerekiyor? denilmezse eğer susmak mı şart? ben gayet nazik bir şekilde, bende bu metnin ne ifade ettiğini yazdım. bu kaldırılamayacaksa, buraya yazı yollanmamalı.
yazıya değil ahkama yazmamış mısınız?ben buranın adabını bilmem eğer güzelse güzel denir değilse çirkin denir.o da denmiyor gördüm ben.ne isterseniz o denir. yazı morfikin puella.
kaldı ki, ne aşağıladım ne de başka ters birşey dedim. ve hatta, herhalde bende sorun, algılayamadım dedim. ve anlayamadığım yeri net sordum. soruma cevap yerine, soruma eleştiriler geldi. longway, dalgaya vurduğun yerlere dikkat et. ben takip etmem kim yenidir kim eski. ancak eğer bana ahkam ile ilgili de soru gelirse cevap veririm elbet. ki geldi. şu an sana da cevap veriyorum misal. her neyse. yazı yazıyorsan ya da yorum yapıyorsan hepsine sahip çıkacaksın. yoksa yazma. budur.
sen de pek bir dertliymişsin puella. bu arada nickini çok sevdim. cevap verirken bazen kelimeleri değiştirmek gerekmez mi? sen sahip çıkayım derken sanırım izah etmek istediğinden uzaklaştın.
ne derdi yav, bir eleştiride bulundum. ne demek istediğim de yorumumda yazıyor zaten. kısmet değilmiş.
öyle bir iç dökün ki bir dokun bir ah işit gibi oldu ondan öyle söyledim.iyi geceler kız çocuğu.
Puellacım,
şu yorumuna dek gayet herşey sağlıklı gitmiş bence…Sen cümlelerin sende ifade ettiği anlamı buraya yansıtmak istemişsin,ben ise bende çağrıştırdığını senle paylaşmak istemişim.Bundan doğal ne olabilir:) Ama bu yorumunda olay çağrışım aktarımından biraz sapmış gibi,camiyi al ilerle falan..:Dheralde ondan sonrası,sana bi acayip geldi,ama burda kimse kimseye zaten hakaret etmedi:) bişi olduğu yok yani,rahat ol:)yazmasam çatlardım:D
evet doğru.çoğalsın bende çok istiyorum. morfik de hergün yazsın. hatta karanlık dünyanın içindeki güneşi de göstersin istiyorum birdahaki sefere.