animasyon filmlerin dublajında (“memedalibey”i de es geçmeyelim tabii) o, reklam filmlerinin “dış ses”imparatorluğunun önemli figürü o, magazincilere savaş ilan etmiş ve uzun boylu, endamlı sevgilileriyle seksüel haberlerinduayeni o, “sosyal sorumluluk projesi” olarak adlandırılan organizasyonların sunuculuğunu üstlenen o…o, o, o… ooooo piti piti karamela sepeti de, o!o, kim mi? okan bayülgen. “karizmasına” ayılıp bayılan bayanların programına telefonla bağlandıklarında, o. b.’nin ağırladığı konuklarına sorulan soruların düzeyini beğenmeyip, ha babam aşağıladıkça, ha babam seyircisiyle dalgasını geçtikçe “entelektüel” ve “karizmatik” aurası yayım yayım yayılan da o!ne kadar dalga geçerse telefonun öbür ucundaki bayanla (erkekler arayamıyor onu, işte öylesine farklı biri o!)arayanın hayranlığı ve ağzının suyu o kadar artıyor bu “farklı”kişiye.mazohistlik bu ülke insanının damarlarında akıyor…yapay bir farklılık, yapay bir ayrıksılık peşinde seyirten”gece çocuğu”nu tv’ye ilk avdet edişinde ben de severdim.ama zaman içinde o “sahici” hali, yerini yapay bir “misyon adamı” haline bıraktı. “öğreten, belleten adam” hali sıkıcıolmaya, bir başöğretmen edası da gına getirmeye başladı.sisteme entegre haline bakmadan “magazincilere” savaş açarak ve zaman zaman “yanlış anladınız, bakın ben de bu alemin adamıyım” yaklaşımıyla beyaz bayraklarla süren biral gülüm ver gülüm oyunu sahnele(n)di.konuklarına sorulan “burcunuz ne, sevgilin var mı, kaset çıkaracak mısınız” sorularına burun kıvırıp karizmasınıköpürten o. b., halkı bilinçlendirme suaresini nuh’un gemisiformatına benzer bir rotaya çevirdi.on beş benzemez kişiyi aynı anda idare etmenin ne kadar zor olduğundan, “yalnızlığından”, yüzeysel hayatlarımıza sanatın niye yer edemediğinden bahsetti…o. b. de sistemin mütemmim cüzüdür. sistemde herkese yer vardır. cici “talk show’cu” beyazıt öztürk ise, “aykırı, yaramaz” da okan bayülgen’dir.sirkülasyon yerli yerindedir maşallah!shrek dublajından miras kaldığını sandığım “hey heeyy heeyyy” şeklindeki ünlemesi ve şahan gökbakar’ın başarılı bir mukallit olarak pek güzel sergilediği garip dudak hareketleriyse, 17’den 57’ye tüm hanımları cezbetmeyeyetmektedir.abdurrahman çelebi’ler cennetidir güzelim memleketimiz çünkü!düşünsenize “diva”mız bülent abladır!en muhteşem “ses”imiz, halkın bağrından çıkan “ibo”dur.”dil uzmanı” ise hakkı devrim’dir. hilmi yavuz’un (irfan külyutmaz olarak yazdığını sağır sultan bile duymuştur) h. d. için yenmez yutulmaz sözleri için buraya buyurunuz…o.b.’yi sevenleri olduğu kadar, sevmeyenleri de vardır ve olacaktır. sap ile saman arasındaki farkı göstermeye çalışanlar da olacaktır elbette sisteme çelik çomak sokmaoyununda en safiyane halleriyle…”başkaları cehennemdir.”