Pusuya yatmış bekliyor.varolma umudunun varlığını hissettiğim o an, güçlü olduğumu sandığım ve herseferinde yanıldığım o en zayıf anda bunu yok etmek için bekliyor.öyle absürd istekler doğuyor ki beyninde, o bile şaşırıyor…Karşısında duran vücudun ağzından çıkan cümleleri pompalı tüfekle vurmaya çalışıyor bazen…O kadar hızlı çıkıyorlar ki bazılarını kaçırıyor.Olmak istiyor sadece.varolmak…Varolduğunu bilmeden olmak…Asla tatmin olmuyor.Gizlendiği yerden çıkmak istiyor çoğu zaman.ıçini kemiren o duygu ortaya çıktığında öyle hayvanlaşıyor ki…Kendi kendini yok edeceğini hissettirecek kadar.arı olmak istiyor bazen, sokmak istiyor sadece.Öleceğini bilerek.sırf iğneyi batırdığı o an, varolma kavgasında kendini ispatlamanın getirdiği tatmin duygusunu tatmak için.dedim ya hayvanlaşıyor işte…Anlamak istiyor neyi anlamak istediğini bilmeden…bilmek istiyor!!O bildiğini bilmek de istemiyor aslında.çünkü biliyor ki yine hayvanlaşacak.pompalı tüfekli bir arı olmak isteyecek.dedim ya absürd istekler beliriyor beyninde…yazmak istiyor bazen, hiçbir kaygı duymadan,anlamların taa……. dediği, imla kurallarının idam edildiği yazılar.onu da başaramıyor.Etrafını saran et ve kemik yığını buna engel oluyor çünkü…Lavaboyu açan bir pompa olmak istiyor bazen, pompanın yaşadığı tatmini yaşayabilmek için.Gerçek anlamıyla var olduğu için.Dedim ya sadece olmak istiyor…Soluk alamıyor bazen ama dert etmiyor ‘sorun değil’ diyor.İçinde gizlendiği et ve kemik yığını onu yok etmek istiyor nasıl olsa…Bunu biliyor, yine de varolmak istiyor.Çünkü can çekişiyor olsa da hala umudu var.Et ve kemik yığını bir gün ‘çık dışarı hadi’ diyecek.İçimdeki “ben” özgür kalacak…