bildirgec.org

paranoya hakkında tüm yazılar

Her eve Sismograf!

Beacool | 21 November 2010 14:28

Her eve Sismograf!

Gragraph deprem!
Deprem!

Biraz paranoyakça yaşamanın insan hayatına katkıda bulunduğuna inanıyorum. Zaten paranoyanın birazı da tedbir oluyor. Eğer sizde tedbirliyseniz ve doğal afetlerin (bana göre en insan psikolojisini bozanı) depremden korkanlardansanız (ya da birazdan fazla paranoyanız varsa) tanıtacağım bu ürün tam size göre. Evinizde sizin için sürekli sarsıntıları kontrol eden ve olası bir tehlikede sizi uyaran bir ürünle karşı karşıyayız.

Gragraph
Gragraph

Gragraph ismiyle piyasaya sürülen ürünü evinizde düz bir zemine yerleştirilerek çalıştırıldığında sizin hissedemediğiniz sarsıntıları hissederek takvimine sürekli kaydediyor. Bu şekilde bir gözlem ve tahmin yapabileceğiniz gibi olası bir tehlike anında cihaz uyarı vermek üzere tasarlanmış. 3 ve 10 arası tüm sarsıntıları hissedebilen yapısı sarsıntının şiddetine göre görsel ikaz sesle uyarı ve alarm veriyor. Bu sayede uyku anında depreme yakalanma (veya benim gibi hissetmeme) riskinizi azaltmış oluyorsunuz. Tabi bu en kötü senaryo…

6.Hissinizle Aranız Nasıl?

admin | 03 December 2009 15:36

Hani her seferde mantıkla hareket edip sonra da başlarım mantığa ya bu sefer de duygularımla hareket edecem denilen o olay var ya işte o duygu kısmı 6.His….

Bilimde 6.His ise; insanlarda olan işitme, dokunma, görme, tat alma, koklama hislerine sonradan eklenen telepatik bir durum olup şimdiye kadar asla fiziksel olarak kanıtlanamamıştır……

Aslında bu his, şu yapay dünyada çoğu yapay insanlarla kurduğumuz iletişim dışında; kendimizle olan tek iletişim….Ürkütücü gelse de kulağa, diğer insanlardan farklı olmak ve bu hisle bu hise göre yaşayıp sonunda yanılmadığını görmek daha da bir çarpıcı kılar bu durumu.
Sadece keramet dinlemeyi bilmededir.
Sanki 2.ci bir ağız gibidir ve sürekli konuşup durur.Bazen çıldıracak gibi olur ve sus diye bağırası gelir insanın.Bu his’in en sıkı düşmanı Ego dur.Alınan kararlar bu ikilinin savaşma sonrası imzaladıkları anlaşma doğrultusundadır.

Sen miydin Aşka Secde Ederken Alnımı Kanatan Taş?

admin | 15 November 2009 03:42

Paronayak bir şairin dil sürçmesi sevda…
Zeus’un aşka aç tapınağında bir Meryem gibi bakire gülümsüyor suçum. Aşka inanmayanlara bileniyorum, keskin bir kalem kılığında… Seni işaret ediyor şahadet parmağım.

Ey yüreğime inen en kutsal vahiy, en masum günahımın savunması… Ey, karasularında çocukluğumdaki gibi koşturduğum verimli hüznüm…
Sen miydin aşka secde ederken alnımı kanatan taş?

Kendi yörüngesinde dönen bir Havva idim en fazla senden evveli. Kendine secde eden ateş… Senden evveli yazgısız bir kader, kabulü ret olunmuş bir dua, dilini yutmuş bir kilit iken, cennetin kevserine ulaşmış bir vusl sarhoşuydum seninle her-dem…

Kendini ne sanıyorsun? : ”Phone Booth (Telefon Kulübesi)”

gorcun | 11 May 2009 16:57

Phone Booth
Phone Booth

Joel Schumacher’ i 2002 tarihli filmi Phone Booth (Telefon Kulübesi) kısa ama etkili bir film olarak tanımlanabilir. Stu Shepard (Colin Farrel) adlı reklamcı, mesleğinde başarılı kendine son derece güvenen etkili bir karakterdir.

Yanında asistanıyla yolda ilerlerken cep telefonuyla iş görüşmeleri yapan Shepard, bir kaç iş ayarladıktan sonra özel görüşmelerini yaptığı telefon kulübesine girer. Karısından (Radha Mitchell) habersiz başka bir ilişki yaşadığı Pamela’yla (Katie Holmes) konuşan ve telefonu kapatan Shepard ardından gelen telefon çağrısına cevap verir.
Basit bir telefon çağrısının nelere yol açacağını tahmin edemeyen Shepard, telefondaki sesin sahibinin kendisine dürbünlü tüfekle bakan bir katilin olduğunu öğrendiğinde telefon kulübesinden çıkışının kolay olmayacağını anlar.

Phone Booth
Phone Booth

Daha sonra katilin çevredeki kadın satıcısını vurmasıyla olay, Shephard tarafından gerçekleştirildiği sanılıp halk,polis ve medyanında ilgisini çekecek bir hale gelir. Bundan sonra Shepard’ ın kulübeden çıkmak için yapması gerekenler onu fazlasıyla zorlayacaktır.

Şu parayı bozabilir misiniz ?

Deniz Kasakolu | 19 April 2009 11:47

Bozuk paranız var mıydı abi yada abla ? bu soru canım Türkiye’mde ne kadar da çok sorulur. Günde binlerce kez , esnaflarımız para bozdurmak isteyen insanlara bu olumsuz cevabı vermişlerdir.

“- Vallahi bozuk paramız kalmamış kardeş.”

Bozuk para delisi.
Bozuk para delisi.

PARA BOZDURMAK AHLAKİ BİR GÖREV MİDİR?

Parasının bozulmasını “rica” eden kişi aslında zorda kalmış mağdur bir insandır. Kendisini mağdur eden bozuk para istediği esnaf değilse de, mağduriyetini giderecek olan kişidir bozuk para sahibi.

[REC] (Rec: Ölüm Çığlığı)

queennothing | 19 January 2009 14:34

Bir kameraman ve bir muhabir, ‘şehirleri yangından koruyan itfaiye kuruluşu ve itfaiyeciler‘i konu edinen bir program çekmek üzere, şehrin en büyük itfaiye merkezine gelirler. Muhabir olan Angela, itfaiyecilere çeşitli sorular sorarak hem merak ettiklerini öğrenmeye, hem de programı biraz eğlenceli hale getimeye çalışır.

Röportaj esnasında “Bunun kötü olduğunu biliyorum ama, keşke bir ihbar gelse..” diyen Angela’nın ihbar üzerine itfaiye ekibi, Angela ve kameraman Pablo, olay yerine giderler.

PARANOYA

teacher07 | 17 November 2008 12:23

Sabahın ilk kızıllığında gözlerini ovuşturup, pencereye kendini atacasına yaslandı. Hoyrat balta darbeleriyle, yana yatan bir ağaç gibiydi. Ağır gövdesi komşu ağaç dallarına yaslanmış, odun mu, kereste mi olacağı belli olmayan, ama yıkılmış bir ağaç… Pencerenin pervazına dayanan elleri taşıyamaz durumdaydı koca bedenini. Kolları kırılıp, camdan fırlayacak gibi hissetti kendini. Ürkerek geri çekildi, yedinci kattan yere çakılmak hiç de hoş değildi.Yığılırcasına attı kendini koltuğa. Tavanda avizeye takıldı gözleri bir süre. O da ne? Avize, bir o yana bir buyana sallanmaya başladı. Keskin kılıçların parıltısı fışkırdı ampullerden. Sağından, solundan, başının üstünden tiz bir ıslık çalarak savruluyordu kılıçlar. Televizyondan mermiler yağmaya başladı sağına, soluna. Başını bir o yana bir bu yana eğerek korunmaya çalıştı. O kadar çoktu ki, bunaldı olanlardan. Elleriyle kapattı gözlerini, dizlerini karnına çekti, kıvrıldı koltuğun üzerine.