Yine geldim oturdum rastgele seçtiğim ama insanların çokça geçtiği bir banka. Buradan insanları seyretmeyi seviyorum onların hikayelerini çıkartmaya çalışıyorum. Ve birisi geçiyor belli ki memur monotonlaşan hayatından bıkmış taktığı gravatı çıkarıp özgürüm diye haykırmak istiyor ama hayatın yükü binmiş üzerine kredi kartı borçları birikmiş faturalar yaklaşıyor e çocukların okul masrafları ve bunun gibi bin tane dert böyle bir yükle önümden geçiyor. Sonra iki genç geliyor bol giyim tarzı şekillendirmeye çalışılmış ama neye benzediği belli olmayan bir saç şekli ve ellerinde cep telefonundan çalan ceza şarkısı. Onun ritmiyle sallana sallana yürüyorlar tabi bu arada gözler hep kızların üzerinde kendi aralarında yorum yapıyorlar ve belki de fantazi dolu hayaller kuruyorlar. Bir kız tavlarım ümidiyle yola devam ediyorlar. Ve bir dilenci küçük kızının elinden tutmuş Allah rızası için ekmek parası diye dolaşıyor. Bir adamı durduruyorlar ; adam küçük kızın saçını okşuyor ve gelin sizin karnınızı doyurayim diyor küçük kız heyecanla atılıyor ama annesi kolundan tutup kendine doğru çekiyor : Saol abi sen para ver biz karnımızı doyururuz diyor adam da bu lafın üstüne kalsın diyip yoluna devam ediyor. Çocuk gözleri dolu dolu arkasından baka kalıyor kadın da Allah senin belanı versin diye mırıldanıp dilenmeye devam ediyor. Dilen ey benden zengin insan dilen.. Sonra bir genç kız geçiyor ya kuaförden çıkmış yada boya badana yaptırmış gidiyor. Yazık be güzel kızım cildine yazık şimdi güzelleştiğini sanarak boyanın içine dalıyorsun ama ilerde ne yapacaksın. Başını öne eğmiş gibi görünsede gözleri sürekli etrafı süzüyor bana bakan var mı beğenen var mı gibisinden. Ve iki ggencin laf atmasına maruz kalıyor.. ”Hey maşallah yüce rabbim neler yaratıyor..” Genç kız kibarca dönüp bakıyor ve senin bacın nerde çağırda bende laf atayim diyip cevap bile beklemeden yoluna devam ediyor. Laf atan gençler eziklikle oradan ayrılıyor… Birçok insan geçip gidiyor önümden hepsinde ayrı bir hikaye ayrı bir tat ama tek ortak yön varolan monoton hayatlarından gitmek uzaklara gitmek sorumsuzca zevkine yaşamak için gitmek… Bir daha ki bank hikayesinde buluşmak üzere…
yorumlar
sabah sabah keyifle okudum yazınızı..
Paragraf ayırımı yapmamak, teknik bir hata sanırım..Bu arada dilenme şekli değişmiş, İstanbul da, dün iki genç, ”demir para topluyoruz abla”, diye yanıma yaklaştı, şaşırdım..İyi bir yazı..
Güzel bir şarkının, güzel bir hikayesi. Her dinlediğimde aklıma gelir. Âlâ…
Yorumları görünce ben daha çok keyif aldım :)Dilenmek için sayısız taktik çıktı saymakla bitmez ki :)Uykusuz bir gecenin sabahında yazdım hatam için kusura bakma(yın) pillibebekkuyuda..
yazınızı keyifle okudum; ama yazım yanlışlarınız gözümden kaçmadı. gravat ne demek o kravat değil mi?bence konu hakimiyeti, anlatış mükemmel ama yazım konusuna biraz dikkat etmelisiniz. amacım sizi kırmak kızdırmak değil yanlış anlamayın beni. dikkate alırsanız sevinirim. teşekkür ediyorum.
Dimoedes, bir kez paragraf ayırdığım halde, yazım çıktığında ayırılmadan çıkmıştı, teknik sorun var bence..Bu kadar bütün yazmış olamazsın..
education değerli yorumların için teşekkür ederim. pillibebekkuyuda hata bende ama dediğim gibi uykusuz bir gecenin sabahında yazdım birazda sorunlu bir gece hatta bir kaç gece diyelim. kendimi biraz rahatlatmak için her zaman yaptığım ama şimdiye kadar buraya hiç yazmadığım birşeyi sizlerle paylaştım. hatalarım için gerçekten özür diliyorum ve affınıza sığınıyorum…
Yazı balkondan sokağa bakan yaşlı adam, caddenin ortasında yere düşen cüzdan, Alberto’dan kurs alan Sofi karakterleri gibi belli bir amaca yönelik insanları gözlemleme konseptinde. Genel itibariyle yurdum özenti gençliğini ele almış.Beni görseydi nasıl bir çıkarımda bulunurdu onu düşünüyorum şimdi :)——–Pbk İstanbul’a gelmiş. Konudan alakasız süper bir haberim var sana pbk.Uykudaki kaplumbağasını öldü zannedip gömen bir yakınım var 🙂
AVALIANCH görmeden bişey diyemem :))
teşekkür ederim BUKLET. nelere katılıyorsun ve sanki son sözünde biraz kinaye var gibi 🙁
Banktan İnsanlar
çoktan küllenmişbaşkaldırışlar.geride kalan,beynimin sancısı;isyan marşlarıve kavgaya dairtuhaf birkaç söz.mengenede ruh;sığıntı kimliğiminson yükü.duyulmasın desem de iniltiler,görülmesin desem de silikliğim,ne yana dönsem,ne yana atsam benliğimi,kurtulamam!peşimde bir çift göz.“güzel günler” düşleriyditüm uykularım.yaşamak yürüyebilmektiözgürlüğe.ve aşkın ateşiydibedenimi ısıtan.oysa şimdi geride kalan;cılız ürkek bir köz.CHATTAGUSH
Eline sağlık Dimoedes:)
chattagus şiirini izinsiz aldığım için umarım beni affdersin çok beğendim:( üzgünüm