bu akşam üzeri vefaat etti. kendisi çok güleryüzlü ve sevilen bir insandı. (aykut barka okuduğum enstitüde prof.) bundan birkaç ay önce ki marmara depremiyle ilgili yaptığı seminerde (aslında işin bilim kısmından çok siyasi kısmı önemli olan) şunları söylemişti:
öncelikle bilim gerçeği,
1.istanbulda bugün deprem olursa 7,4. 30 yıl sonra olursa 7,5. 50 yıl sonra olursa 7,6. büyüklüğünde olacak.(Önümüzde ki 10 yıl içinde olacağı söyleniyor)
2.yapılan istatistiklere göre (iyimser olduğunu söylemişti) 7,4 büyüklüğünde ki depremin yapacağı zararlar, 4 milyon yaralı, 1 milyon ölü. (ve birçok yıkılan bina sayısını hatırlamıyorum)
3. istanbulun sadece %5 kadar bir bölge tam sağlam kalacak.
4.deprem sonrası gerekli para istanbulu toparlamak için 600 milyar dolar!!!!
siyasi gerçeği:
bunların kesinliği görüldükten sonra birşeyler yapılması geretiğini düşünüp şu işleri yapmış (sırasıyla):
1. rektörü de koluna takarak cumhurbaşkanıyla görüşmüş. istyanbulun durumu bu, bişeyler yapılmalı şeklinde.cevap: “istanbul çok büyük bir şehir biz nasıl altından kalkabiliriz bilemiyorum” olmuş.
2. ecevit’e gitmiş anlatmış, ecevit sadece kafa sallamış ve dinlemiş.
3.hüsamettin’e gitmiş. hüsamettin “biz şurda oturuyoruz, zemini nasıldır” die sormuş.
4.bakanlar kuruluna gitmiş, bakanlar “evet bu konu önemli, biz sizi yapıcamız kurultaya çağralım orada tüm bakanlara anlatın” demişler, kurultay olmuş çağrılmamış.(bu arada bilimsel olarak yaptığı çalışmaları, istatistikleri ve diğer gerekli bilgilerin hepsini bu şahıslara anlatıyor – uzun vakit)
5. askeriyeye gitmiş, ilgilenmişler, “önemli. biz sizi kurultaya çağralım, siz orada hepsini anlatın” demişler. (o gün itibariyle 1 ay olmuştu ses çıkmamıştı.)
6.milletvekilleri: istanbulun 60 milletvekili var demiş ve onlarla buluşma ayarlamış, fakat 11’i gelmiş toplantıya, “az demişler bir toplantı daha yapalım”, 2. sine 4 ü aynı, yine 11 kişi gelmiş. konuşulmamış.
7.valiliğe gitmiş – geçiştirmişler.
8. belediye ilgilenmiş, japonya bir proje sunmuş ve belediye bu işle ilgilenmiş (ankaranın onay vermesi projeye 9 ay sürmüş, bu arada)fakat japonların sunduğu proje çok yetersiz çıkmış. (ford fabrikası fabrika kuracağı alana toplam 2000 metrelik sondaj düzenlerken, japonlar tüm istanbul için 4000 m lik bir sondajla gelmişler.)aykut barka yanında bir proje daha önermiş, önce japonlar red etmiş, sonra belediye “yolsuzluktan adımız çıktı zaten şimdi ikinci bir proje daha istersek para yiyor derler” deyip karşı koymuşlar.
sonuç olarak önemli olan ankaranın ilgisini çekebilmek ve para alabilmek. yoksa yapılacaklar belli ama para yok.
9. sadece istanbulda çok az özel kuruluş depremle ilgili çalışma yapıp binalarını emniyete almış. bunun haricinde sağlık bakanı hastanelere, milli eğitim bakanı okullara (yakacak kömürleri yokken) binalarınızı kontrol ettirin, gerekiyorsa sağlamlaşırın die yazı göndermiş.
neyse işte benim hatırladıklarım bu kadar, fıkra gibi değil mi???? bunlar aykut hocanın anlattıklarıydı ve son olarak da şunu demişti;
“bizim için geçen her dakika altın değerinde. ama umudumuzu kaybetmemek en önemlisi, zaman kısalsa da yapacak birşeyler var”
son olarak istanbulun deprem öncesi toparlanması için gerekli para yaklaşık 60 milyar dolar gibi bir rakam.
yorumlar
adamcağızın bu kadar uğraştıktan sonra deprem’i yaşamadan gitmiş olması sevindirici diyebilir miyiz?
aslında okuldaki tüm hocalar ölüp, kalacakalrını bilmeselerde bu depremi görmeyi istiyorlar, 250 ve 500 yıllık bir periyodu var bu kaf (kuzey anadolu fayı)ın marmara denizi içinde o yüzden hepsi meraklı bu depreme :0}
oha abi bu kadar detayını bilmiyodum.. o kadar pisti ki geçen sefer. o kadar doğal değil de insan yapımı afetti ki.. ciddi ve devamlı bi sivil insiyatifin oluşup tekrar bu adamlara bu sefer bu sefer bunu yapamayacaklarını hissettirmesi lazım. yani oy ver miycez bunu ciddiye almayana diye filan… uff geçen sefer o kadar ağır ödedim ki depremde çalışmanın faturasını bunu başlatacak gücü bulamıyorum kendime. ama birileri vardır mutlaka. nolur hadi birileri bi websitesi bi şekil yapsın… herkese bi iş versin ben de üstüme düşeni yapayım. ama tekrar bir organizasyon olayına giremiycem. nolur hadi be. başlayalım bi ucundan… adamın da kemikleri sızlamasın yakında yanına gelecek bir milyon kişiyle beraber uyuyarak.
Bürokrasi engeli denen palavra türkiyede oldukdan sonra pek sanmıyorum ben harekete geçilebileceğini.Düzce depremi olmadan evvelde rapor sunuldu hükümete.Şehri 50km batıya taşıyalım dedi Jeolog ve Jeofizikçiler.bu gün git yarın gel denildi araştırmacılara…Sonucu biliyoruz hepimiz…Kişisel çabalar ilede ne gibi bir önlem alınabilir merak ediyorum doğrusu…
………………………………………….
hepsini anlatayım, bu seminerden bir hafta sonra başka biri bir seminer verdi, kendisi bir yıl kanada da çalışıp geldi ve sırf jeoloji değil jeofizik, uzaydan algılama ve bir çok veriyle geldi. yazma küzere hazırladığı 3-5 makaleden söz etti. açıkçası çok etkileyici bir konuşmaydı, yaşının genç olmasına rağmen çok ciddi tezler savundu ve inandırıcılığı bence yüzde yüzdü, kanıtlar sağlamdı:
1.2010 yılını bulmadan bir deprem olacak.
2. "7,9’un altında kimseye deprem olacağını söylemem, bu sorumluluğa girmek istemem." en az 7,9 büyüklüğü.
3. altı metre boyunda tsunami gözlenecek.(tsunaminin olmasının sebebi %80 deniz içi heyelan, deniz içi topoğrafya haritasında(batimetri) heyelan yereleri çok açık belli oluyor- gösterdi)
4.Aksa fabrikası (sanırım izmit civarlarında) siyanür kullanıyor, ve depremle bu siyanür havada etkileşip yapacak ve depremden ölmeyenler, zehirlenerek ölecekler. (geçen depremde toprağa karışmış bir miktar)
(kimyacılara görüşmüş)
5. tek bir deprem değil 3-4 tane olacak en büyüğü 7,9 diğerleri 7,6-7,2 arasında.
(tek tek istatistikler hesaplanmış, verilen parametrelerle çıkan bilgisayar sonuçları)
6. sorun 250 ve 500 yılda bir yinelenen bu depremlerin bu zaman içinde üstüste binmesi.
(tarihi incelemeler)
7."devletin birşey yapacağı yok. bunu tüm çevrenizdeki insanlara söyleyin en geç iki yıl içinde bırakıp gitsinler bu şehri, geçtiğimiz 2 yıl içinde hiçbirşey yapılmadı ve olayın soğmasına sebep oldu."
vs… ateşli birçok seminer oluyor bu alanda ama en sağlamı buydu açıkçası, sonuçta hocalar tam bir anlaşma içinde değiller ama anlaştıkları tek bir nokta var deprem olacak ve çok uzak değil.
son olarak 7,6 ve üzeri büyükleki depremlerde devlet o bölgeleri olağanüstü hal bölgesi ilan etmek zorundadır, bu durumda 3 yıl boyunca buralardan vergi alınmayacak ve masraflar karşılanacaktır. buna göre 17 ağustos depremini hatırlarsanız amerikadan gelen ilk bilgiye göre deprem 7,6 idi fakat sonra bir an da o deprem 7,4’de indi. acaba neden???????
Dusunmek istemiyorum, cunku hocanin soyledigine gore, buralardan goc etmek lazim, hayattan kalsak bile burda yasanmaz bir daha, baska yere gidersek belli bir yastan sonra oradakine de yasamak denemeyecek, belediye hukumet onlem alsa bile ne olur ki? hadi 100 bin olu 1 milyon yarali, yine ayni olay, 10 kisiyi taniyorsan 1 garanti yarali 1 i belki olu! Sehir disina surseler milleti, imkansiz… Evet dusundum bunlari ne oldu? Kendimi kotu hissediyorum… Hoca yaniliyor olamaz mi, bi 40 yil sonra olsa olmaz mi??!?! Neden biz! Bu vakitten sonra yasamimi resetlemek zorunda miyim ?? Olmek zorunda miyim ?? Hem niye ben? Kahretsin! Hoca’ nin yakinlarina bas sagligi…
Nato anlaşmasındaki bir madde, maddeye göre 8 ve üstü deprem yaşayan Nato üyesi bir ülkenin dış borçları dondurulur ve karşılıksız yardım yapılır (benim o maddeden anladığım bu daha teknik bir dili var tabi), hatırlarsanız depremden sonraki ilk bilgiler deprem şiddetini 8.2 olarak belirtiyordu ondan sonra rakam 7.2’ye kadar düştü. Biraz komplo teorisi gibi oldu ama zaten bir nevi komplo teorisinin içinde yaşıyoruz.
bizim sitede oturuyor. Şahsen kendisi sözlerine en güvendiğim deprem uzmanıydı. Şimdi ben kime inanacağım???
Bu arada Yuka, acaba ben mi yanlış biliyorum. Aykut Hoca devamlı, istanbuldaki depremin, kocaeli depremi gibi yıkıcı olamayacağını, çünkü en azından istanbulun içinden bir fayın geçmediğini, ve yıkılacak bölgelerin %5 ila %10 arasında olacağını savunuyordu.
ama bize okulda anlatılan öle bişey diil.
kendisinin en son verdiği seminer yukarıda yazdığım gibi…
ama yok öle bişey çünkü fay hattı yani kaf adaların ordan geçiyor (kaç km uzağı hatırlamıyorum ama çok değil), bu da çok uzak bir mesafe değil. öle bişey demişse bile (ben haberleri falan dinlemiyorum genelde) birilerinin baskısıyla demiştir, ya da daha önce demiştir. bu seminer 1,5 -2 ay önce oldu.burda dediği buydu. bilemem!!!
karaköy’de altın kaplama yapan birçok işletme siyanür kullanıyor. söz konusu siyanür bir şekilde su ya da hidrojenle temas eder, buharı lodos etkisiyle anadolu yakası’na taşınırsa, sonuçları çok daha dramatik olabilir.
yahu arkadaşlar böyle şeyleri söylemek için niye hoca’nın ölmesini bekliyorsunuz ki???
hepimizin başı sağolsun..
hatırlayın rtük yasası için bir site açılmıştı da birçok site ona link vermişti, bence çok da başarılı olmuştu. deprem hakkında var mı böyle bir site ya da ben mi bilmiyorum. yoksa ne diye duruyoruz ya. *beep* medya bu depremi unuttu unutacak. durmayalım arkadaşlar ya. hafif.org ve birçok duyarlı web sitesinin böyle bir organizasyon için tanıtım desteği vereceğine eminim. depremi hatırlamak için bilim adamlarımızın teker teker ölmesini beklersek medyadan farkımız kalmaz. internet bilincini oluşturalım artık.
Böyle bir site var. Burada kayaç gerginliklerini izleme yöntemi ile deprem tahmini üzerine çalışmalar yapılıyor. Zaten Barka’da bu çalışma grubunun içerisindeydi. Günlük yorumlara bakıyorum. Hiç bir şey anlamıyorum. Zaten burada da neden anlamadığım yazıyor. Kısa vadede belki bir çözüm olur, en azından ciddi ve de bilimsel bir çalışma. Umarım bir faydası olur.
a.barka’nın ölümüne oldukça üzüldüm.umarım insanlar,yönetenler,yazanlar deprem gerçeğini bir kez daha hatırlarlar.umarım medya falcılık tarzı yayınlarının yerine bilimsel olanları tercih eder.
bilmiyorum "bir şey yapmalı.",bürokrasiye,devlete bel bağlamadan.
çünkü görüyoruz depremden sonra yaptıkları evlerin halini!yağmurda bile harap oldular.
gercekten bu kadar vahim durumda mıyız…
frc ortaya attıgı fikir güzel geldi…belki de şu an içinde bulundugum birşeyler yapılmalı durumu gaza getirmiştir beni bilmiyorum
deprem olması ne kadar şaşırtıcı değil mi? Tam da bugün!!!
dün gönderdiğim sitenin günlük yorumlar kısmında bugünkü deprem ile ilgili olarak dün yazılanlar burada. Bu da bugünkü. Bu iş ciddi ve en azından bir sonuç elde ediyorlar gibi sanki. Bölgede izleme yapan Denizli noktası devre dışı kalmış. Şu anda Yeşiyurt, Heybeliada ve Mudanya noktaları da bilgi göndermiyor. Yardım istiyorlar.Bu arada bu etkileşim meselesi bende de oluyo mudur nedir? dün gece üç kere çok açık bir deprem korkusuyla uyandım. huzursuz bir geceydi.bırrr.
kanada da 6 ay kalmış bir arkadaşım vardı, 2 ay önce falan döndü, arkadaşları depremden 2 gün önce mail atmışlar- kanadada ki haberlere göre türkiyede deprem olacak- die!!!
enteresan di mi??
deprem tahmin projesi, başta elektronikte okuyan iki kişi tarafından bulunmuş, kayaçların piezoelektrik özelliğine göre üstünde ki enerji birikimini hesaplıyorlar sanırım. başta işlememiş çünkü elektronikçiler bunu hangi kayada kullanacaklarını bilmiyorlarmış. daha sonra jeologlarla yapılan çalışmada piezoelektrik özelliği olan kayalar SiO2 içeren, kuvars gibi kayalarda yapabileceği anlaşılmış. orada da yazdığı gibi "Kayalar, mineral yapılarına bağlı olarak, başta kuvars (SiO2) olmak üzere çeşitli oranlarda piezoelektrik özellikli malzeme içerirler. Fay bölgelerindeki kayaçların uzun süreli gerginlik artışlarına ve kırılma sürecindeki gerginlik değişimlerine bağlı olarak piezoelektrik kaynaklı alan değişimlerinin yüzeyden izlenmesinin mümkün olacağı düşünülmektedir." bu yolla tahmin edilmeye çalışılıyor. benim bildiğim hikaye bu….
sağol çok açıklayıcıydı :))))
ayrıca deniz kenarında görülen "deprem ışıkları"nın sebebi de piezoelektrik olan kuvars (kum) kristallerinin kendilerine uygulanan basınç sonucu dışarıya elektrik akımı salmasıdır.
bir de, depremi oluş anında rüyasında gören benden başka insan var mı burada?
nefret etmemk için insanın kendini kasması hem de çok kasması gerekiyor sanırım aslında toprağında suyunda bişey yok da yetişen hanzoları daatıyor herşeyi. televizyona çıkıp depremle ilgili açıklama yapan şarlatan mete ışıkaradan mı yoksa diğer medya maymunlarından mı, utanmadan tv ye çıkan belediye başkanlarından, millet vekillerinden mi, gözünün içine baka baka yalan söyleyen, çıkarcı pisliklerden mi, yoksa bizleri durmadan kandıran bizim seçtiğimiz adamlardan mı bahsetmeli bilmiyorum. az çok bu deprem olayından anlıyorum okuduğum için nasıl şeyler sallayıp, nasıl insanları kandırıyorlar, ne pislikler dönüyor görüyorum. bir de anlamadığım binlerce konuda nasıl davranıyorlar kim bilir, nasıl bu kadar yalan söyleyip kandırıyorlar bizi. çıkmış istanbulda çok hasar olmayacak nasıl diyebiliyorlar, yeniden yapmaya gerek yok, biraz sağlamlaştırmak yeterli diyebiliyorlar, bu kadar maymunluk nasıl yapabiliyorlar!!!
milyon kadar adam ölecek nasıl kendilerini sorumlu hissetmiyorlar. ben anlamıyorum, anlıyamıyorum?
anlayan varsa anlatırsa sevinirim..
kızgınım….