Saat… bakmadım bile.Ben seni kaybedeli öyle uzun zaman oldu ki.Bugün seni anlatacağım kendime.Ellerindeki çatlakları,alnındaki yanmış saman isini.Neden hep sağ omzunun ağrıdığını anlatacağım.Bugün sohbet edesim tuttu seninle.Duyar mısın? Bilmem ama deneyeceğim.Hep sağ omuzun ağrırdı değil mi?Çünkü anam yoksulluğa hep o kolunla saman atardın sen.Alnındaki is,terini silerken yapışırdı onurlu alnına.Şekerini,kalbini,safra kesenin alınışını,bronşitini,romatizmanı,böbrek ağrılarını ve zayıflayan gözlerini antacağım diyorum ama yok yok beceremeyeceğim bence sen anlat bana.Nasıl dayandın bunca acıya işin kötü yanı dilim varmıyor ama o kocaya.Anneni kaybettiğin gün bile o aınla borç para bulup beni üniversiteye gönderdiğin geldi aklıma.En büyük hayalin bir sağlık karnesine kavuşmaktı değil mi?.Nasıl sevinmiştin göreve başlayışımın ilk ayında onu sana getirdiğimde.Hala saklıyorum oraya yapıştırdığım fotoğrafı.Ellerin dizlerinde,cepheden ve alnında yazman.Nasıl ciddiyetle bakmış ve nasılda önemsemişsin öyle.Bugün sohbet edesim tuttu seninle.Hayatımda ilk kez denizi görüşün geldi aklıma.Bütün ısrarlarıma rağmen kendine kuma gömdürüşün.tek ağrın romatizman değil di ki ana.Haa dur.Hele kızımı büyütürken yaptıkların.Kızıma yemeğini yedirirken kaşığı önce kendi ağzına götürmüştün de ben kızmıştım sana.Sonra küsmüştün bana.Nasıl bakmıştın öyle gözlerime ben hepinizi öyle büyüttüm diye.Sığacak gibi değilsin be anam ak sayfalara.Dur dur hemen ıslanmasın gözlerindaha çok sohbet edesim tutacak seninle….