Amele kelimesinden hiç hoşlanmazdım. O kelimeyi kullanmayı da sevmezdim. “Iyyy amele gibi giyinmişsin” ,”Amele yanığı gibi olmuş”, “Amele gibi yürümesene oğlum” cümlelerinden dolayı amele kelimesine sıcak bakmam çünkü sanki amele aslında işçi demek değil. Aşağılamak için uydurulmuş birşey gibi… O yüzden sevmezdim. Biri öteki için “Amele gibi olmuşsun” dediğinde kızardım, üzülürdüm:( Sanki herkes annesinden ballı mı doğuyor?Almanya’da yaşamak bir nevi kendi kendinin amelesi olmak demek. Giysi dolabı aldık geldik diyelim. Parça parçadır her bir yanı. Karton içinde alırsın. İçinde bir tarifi vardır. Ona göre inşa edersin kendi dolabını. Yapboz gibi işte:) İlk geldiğimde ders çalışma masası aldığımızda çok iyi hatırlıyorum bütün parçaları odaya döküp babamla iki gün boyunca onu yapmaya uğraşmıştık. Sonra mutfakta ayrı bir problemdir Almanya’da. Taşınılan evlerin mutfakları yoktur. Gider bir mutfak beğenir, ısmarlarsın. 1 ay sonra da hazır olur.O bir ay içinde de aç mı kalırsın susuz mu kalırsın senin bileceğin iş. Eeee medeniyet(!) başka tabii, kimse kimseyi tınlamıyor. Ya para verirsin gelip takarlar ya da kendin günlerce uğraşıp yine oyuncak parçaları gibi hepsini birleştirirsin. Yanlış olduğunda bozar tekrar yaparsın. Mutfağa en ucuzundan 2000 euro ödedin mi, bir de üzerine mükemmel bir amelelik yaparsın.

Amannnn taşınma sırası mı geldi? Yandınnnnnnn… O mutfağı boz, sonra git o eve tekrar inşa etmeye uğraş, bir yamukluk olsun, git yeni tezgah al. Neden? O evin mutfağının şekline şemaline uymamıştır. Tek mutfak mı? Bütün eşyaları boz ve yap. Harika değil mi? Kolileri yapma zamanında ise ayrı bir problemdir. Koli bulmakta zorlanılır. Gidersin koli satan bir yerden koli alır eve getirirsin. Arkasında yine tarifi vardır. Bildiğin kolilerden değil biraz daha enteresandır. Öyle bantlamana filan gerek kalmaz ama lego misali onunla da biraz uğraşman gerekir. İşte en güzelinden amelelik sana. Ama maaşsız. Sehpayı bile parçalarını birleştirerek kendin yaparsan. Ölme eşeğim ölme. Şimdi medeniyet filan bu mu oluyor? Sonra neden işsiz çok filan deniyor? Neden işsizlik maaşları?? O kadar kürt irtica edip geliyor. Sonra ekmek elden su gölden versin devlet paraları. Çalışmasınlar kıç büyütsünler. Biz de evi taşıyacak bir nakliye şirketi bile bulamayalım. Bir boyacı bulana kadar bile canımız çıksın. Mutfağı inşa edecek insan bulamayalım. Bulunanı da bir mutfak takmak için 500 euro istesin. Mutfak tak dolap inşa et, e sonra ne oldu acıktın. Hadi gidelim bari mc donalds’a. Otur mc chicken’ını ye mc nuggets’ını ye. Sonra??? E tabii tepsini topla. Dikkat et kola bardakları üste, tepsiler aşağıya. Tepsinin içindekiler ise alttaki çöp torbasına. Eee medeniyet farklı birşey tabii. Aman buysa eğer bizim ülkemizden uzak dursun.Güzel ülkemde taşınacağın zaman, anlaş bir nakliyat şirketiyle. Kocaman kamyonla gelsinler, toplasınlar, götürsünler, taşısınlar. Sonra adamlar yoruldu. Bir güzel yemek ısmarla, yesinler, azıcık sohbet, “siz de yoruldunuz hakkınızı helal edin” densin. Sonra yolcu edilsin… Oh ne rahatlık.Nasıl unuturum ben? Telefon, internet… Telefon ve internet bağlatmak istersin. Müracaat edersin. Binbir tane mektup yollarlar. Bir ay sonra kapında bir karton kutu bulursun. Modemin falan filan. Ama henüz bağlantın yok. Bir sürede bağlantı açılsın diye beklersin. En azından bir buçuk ayı bulur bu işlemler. Sonunda nihai sonuç olur ve internetine kavuşursun. Ama ne oluyor. Başka bir firma var. Türkiye’ yi aramak beleş… Hemen ona geçelim. O an ki kayıtlı olduğun firmayı arasın, iptal etmek istediğini söylersin. Telefondaki görevli peki der kapatır telefonu. Ama hala sana mektup yollamaya devam ederler. Meğer kapatabilmen için mektupla bildirmen gerekirmiş. Bak sennn… Leyleğin kanatlarına takalım bir de tam olsun.

Yeni eve taşındın diyelim sonunda. Merdivenin yanındaki duvarda bir liste mevcuttur. Kendi kapının önündeki merdivenleri silmek zorundasındır. “Kapıcısı yok mu bu apartmanınnnnnnnn?” diye haykırmak istersin… “O kadar insan işsiz duracağına neden çalışmıyorlar” diye de eklemek istersin. Bu ot, lanet ülkede yaşam böyledir işte.Buralara benim gibi delilik yapıp gelenleri şiddetle kınıyorum. E, tabii kendimi de ayrı bir kınıyorum. Şimdi aralarda varsa eğer “ben de başvuru yapmıştım orda okumak için”, “master yapacaktım” şunu yapacaktım bunu yapacaktım diyen, acilen vazgeçsin.