bakıyoruz; “aaa, ama… ama oyuncak?” sonra o muhteşemmm açıklama gözümüze çarpıyor: “He who may not be shown”!!! süper fikirmiş bu.zaten en basta sitenin adından alıyoruz muhteşem bir şey ile karşı karşıya geleceğimiz sinyalini: “jesus christ superstore/superstar“degil mi, yaa? yaa… mon cul
“o ki gösterilemez/görünmez…” anlamına geliyor bence. (“konu allah olunca temkinli olmak gerek” dedi bir his içimden: tabii ki “daha iyi açıklarım” diyen varsa beri gelsin.) mon cul
Aslında Türkçe yetersiz burada;show’un bir anlamı reveal, make visible, yani görünür hale getirmek de denebilir. Böyle çevirmek epey zor bu durumda.Herhalde İngilizce bırakmak en iyisi. Ya da culdesac’ın çevirisi en iyisi.
Türkçe, ingilizce meallerle huzurunu bozmuşsunuz milletin.Karışıklığı durdurup insanların inancına saygı gösterebilmek için iki üç arapça kökenli kelime katmak lazım.Gavurun anlatmaya çalıştığının meali şudur.”Allah-u teala tasvir edilemez”Bu tasvir edilememenin müsebbibi ise Peygamber Efendimizin (S.A.V) rabıtasına şuradan ulaşabileceğiniz hadis-i şerifleridir.Ayrıca yazı şu anlama da gelir”Allah-u Teala’ya şirk koşmak en büyük günahlardandır”. Zira kefareti yoktur.Keferenin dili dönmemiş anlatamamış. İşte bu yüzden arapça diye ısrar ediyor adamlar. Böyle Türkçe gibi ingilizce gibi ne idüğü belirsiz dillerle Allaha inancın tam olacağına bende pek inanmıyorum.
ne idüğü belirsiz bir dille yazdığın için ben de seni anlayamadım. ne olcak şimdi?? pardon dilinin mi ne idüğü belirsizdi yoksa senin mi? eh dilinden bişii çıkartabildiğimize göre ..3ten fazla…
Böyle bir tasvir kesinlikle şirk olur.Tasvir ederken daha önce gördüğümüz şeylere göre bir kıyas yaparak tasvir ederiz.oysa mahlukta olan hiç bir sıfat halıkta yoktur.İnsan noksan sıfatlarla donatılmış.Halık is bu sıfatlardan münezzehtir.Bir müslüman için böyle bir tasvir yapan kişi “gavur”dur.Dile gelince; ilim erbabının osmanlıca yani türkçe bilmesi lazımdır hatta elzemdir.Fakat dini bir ilmihal olarak insanlara basit bir şekilde anlatabilirsiniz.Takıldığınız noktada ise arapçadan yardım alabilirsiniz.Ama “tam allah inancı”ndan kastınız nedir anlamadım.İman kelimeleri aşan bir şey.Bir gönül işi.Fakat islamı öğrenmek onu anlamak diyorsanız elbette asgari düzeyde arapça bilmelisiniz.
Cuma namazına müteakip camimizin bazı eksiklikleri için yardım toplanacaktır. Allah verenden de vermeyenden de razı olsun. Amin.(hutbelerin sonunda fix tir hocam unutulmamalı)
şirk : (Arapça) Tanrı’nın birden çok olduğuna inanma, Tanrı’yı ortak tanıma, eş koşma.mahluk : (Arapça) Yaratık, yaratılmış.münezzeh : (Arapça) Temiz, arı, uzak.elzem : (Arapça) Çok gerekli, vazgeçilmez.ilmihal : (Arapça) Din kurallarını öğrenmek için yazılmış kitap.Kaynak: TDK Takıldığınız noktalarda Türkçe‘den de yardım alabilirsiniz. Ancak elbette asgari düzeyde Türkçe de bilmek gerekiyor.
konunun özüne gelelim.Başka dillerle Kuran’ın ve İslam’ın anlaşılamayacağı dini bütün(!) kesimin en büyük argümanlarındandır. Kuranı tabulaştırıp okumak yerine tavana yakın bir yere asmak için kullanılır. Tefsirlere muhtaç edilmenin ilk adımıdır. Bu sayede eğitimsiz neredeyse okuma yazma bilmeyen adamlardan akıl almak mecburiyeti doğmuş olur. Bu iletişim çağında bağnazlığın son kalesidir.Neticede görüyoruz ki ingilizce yazılmış olsa dahi ne dediğini anlamak isteyen anlayabiliyor. Adamlar yukardaki sebeblerden dolayı oyuncağını yapmamışlar . Kendileri inandıkları için değil bizim inancımızı anladıkları için.Yaptıkları şoparlık o ayrı.
konuyla alakalı olabilecek bir eser siyer-i nebiselçuklular mesela kasmamış yüzünü saklayalım diye ama detaylı bir hz. muhammet figürüde yokmuş. fiks bir yüz varmış. Minyatür sanatından gelen.(kaynak ekşi sözlük)
sayın mtlda, sözcükleri arapça diye söküp atamayız.o kadar işlemiştirki dilimize “bizim malımız” olmuşlardır.bilemezsiniz hangi kelime türkçe hangi kelime arapça.sırf arapça diye kaç yıllık kelimeleri atamayız dilden.önemli olan dilin her 24 saat değişmemesi.biz o kelimeleri kopya etmemişiz.o kelimelerde yoğrulmuşuz, kavrulmuşuz.bakın amacım size misilleme yapmak veya çekirgeninde ima ettiği gibi “sidik yarıştırmak” değil.sadece bu kelimeleri kullanmanın kötü bir şey olmadığını anlatmaktı.bak sen bile farkında olmadan kullanmışsın yine :)kusur,ahkam,kelime,teşekkür.farkına bile varamıyoruz efendim kullanırken.kullananlara suçlu muamelesi yapmak yanlış olur.hürmetler…
pek saygıdeğer suphi beyfendi;Ben elzem, münezzeh gibi kelimelerle yoğrulup kavrulmadım, sözcüklere mal muamelesi yapmıyorum, “Hayıııır kullanmayacaksın” dediğim falan da yok. Sizin örnek verdiğiniz kelimeler “Türkçeleşmiş” dediklerimizdir, benim örneklediğim sözcükler ise bizzat sizin ahkamınızda Türkçeleştirilmeye çalışılmış kelimelerdir.Daha fazla uzatmanın alemi yok.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
bakıyoruz; “aaa, ama… ama oyuncak?” sonra o muhteşemmm açıklama gözümüze çarpıyor: “He who may not be shown”!!! süper fikirmiş bu.zaten en basta sitenin adından alıyoruz muhteşem bir şey ile karşı karşıya geleceğimiz sinyalini: “jesus christ superstore/superstar“degil mi, yaa? yaa…
mon cul
“nasıl bir şahıs olduğunu bilmediğimiz” manasına mı geliyor ?—————————–
anlamıyorsunuz beni, belki de hiç bir zaman…
bir dilim e-dergi
“o ki gösterilemez/görünmez…” anlamına geliyor bence. (“konu allah olunca temkinli olmak gerek” dedi bir his içimden: tabii ki “daha iyi açıklarım” diyen varsa beri gelsin.)
mon cul
“olmayan şey gösterilemez” gibi gelmişti bana ilk bakışta. değilmiş.
o kadar da değil…—————————–
anlamıyorsunuz beni, belki de hiç bir zaman…
bir dilim e-dergi
sizin gibi insanlar oldukçabu ülkede karışıklık durmazlütfen insanların inançlarına saygı duyun
Aslında Türkçe yetersiz burada;show’un bir anlamı reveal, make visible, yani görünür hale getirmek de denebilir. Böyle çevirmek epey zor bu durumda.Herhalde İngilizce bırakmak en iyisi. Ya da culdesac’ın çevirisi en iyisi.
tayyibimle baykalım da tercüme savaşına tutuşmuş.
Türkçe, ingilizce meallerle huzurunu bozmuşsunuz milletin.Karışıklığı durdurup insanların inancına saygı gösterebilmek için iki üç arapça kökenli kelime katmak lazım.Gavurun anlatmaya çalıştığının meali şudur.”Allah-u teala tasvir edilemez”Bu tasvir edilememenin müsebbibi ise Peygamber Efendimizin (S.A.V) rabıtasına şuradan ulaşabileceğiniz hadis-i şerifleridir.Ayrıca yazı şu anlama da gelir”Allah-u Teala’ya şirk koşmak en büyük günahlardandır”. Zira kefareti yoktur.Keferenin dili dönmemiş anlatamamış. İşte bu yüzden arapça diye ısrar ediyor adamlar. Böyle Türkçe gibi ingilizce gibi ne idüğü belirsiz dillerle Allaha inancın tam olacağına bende pek inanmıyorum.
Yaw niidersiniz siz ne anlama geldiğini? Kaç paraymış ondan haber verin siz.Anısı biz olalım bu sokakların
ne idüğü belirsiz bir dille yazdığın için ben de seni anlayamadım. ne olcak şimdi?? pardon dilinin mi ne idüğü belirsizdi yoksa senin mi? eh dilinden bişii çıkartabildiğimize göre ..3ten fazla…
Maç yeni mi başladı?Anısı biz olalım bu sokakların
Böyle bir tasvir kesinlikle şirk olur.Tasvir ederken daha önce gördüğümüz şeylere göre bir kıyas yaparak tasvir ederiz.oysa mahlukta olan hiç bir sıfat halıkta yoktur.İnsan noksan sıfatlarla donatılmış.Halık is bu sıfatlardan münezzehtir.Bir müslüman için böyle bir tasvir yapan kişi “gavur”dur.Dile gelince; ilim erbabının osmanlıca yani türkçe bilmesi lazımdır hatta elzemdir.Fakat dini bir ilmihal olarak insanlara basit bir şekilde anlatabilirsiniz.Takıldığınız noktada ise arapçadan yardım alabilirsiniz.Ama “tam allah inancı”ndan kastınız nedir anlamadım.İman kelimeleri aşan bir şey.Bir gönül işi.Fakat islamı öğrenmek onu anlamak diyorsanız elbette asgari düzeyde arapça bilmelisiniz.
Cuma namazına müteakip camimizin bazı eksiklikleri için yardım toplanacaktır. Allah verenden de vermeyenden de razı olsun. Amin.(hutbelerin sonunda fix tir hocam unutulmamalı)
şirk : (Arapça) Tanrı’nın birden çok olduğuna inanma, Tanrı’yı ortak tanıma, eş koşma.mahluk : (Arapça) Yaratık, yaratılmış.münezzeh : (Arapça) Temiz, arı, uzak.elzem : (Arapça) Çok gerekli, vazgeçilmez.ilmihal : (Arapça) Din kurallarını öğrenmek için yazılmış kitap.Kaynak: TDK Takıldığınız noktalarda Türkçe‘den de yardım alabilirsiniz. Ancak elbette asgari düzeyde Türkçe de bilmek gerekiyor.
asgari: sıfat (Arapça), en az, en azındanelbe’tte(elbette):edat(arapça) , elbetkaynak: tdk
uzayıp gider3ten fazla…
konunun özüne gelelim.Başka dillerle Kuran’ın ve İslam’ın anlaşılamayacağı dini bütün(!) kesimin en büyük argümanlarındandır. Kuranı tabulaştırıp okumak yerine tavana yakın bir yere asmak için kullanılır. Tefsirlere muhtaç edilmenin ilk adımıdır. Bu sayede eğitimsiz neredeyse okuma yazma bilmeyen adamlardan akıl almak mecburiyeti doğmuş olur. Bu iletişim çağında bağnazlığın son kalesidir.Neticede görüyoruz ki ingilizce yazılmış olsa dahi ne dediğini anlamak isteyen anlayabiliyor. Adamlar yukardaki sebeblerden dolayı oyuncağını yapmamışlar . Kendileri inandıkları için değil bizim inancımızı anladıkları için.Yaptıkları şoparlık o ayrı.
Ah kusura bakmayın suphi bey, ahkamınızda geçen “elbette” ve “asgari” kelimelerini es geçmişim. Teşekkürler.
konuyla alakalı olabilecek bir eser siyer-i nebiselçuklular mesela kasmamış yüzünü saklayalım diye ama detaylı bir hz. muhammet figürüde yokmuş. fiks bir yüz varmış. Minyatür sanatından gelen.(kaynak ekşi sözlük)
sayın mtlda, sözcükleri arapça diye söküp atamayız.o kadar işlemiştirki dilimize “bizim malımız” olmuşlardır.bilemezsiniz hangi kelime türkçe hangi kelime arapça.sırf arapça diye kaç yıllık kelimeleri atamayız dilden.önemli olan dilin her 24 saat değişmemesi.biz o kelimeleri kopya etmemişiz.o kelimelerde yoğrulmuşuz, kavrulmuşuz.bakın amacım size misilleme yapmak veya çekirgeninde ima ettiği gibi “sidik yarıştırmak” değil.sadece bu kelimeleri kullanmanın kötü bir şey olmadığını anlatmaktı.bak sen bile farkında olmadan kullanmışsın yine :)kusur,ahkam,kelime,teşekkür.farkına bile varamıyoruz efendim kullanırken.kullananlara suçlu muamelesi yapmak yanlış olur.hürmetler…
pek saygıdeğer suphi beyfendi;Ben elzem, münezzeh gibi kelimelerle yoğrulup kavrulmadım, sözcüklere mal muamelesi yapmıyorum, “Hayıııır kullanmayacaksın” dediğim falan da yok. Sizin örnek verdiğiniz kelimeler “Türkçeleşmiş” dediklerimizdir, benim örneklediğim sözcükler ise bizzat sizin ahkamınızda Türkçeleştirilmeye çalışılmış kelimelerdir.Daha fazla uzatmanın alemi yok.