kanat rüzgarları biraz olsun ferahlatırdı meydanı. Bu muymuş dedirten hayal kırıklığı:Göz boyama mı çığırtkanın ağzından fırlayan fişekler? Aaa! Ooo! Bak!Bak!
Uçacaktı, uçuyor, uçtu…
Öyle san! O’ysa Simurg: Sihirlidir ve kendine özel. Kuş dili işte, kim anlar? Kim söyler?
Keşke dedim içimden, bu kadar kalabalık toplanmışken, çoluk çocuk, bir oyun oynasaydık ya da çekinmeden sorsaydık birbirimize: ne bu?!!
yorumlar
Ne bu?!!
altın huni ödülünü ben bu yazıya verdim 🙂
kuş gerçekten uçtu ama buna anlam vermek isteyen bazı aklıeveller de onlarla birlikte uçmayı denediler, çoğu yere çakıldı haliyle, yavaş tribal durumlar:)
hııı!!!
Plasticiens Volants Sokak Tiyatrosu Fransa
Geçit / Kuşların Dili – SİMURG
ve ben de hayal kırıklığına uğradım.Balonlar uçtu,babalarının omuzlarına binen çocuklar şendi bi.Biz şenemedik.Bu arada elinde valiz taşıyan gulu gulu yapan kadını gördünüz mü?İşte ona çok güldüm.Ama bizim böyle festivalimiz falan olması için daha çook var.Millet,yeri geliyor ayaklarına kadar biralarda yürüyolar . New Orleans da bi festival türü var ki,bu boncuk festivali.Kolyeler var bi sürü,sen bunları alıp danseden kızlardan birine takıyosun o da üstünü çıkarıp sana gösteriyo,ne kadar çıkarırsan o kadar gösteriyo.Yaaa.Biz de, ağzıyla bi balık tutmuş kuşun küçücük bi alanda dönmesini izliyoruz amaçsızca.Neyse,bu da gelir,bu da geçer.Aldırma gönül,aldırma.
iki kelimede anlatılabilecek bişey için bunca masraf…zarar ziyan… ne geree var yav diye düşünüyor insan. bi de gavur yapıyo lan geyiğinin sonu…halbuki nerede new orleans.. ben boncukları hazırladım…
taksimdeki kalabalığın nedeni buymuş demek. metrodan çıkar çıkmaz garip efektler ve duvarların üstündeki insanlarla karşılaşınca, tekrar yeraltına inesim geldi. bu arada bak bu kadar hafif ahalisi ordaymış ama kimsenin kimseden haberi yok, garip dimi. burda bu kadar ahkam kesiyoruz ama sokkakta görünce tanımıyoruz bile.
ordaydım. Aşırı kalabalık vardı; en çok da “bu ne ya, kim bunlar, burası niye kalabalık” diye merak edip kalabalığa katkıda bulunanlar vardı. İstanbul böyle festival görmedi!
güzeldi. finali iyiydi.
ben de ordaydım, ama… ne gün oldu bunlar? pazar mı? haa ben tophaneden aşşaa inmiştim raslayamadım o yüzden. amma velakin, her zamanki gibi konuyu değiştirip saçmalayayım:
castaneda mıydı neydi öle bi yazar vardı, herkimse… kızılderiliyle gidiyo bunlar, bi tane yılan görüyolar, ölü. kızılderili “bu bi işaretti” diyo. sonra bi tane kuş görüyolar, havada. “bu da bi doğrulamaydı” diyo kızılderili. çok bilgece ve de acaip söfisyike yani adam aşmış.
ben de tuvalette oturuyodum geçen gün, sonra bir parça bırakınca sular sıçradı kıçıma deydi. BU bir İŞARETti. devam ettim, bir de baktım musluktan 1 damla su damladı. eee, BU da bir DOĞRULAMAydı. ha ha