bildirgec.org

1932 tarihinde Fransa’da dünyaya gelen yönetmen Louis Malle, otuzdan fazla yapıma imza attı ve 1995 senesinde Amerika’da hayatını kaybetti. Malle’nin yönetmenliğini yaptığı “Les Amants” (The Lovers), 1958 senesinde vizyona girdi. Dominique Vivant’ın romanından uyarlanan filmde Fransız aktris Jeanne Moreau, 2001 senesinde hayatını kaybeden aktör Jean-Mare Bory, Judith Magre, José Luis de Villalonga, Michèle Girardon, Gaston Modot, Lucienne Hamon, Alain Cuny ve Claude Mansard rol alıyor. ‘Kadın filmleri‘ arasında olduğunu söyleyebileceğimiz “Les Amants”, birbirini artık sevmeyen Tournier çiftinden Jeanne’nin bir başkasına aşık olması ve bu yolda cesur davranarak aşkının peşinden gitmesini konu ediniyor.

Notebook and Netbook’ların pil ömrünü nasıl uzatırız.

battery life

Bir PC pilinin ne kadar süre dayanacağını etkileyen birçok etken vardır aslında.

Nasıl bir laptop pilinin ömrünü uzatırız , işte size bir kaç öneri

Bir süre evvel Captain America’nın 2011 Eylül ayında vizyona gireceğini duyurmuştuk. Yayınlanan teaser videosundan sonra filme ait ilk fragman da geçtiğimiz günlerde internet ortamına verildi. Fragmanı Imdb’den izlemek için buraya, Youtube’den izlemek içinse buraya tıklayın.

O gün de her zamanki gibi başlamıştı. Diğer günlerden bir farkı yok gibiydi. Osman Eripek yine işine gitmek için erkenden kalkmış, tıraşını olmuş, o tıraş olurken hanımının kurduğu kahvaltı masasına oturmuş, yemeğini yiyordu.

Kapıcının, sabahın erken saatlerinde, kapısının önüne bıraktığı gazetesine şöyle bir baktıktan sonra hanımına seslendi.

-Bir bardak daha çay alabilirmiyim?

Esma Hanım hemen eşinin isteğini yerine getirmişti. Osman Bey’in bardağına, tavşan kanı kıvamındaki çayı dökmüştü.

-Ooooh… çayın rengi de gül gibi. Ellerine sağlık Esma.

-Afiyet olsun Osman Bey… Bu gün pazara gideceğim. Bana pazar parası bırakır mısın?

-25 lira yeter mi?

-Daha fazla veremez misin?

-Bana da 5 lira harçlık kalıyor. Anca bukadar…

iyi bir chrome kullanıcısı iseniz ve güncel beta versiyonları takip ediyorsanız, muhtemelen Chrome 11‘den haberiniz vardır. Firefox 4 ile yaklaşık aynı zamanda yayınlanan bu beta sürüm oldukça önemli değişiklikleri de beraberinde getiriyor.

Yeni logo

çekmekle bitermi bu hayat yolu?

düşüncelerin farklıdır, beklentilerin, sevinçlerin, sevdiklerin, sevenlerin, isteklerin…

ama gelen aynıdır, hüzün, umutsuzluk ve sonuna kadar dram.

ne demem lazım ya da ne yapmam gerek? “şükretmek lâzım” diyor birileri, birileri “takmamak gerek” diye fısıldanıyor.

oğlum gelmiş kulağıma “babam” diyor, eşim öbür taraftan “kanayan yaram”!…

http://www.todayifoundout.com/index.php/2011/03/10-interesting-junk-food-facts/

Fransız Yeni Dalgası’nın usta yönetmenlerinden Jean-Luc Godard‘ın yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Le Petit Soldat” (The Little Soldier/ Küçük Asker), 1963 senesinde vizyona girdi. 2000 senesinde Almanya’da bir film festivalinde gösterilen yapım, 2005 senesinde Brezilya’da ve 2010 senesinde de Polonya’da bir festivalde gösterildi. Türkçe’ye ‘Küçük Asker’ olarak çevrilen filmde Danimarka doğumlu güzel aktris Anna Karina, Fransız aktör Michael Subor, 2009 senesinde hayatını kaybeden aktör Henri-Jacques Huet ve Laszlo Szabo rol alıyor. Ortalama 150.000 Dolar gibi bir bütçeyle tamamlanan yapım, Cezayir Bağımsızlık Savaşı esnasında geçiyor.

Bazen acayip hırslanıyorum. Sonra şu hırs geçmese de işe yarasa diyorum.

Birlikte hayalleri kurup sonra da bana kazık atan insanların hayallerini -Google da nereye baksam karşıma çıkmasıyla- gerçekleştirmiş olduğunu öğreniyorum.

Elimde olmadan bir araştırmayla gerecekten gerçekleştirmiş olmasına da daha bir içerliyorum. Ah, ben neredeyim diye düşünüyorum. Ben de yapabilirim, hadi biraz hırs, kalk yerinden, hadi plan yap ve uygula diyorum.

Şerefsizler bir gün nerede olduğumu öğrendiklerinde içleri titresin diyorum, diyorum…
Ah! Benim elimde değil mi tüm bunlar.

Gitmek, dönüşsüz yollara gitmek, bir bilet, sadece gidiş, ardımıza bakmadan el ele gitmek.

Sevdiğim, birlikte gitsek…
Yollara düşsek sevdiğim, düşmeden ülkeler geçsek… Geride bıraksak ülkeleri, insanları, yaşananları; hep geride bıraksak.

Çok güzel olur, geriye dönüşü olmayan tek gidiş biletler alsak, ülkeler geçsek sevdiğim, seninle gezsek, her, her yeri. Arkamıza bakmadan gitsek. El elele birtanem. İnsanlar tanısak, sohbet etsek ama ne insanlara ne mekana bağlanmadan yol alsak.