O gün de her zamanki gibi başlamıştı. Diğer günlerden bir farkı yok gibiydi. Osman Eripek yine işine gitmek için erkenden kalkmış, tıraşını olmuş, o tıraş olurken hanımının kurduğu kahvaltı masasına oturmuş, yemeğini yiyordu.Kapıcının, sabahın erken saatlerinde, kapısının önüne bıraktığı gazetesine şöyle bir baktıktan sonra hanımına seslendi.-Bir bardak daha çay alabilirmiyim?Esma Hanım hemen eşinin isteğini yerine getirmişti. Osman Bey’in bardağına, tavşan kanı kıvamındaki çayı dökmüştü.-Ooooh… çayın rengi de gül gibi. Ellerine sağlık Esma.-Afiyet olsun Osman Bey… Bu gün pazara gideceğim. Bana pazar parası bırakır mısın?-25 lira yeter mi?-Daha fazla veremez misin?-Bana da 5 lira harçlık kalıyor. Anca bukadar…Esma Hanım, yılların vermiş olduğu yaşam deneyimiyle, durumu olgunlukla karşılamıştı.Osman Bey’in bu durum karşısında keyfi kaçmıştı. Esma Hanım, sevgili eşine her zaman olduğu gibi bugün de destek olabilmek için, eşine sevgi dolu gözlerle baktı. İnsanın içini ısıtan tatlı sesiyle esini teselli etti.-Üzülme Osman Bey. Bugün dükkanı açınca Rabbim mutlaka rızkımızı gönderecektir. Para dediğin nedir ki; bugün sende yarın kimbilir kimde.Osman Bey eşini ne kadar çok sevdiğini bir kere daha anlamıştı. Her zaman her durumda kendisine destek olan bu kadın, hayatındaki en önemli insandı.-İyi ki hayatımdasın Esma.Sevgili eşinin elini, ellerinin arasına alıp öpmeye başladı.Osman Bey çayını içtikten sonra, işine gitmek için sofradan kalkmıştı. Sevgili eşi de onun ceketini tutuyordu. Osman Bey ceketini giydikten sonra, eşini yanağından öpmüş ve ona “Akşama görüşürüz inşallah.” dedikten sonra kapının önündeki ayakkabılarını giymeye başlamıştı. Esma Hanım ise, eşinin arkasından “hayırlı işler” diye dua etmişti. Kapıyı kapatıp mutfak tarafında ki balkona doğru gitti. Kapıyı açıp balkona çıkmıştı. Eşine arkasından bakmayı seviyordu. Her zaman Osman Bey tam köşeyi dönüp de gözden kaybolucakken başini çevirip Esma Hanım’a bakardı. Esma Hanım, eşinden yine aynı hareketi beklerken, onun gökyüzüne doğru, korkuyla baktığını farketti. Kendisi de Osman Bey’in baktığı tarafa baktı. Onun da gözleri hayretten kocaman açılmıştı.-Bu da ne?Gökyüzünde devasa bir insan silüeti vardı, ve yerdeki insanlara bakıyordu.