Sanırım aranıyorum. Duvarda birkaç resmimi, kayıptır diye asmışlar.Son derece steril bir ortamdı yaşadığım yer. Ailem benim için her türlü yatırımı yaptı, onlara müteşekkirim, onların bu olayda olumsuz hiçbir etkisi yok. Olumlu etkisi de yok, kıssadan hisse onları bu konuda yargılamayın memur bey!Mektup bırakmayı düşündüm, çocukça geldi bana. Aslında yaşıma bakınca o kadar da büyük değilim. Yola koyulmadan önce yanımda ne götüreceğimi düşündüm, benimle gelecekler bu yolculuğu kaldırır mı, geri kalanlar yanıma almadım diye alınır mı? O kadar soru geldi ki aklıma… hiçbirini almadım.Telefonu cinayet işlenmiş gibi arka bahçedeki saksının dibine gömdüm. Aynanın karşısına geçip, izlediğim bir filmdeki gibi saçımı sakalımı kestim. Yanıma birkaç gün idare etmemi sağlayacak para, gece içine yumulacağım ceket, birkaç mum, gözlük, kimlik ve don aldım.Yolculuğa çıkacağım sabah, bakkala gidip onu satın aldım. Bana tüm dünyayı gezdirecek olan şeyi…
balon
Balkona çıktım; anneme, babama, ablalarıma beni duymasalar da hoşçakal dedim. Sonra da silindirik kutudaki suyu, içine birkaç kez ucunda ortası delikli bir daire olan çubuğu batırıp köpürttüm. İçine sığabileceğim bir balon yaptım. Gözlerimi kapayıp, içine geçtim. İlk rüzgarda uzak diyarlara doğru yol almaya başladım. Balkon gittikçe ufaldı, balonun etrafında mordan sarıya tüm renkler vardı. Çocuklar beni görüp parmakla işaret ediyorlardı. Sonunda bu dünyadan kurtuluyordum. Hiçbir bilet almadan, hiçkimseyi kırmadan, üzmeden. Baktım herşey düşündüğüm gibi gidiyor, aşağıya doğru kimliğimi, paraları, mumları, ceketi, gözlüğü ve donlarımı bıraktım. Birkaç saat geçmeden, nefes zorluğu çekmeye başladım. Balonu toprağa yakın bir yerde patlatıp, aşağı düştüm. Dizim biraz incindi.
kaçmak
Sonra tekrar çubuğa arasına rüzgarı alacak şekilde üfleyip balon yaptım. Gözümü yanmasın diye kapayıp, içine atladım. Bir ara duvarlara gözüm takıldı. Kayıp ilanım vardı. Aranıyordum. Ardımdan üzülenler vardı. Kimliğim ve bana ait birkaç eşya dağınık halde bulununca bizimkiler kesin üzülmüştür. Artık bir yola çıkmıştım ama. Öyle çekip gittim işte. Dünya cennet olsa da çekip giderdim. Şimdi ki halinden zaten memnun değildim. Kimsenin keşfedemeyeceği bir sırdan haberim vardı; bize çocukken içine üfleyip balon yapalım diye elimize tutuşturulan çocuk oyuncağı, aslında gerekli büyüklüğe ayarlayınca içine atlayıp uzak diyarlara gidebileceğin birşeydi. Çocukken çoğu arkadaşım uçurtmaya atlayıp gitmişti. Daha da küçükken kağıttan gemilere atlayıp, engin denizlere açılan arkadaşlarım vardı. Sakızdan şişirdiğin balonlara ya da özel günlerde sevinsin diye eline verilen balona büyülü sözler söyleyip uzaklara giden arkadaşım da yok değildi! Hiçbirinden haber aladım. Hiçbirine gitme diyemedim. Çünkü oyun oynuyoruz sanıyordum. Dayımın hediye ettiği tren takımıyla da birkaç arkadaşımı uğurlayınca yapayalnız kaldım. Büyüyünce aslında hepsini kaybettiğimi fark ettim. Şimdi bu balonda onları aramaya gittiğim yok, öyle işte. Sadece üreyebildiğimiz bir dünyada, kendi oyuncaklarımız, bizimle oyuncak gibi oynayanlar ve bize oyuncak verenler. Bu balonla daha ne kadar giderim bilmem. Gerçi balonun içinde, çeperlere uygun bir yakınlıkta, dışardan yeni temiz bir hava kütlesiyle, yeni bir balon yaratmayı keşfettim.
çocuk
Artık daha yükseklere çıkabiliyordum. Birgün elbet düşeceğim. Yerde kimin ölüsünü bulurlar bilmem ama ben arkadaşlarımınkini bulamamıştım…
yorumlar
Çok hoş bir yazı, çok yaratıcı. Ben küçükken o balon çıkaran oyuncaklardan yoktu, biz bir çay bardağına doldurduğumuz deterjanlı suları mandal ile üfler balon yapardık..
Yine olmuş 🙂
:))) bir çocukluk hayaliyle, hayatın bütün kötülüklerine nasıl böyle meydan okunabilir? nasıl böyle üstüne üstüne gidip de, hayatın bir iki adım geri attığına ve sendelediğine şahit olunabilir?sanırım bu yazı okunurken bunlar başarılabilir.teşekkürler @buddhala,
Buddhala yazin cok süper olmus ellerine saglik asmissin sen zaten:)Al sana bir sarki daha:)Uzansam cocukluguma dönsemDerinlerde gizlenmis yaralarimi görsemBir bicak yarasiyla acisiz kalsamOyunlar oynasam sahnesiz maskesizzzzzKumdan kalelerime dalgalar vursaKagittan gemilerimin tayfasi olsamYildizimi oksarken bir ucak gecse düsümdenAvaz avaz bagirip sesimi duyursamUcakkkkkBeni de al beni de buralardannnGötürrrrrNereye gidiyorsan beni de allllllBeni de uzaklarimaGüzel ucakkkkk,büyük ucak güzel ucakkkk ucagimmmAh cocuklugum camdan duvarlarimPortakal cicegi kokulu heyecanlarimKis dügünü düslerimUmutlarimmmmHani nerde arsizligim humarsizligimmmmm(benim dinledigim versiyonu biraz daha farkliydi ama bir tek bunu bulabildim)
yorum yazan ve yazacak olan herkese teşekkürler. suuguurccann feridun düzağaç a atıfta bulunmanı bekliyordum, son iki yazımı şarkılarla zenginleştirdiğin için ayrıca teşekkürler… balonum kalkmak üzere ben kaçıyom hadi bakalım:)
“look mommy, there’s an airplane up in the sky!” der o çocuk. sonra gelen sorular zaten gitarın tellerinden dökülen tınıların gölgesinde düşündürür bizi.”did you ever wonder why we had to run for shelter with a promise of a brave new world unfurled beneath the clear blue sky?”
Clementine
Sayın kendim, ben clementine ı hatırladım nedense..Evet, sayın kendim; bende clementine ı hatırladım ilk defa ortak bir noktamız çıktı sizle.. Tamam tamam şımarmayın biz arkadaş değiliz unutmayın… Buddhala insanına teşekkür ediyoruz bizi bir ortak noktada buluşturduğu için.. Tövbe tövbe, sen kendi adına teşekkür et ben yazısı güzel; o yüzden teşekkür edeceğim..