bildirgec.org

Gökyüzü dar geldi, ah seçimler bir bitse

kolpaa | 13 March 2009 09:45

Geçen senelerde bu afişler pek bir işe yaramıyor demişlerdi siyasetçiler. Ancak bu sene seçim afişleri damdik ara sokaklara kadar indi. Hâtta öyle ki, bir partinin elemanları bir sokağa seçim afişlerini astıktan sonra başka bir partinin elemanları bunları sökmeye geliyorlar. Açıkçası kendi kendilerine eğleniyorlar.

Bana bu eski bir Kemal Sunal filmini hatırlatıyor. Bu filmde Kemal Sunal küçük bir kız ile sokakları dolaşıyor. Önden giden kız mahallelinin camlarını aşağıya indirirken Kemal Sunal da arkadan gelip cam satıyor. E insan da bu noktada testil sanayinin böyle kısır bir ekonomiye ne kadar bel bağlayabileceğini düşünmeden edemiyor.

Tuvaletteyken düşündüm de..

oky | 05 June 2002 11:03

Eğer ışıktan hızlı gidebilseydik, gittiğimiz halde gitmemiş olcaktık. Yani görüntümüz bize yetişemeyecekti. O halde gittiğimiz yerde fiziksel olarak bulunacağız (kesin bi olay yani sonuçta gittik) fakat görüntümüz olmayacak. Bu da sanırım görünmezlik oluyor.

Ya da burda bir mantık hatası yapıyorum. Fiziksel olarak gittik henüz görüntümüz gelmedi ancak orada fiziksel olarak bulunmamız yeni görüntülerin oluşmasını sağladı. Kafam karıştı aslında.

Bi de bu doğrultuda şöyle bir şey var. Yine ışık hızından hızlı gitseydik, mesela 1000 sene önce dünyadan ayrılan ışık demetlerini sollayıp henüz onların ulaşmadığı uzay derinliklerine varabilseydik, bi de yanımızda süpersonik bi teleskop olsaydı geçmişi izleyemez miydik? İzleyebilirdik de izlemez miydik, yoksa izleyemezdik de izleyebilseydik bile izlemezdik mi? Ya da izlemek isterdik ama elden ne mi gelirdi? Zaten ışık hızından hızlı gitme olasılığımız 0’a yakın, o zaman bu söylediklerim ancak ışınlanma ile olur. Işınlanma bilimsel midir?

mer meram

aylakadamveben | 17 August 2008 17:42

o ne ya.tam şurda başlıyo.bi nevi doğa mucizesi diyebilir miyiz.şu anda yeni bi tabir daha ekliyorum yağmur alfabesine:yağmura girmek.en uzun yürüyüşün o muydu yağmurda.ilklerdendir de.sırtımda fakir bi hırka.o kışı ve bir aşkı o hırkayla geçirmiş olmam.ensemden kıçıma bir nehir.kötü giyinerek bedeni aşağılamaya çalışma;bunun ruha iyi geldiği inancı..diyelim böyle bişi var.kötü giyinmek,aşağılanmanı sağlar mı..hızlanıyo.ağacın altına girmiş.ondan olmaz sana şemsiye.ağaçcık.ben de bi yere sığınsam.şeker olmadığına dair gençlik böbürlenmesi.birbirlerini gaza getirirler.bak şurası iyi.anlam olarak da gerçekleştireceğim durağan olaya uygun.ağacın altında ne işin var di mi,piknik mi yapıyosun..ama burası öyle diil.ha yağmurun dinmesini beklemişsin,ha otobüs.hadi biraz durak..binmek istemediğin zaman nasıl da geliverir otobüsün.git işte.herkes bindi.hala bekliyo,kapısı açık.üzerimde reşitpaşada oturur mu yazıyo..azaldı mı.çıkıyim o zaman.ne yazıyo.tevfikiye camii.18…tevfik’le bi alakası var mı.yok,zamanları tutmuyo.o aşiyanlı zaten.hem tevfik’in anısına yapılıcak yapı cami mi olurdu.harbi bi soru bu.ah cehalet..tevfikiye camisi kapısı popülasyonu yükseliyor.hoş ama.tarihe sığınmak ve tanrıya.caminin mermerlerine anlatıyolar meramlarını:şey biz aşkımız ıslanmasın için sığındık…arada göz ucuyla bana bakıyolar..soluk,serin mermerin şefkatle sardığı sevgililerin meramını dinlemeye devam edelim:ya şu burda olmasa,isterdik senin kucağında kalalım saatlerce.birbirimize sarılır,seni dinlerdik.kimbilir ne dolu anlama tanıklık ettin şu arnavutköyünde..tamam be,tamam..gidiyoruz.hem şekere benzer bi yanımız da yok..bu arada kız da taş gibiydi ha..mermer gibiydi mi desem…

AMAN! dedim

şopar A.Ş | 06 February 2003 11:47

Benim evimde televizyon yok. Olacağını da sanmıyorum. Büyük bir hata sonucu Digitürk çok kanallı oyalama makinasının bulunduğu bir yerde otururken, sabah sabah elim kumandaya gitti. “Nedir bu? bu düğme ne işe yarıyor?” falan filan derken, müzik kanallarının olduğu bir yere geldim ve hayatımın en kötü dakikaları olarak niteleyebileceğim şeyler yaşadım.

Görebileceğiniz en temiz yüzün üzerinde hafiften kirli sakal(sanırım uhuyla yapıştırılmış) eklenerek romantik serseri çılgın rakçı imajı yapılmış. Bu yakışıklı arkada kadınsı bir sesle “auaa-u auaa-u” diyerek başladı. O ince sesle ne kadar kırılgan ve depresif olduğunu gösteriyordu sanırım. Sonra sokakta yürümeye başladı ve kameranın önünden 2 tane kaykaycı hareketlerini yaparak uçtu.(ne kadar daha çılgın olabilirsin?) Klip sarı bir filtreyle çekilip biraz da eski rakçı nostaljik havası yapılmaya çalışılmıştı sanki. Sonra yanlışlıkla sözleri duyuverdim… “Everytime I close my eyes” diyordu. Ben de senin…

Hangi harici disk? 2.5” mu 3.5” mu?

burc | 28 September 2009 13:20

Son zamanlarda moda olan yüksek kapasiteli (şimdilik) harici disklerden 2.5”ve 3.5” olan modeller mevcut. 3.5” olanların hariciadaptoörü de var ve tabiki daha büyük. 2.5” lerin kapasitesi daha düşük ama 3.5” lerin de önbelleğidaha iyi.

Genel veri tutmak amacıyla almak istiyorum ama hangisini almak daha avantajlı acaba? Fiyatı da göz öznünde tutarak elbette…

Counter Strike İzlenimlerim

Abi | 26 June 2008 14:06

Teröristleri Bomba Alanına Sokmayan Bir Polis
Teröristleri Bomba Alanına Sokmayan Bir Polis

Counter Strike Sierra firmasının çıkardığı Half-Life oyununun bir türevi-modu olarak 1999 yılında piyasaya çıktı. Oyun Polis Terörist çatışmalarına dayalı bir oyun. İlk başlarda Polislerin belli bir yerdeki rehineleri kurtarma operasyonu şeklinde iken daha sonraları teröristlerin belli yeri bombalamaları şeklindeki senaryolar eklendi. Bu gün çok değişik türde senaryolar mevcut.
Oyunda Polislerin ve Teröristlerin kullandıkları silahlar gerçek silahların özellikleri düşünülerek oyuna monte edilmiş, silahın koşarken sarsılması, tesir mesafesi, duvarı delme gücü, etkisi oldukça gerçekçi. Oyuncuların bu silahlar hakkındaki bilgilerini görseniz şaşarsınız, sanki hepsi gerçek yaşamlarında bu silahları kullanıyorlar. Oyuncuların tamamının erkek olduğunu yazmama gerek yok sanırım. Kadın oyuncu olduğu konusunda şehir efsaneleride mevcut.
Oyunda ölünce oyuncular chat konsolu aracılığı ile sohbet edebiliyorlar; ama buradaki sohbetlerin genellikle haritanın ne zaman değişeceği, küfür ve hile iddiaları olduğunu söylemeliyim.
CS oynamak için oyunu bilgisayarınıza yüklediğinizde oynamak için bir servere girmeniz gerekiyor. Asıl eğlenceli kısımda bu zaten. Türkiyede yaklaşık 1100 cs serveri var. Tabi iyi oyuncuların özellikle tercih ettikleri serverler hile kullanılmayan ki bu iş için SXE isimli program bile geliştirilmiş ve admini eksik olmayan serverler. Çoğu server anti hile programı olan SXE programı olmadan servere girmenizi kabul etmiyor. Gerçi bununda hilesini anında çıkartıyorlar. Ben 1 ay gibi bir sürede oynadım başlarken 4.6 versiyonu vardı bu yazının yazıldığı tarihte 5.6 versiyonu çıkmıştı bile.