bildirgec.org

Techni-ice (Tekno Buz)

neoturk | 28 May 2008 22:29

tekno buzun yapısı
tekno buzun yapısı

Techni-ice (Tekno Buz) Hem ısıtmak hemde soğutmak için kullanılabilecek bir poliakrilat co-polimer içeriyor. Tekno buz iki kumaş tabakası arasında bulunmakta ve her iki yüzeyde plastik kaplamalarla güçlendirilmiş ayrıca bu plastikler, tek yönlü mikrodelik teknolojisine sahip olduklarından suyu bir kere içine aldıktan sonra bir daha üzerine çok baskı olsa bile bu suyu dışarı salmamakta böylece erimeyle oluşacak ıslaklık görülmemekte. Bundan dolayı Tekno Buz kuru buzun kullanıldığı alanlarda çok rahatlıkla hemde daha ucuz olarak kullanılabilmekte.

tekno buz
tekno buz

Bornova Bornova

supertramp35 | 23 October 2009 12:23

Bornova Bornova
Bornova Bornova

46.Uluslararası Altın portakal film festivalinde bu yıl adından ses getiren Bornova Bornova adlı film oldu. En iyi film de dahil olmak üzere 5 dalda ödüle layık görülen filmin çekimleri İzmirin çeşitli semtlerinde ve özellikle bornovada gerçekleştirildi.

Yönetmenliğini İzmir doğumlu ve BAL mezunu olan İnan Temelkuran‘ın yaptığı filmin çekimleri bornovanın çeşitli semtlerinde ve bornova anadolu lisesinde gerçekleştirildi. Yönetmenin ikinci ciddi çalışması olan yapımda Öner Erkan, Kadir Çermik, Damla Sönmez gibi yetenekli oyuncular rol aldı. Biraz aksiyon biraz psikolojik bir film olan bornova bornova’da abi kardeş gibi büyüyen mahallenin iki delikanlısı askerden döner, işsizlik,arkadaşlık ve aşk gibi konularla uğraşırken birden olaylar farklı boyutlarda gelişir. Fantazi yazarak geçimini sağlayan bir doktora öğrencisininde arkadaşlara dahil olmasıyla işler farklı bir boyut kazanır. Küfürü biraz fazla olan ve sivri bir anlatımın olduğu film kısmen rahatsızlık verebilir. Filmde yaşanan olaylar bir gün içinde gerçekleşmektedir. Amatör yapım severlerin zevkle izleyeceği bir film olduğu söylenebilir.

Fragman ve detaylı bilgi

Zamana ince ayar

78model | 23 March 2009 11:14

QuantumGravity
QuantumGravity

Cenevre 2008 fuarında en iyi tasarım ödülünü alan saat firması Concord bu yılda kendinden sözettirecek. “Evreni keşfet” sloganıyla lanse edilen yeni tasarım harikasının bazı özellikleri şunlar: 511 bölüm, 400 saatlik ince ayar, 5 safir kristal, beyaz elmas elemanlar, tamamı titanyum, saatte 21,600 titreşim üreten mekanizma, koldan çıkarıldığında 3 gün daha çalışabilme, tüm açılardan izlenebilme. Gücünü yerçekimi ve elin hareket enerjisinden alan C1 Quantum Gravity isimli saat mühendislik ve azmin güzel bir örneği. 26 Mart – 2 Nisan 2009 arası BASELWORLD 2009 fuarında sergilenecek olan saat sınırlı sayıda üretilecek.

Twitter, Tweet Media’yı Test Ediyor!

admin | 27 July 2010 18:00

Kullanıcılarına farklı özelliklerle daha ilgi çekici/eğlenceli/kullanışlı bir Twitter deneyimi sunmayı hedefleyen Twitter geliştiricilerinin en son test ettikleri yeni özellik Tweet Media özelliği oldu.

Bilindiği üzere Twitter’da sadece 140 karakterle sınırlanan text mesajlarını tweet edebilmekteyiz. Tweet Media özelliği testlerden başarı ile geçerse, text mesajlarının yanında artık video ve görsel içerikler de tweetlenebilecek.

Twitter geliştiricileri bu yeni özellik için yeni bir ayarın da eklemeyi planlamaktalar. Tweet Media adındaki bu ayar ile video ve görsel yaplaşımların Twitter ana sayfasındaki akışta yer alabilmesini herkes veya sadece takip ettiklerimiz olarak kısıtlayabileceğiz.

BİR SABAH BAKACAKSIN Kİ BİRTANEM BEN YOKUM :…(

shaika | 13 August 2007 09:33

Bu şarkının öle güzel bir yeri var ki hayatımda ilk dinlediğimde annemle birikte benim restorandaydık. Volkan’ın o pamuk sesinden dinlemiştim ilk. Bir baktım ki annemle birlikte, annemin akranı tüm kadınlar sessiz sessiz ağlıyor karşımda…
Başladım bende hönkürmeye…
Sora öğrendim ki eser Sevgili Seahattin içli’ye ait… O güne kadar Seahattin İçli’nin adını çok duymuştum özeliklede İTÜ.Türk Müziği okumuş bir arkadaşım Ozan’dan, hocasıymıs zamanında, hep sevgiyle anardı. O sıralar Türk Musikisine pek ilgim olmadığından, pek durmamıştım üzerinde. Müzisyen yanım olduğu için de şimdi merak salarsam yok makamdı, yok vuruştu öğrenmeye kalkar kafayı yerim diordum kendi kendime. Diyezlere, bemollere, majörlere, minorlere ne olmuştu ki sanki…!
Neyse aylardır bu şarkının kaydını arıyordum deli divane. Ozan’ım askerde olduğu için ondan almam imkansızdı falan filan… Bulamıyordum bi türlü hergünüm istisnasız bu kaydı bulmaya çalışmakla geçiyordu. Taaa ki bugünkü başarısızlığımın sonrasından gelen güzel resaadüfe kadar…
Hastalığımdan ötürü hiç halim olmamasına karşın girdim nete baktım Güney’im. Bu arada Güney’imi hepiniz tanıyorsunuz kıyısından da olsa. Güzel yazılarıyla, duygulu yanıyla hep buralarda… Canım benim, çocukluğumun insanı…:)
Bana Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’nın bir kaydını gönderdi dinlemem için. Eser bitti bir baktım ki Selahattin İçli yazıyor köşede. Rüya, hayal, serap ne anlarsanız… O sandım ilk başta. Sonra tıkladım başladım zırıl zırıl ağlamaya. Güzel bir vesile oldu. Sevgili arkadaşıma buradan tekrar teşekkürlerimi sunuyorum…
Şimdi sizee beni bukadar çok duygulandıran iki kaydı da gönderiyorum severek dinlemeniz ümidiyle.
1. sırada:Oğuzhan Balcı tarafından düzenlenen ‘Bir Sabah Bakacaksın Ki Birtanem’, ‘Hüzün’, ‘Çocuk ve Çağlayan’ adlı Selahattin İçli esereri ayrıca keman taksimi ile peşpeşe icraa ediliyor.
2. sırada:Geldi sıra geldi sözlere… Sevgili İnci Çayırlı’nın o pamuk sesinden dinleyelim şimdi…
Toprağın Bol Olsun Sevgili Selahattin İçli…

Hayal Gücü…

biseyvardi | 13 April 2009 13:50

‘ sabah altı buçuk uyanmam lazım ‘ not et… ‘ sakın unutma yarın önemli bir gün olacak. İyi geceler!
Sanki uyanacak güç bıraktın da… Şu dağınıklığa bak aman tanrım… Toplamaya başlasam fena olmayacak sanırım. Doktorsun tamam anlıyorum. Hem de araştırmacasın, işinde de başarılısın kabul ediyorum. Yorulmak nedir bilmeyen bir bedenin var, benim sayemde! Çoğu zaman benim işimi zorlaştırıyorsun gecenin bir körlerinde uyumalar ve erken uyanmalar… Daha kendini dinlendirmeyi bile beceremiyorsun… Bazen bütün işlerimi bitirince ve sen erken kalkacaksan uyumuyorum ve sana ve senin hayatına bakıyorum… Bazı yerler o kadar dolu ki içinden çıkamıyorum… Gezdiğin yerlere bakınıyorum… Eskiden yapmaktan zevk aldıklarına… Küçükken yaptığın yaramazlıklara… Şimdi inanamıyorum o çamurun içinde yuvarlanan adam sen misin? Şimdi üzerine bir şey damladı mı, kıyamet koparıyorsun… Bazı yerleri boş bırakmışsın… Bazı yerleri kilitletmiştin bana hatırlıyorum ve hatta bana bile unutturmuştun… Bazen düşünüyorum da bütün işi yapan benim ama kararları sen veriyorsun… Yaradan’ın sunduğu bir lütuf ‘ özgür irade ‘ işte! Uyanmana şurada ne kaldı zaten şuraları da düzelteyim bari… Yorgun uyanacaksın yarın sabah ve beni kendime getirmek için kim bilir kaç kahve içeceksin, çok yararlı bir şeymiş gibi… Yarın ne işlerin varmış bakalım bari… Bazen seni terk etmek istiyorum ama yapamıyorum, nedense! Saat altı buçuk uyanacak, yedide arabada olacak, dokuz ya da dokuz buçuk gibi, toplantı var – mutlaka orda olmalıyım- … Notta düşermişiz! On iki buçukta, öğle yemeği yenecek… Saat üçte, kütüphanedeki konferansa katılacak… Beş, beş buçuk gibi imza gününe gidilecek… Sonrası için not yok! Kim bilir nasıl saçmalıklar yapacaksın bana gene… İçkiden nefret ettiğimi biliyorsun ve sanki sana bir şey yapıyormuşum gibi beni bayıltana kadar içiyorsun… Sabah nasıl oluyor anlamıyorum ve hepte nedense benim kendime gelmemi beklemeden işlerinin başına dönüyorsun… Neyse şu saate geri gelelim… Uyanma zamanı geldi… Hadi kulaklar duyun şu iğrenç saatin sesini, evet gözler rahatsız oldunuz ve ben bilmem ki neyin sesi bunlar… Merak etmiyor musunuz?
Evet araladınız… Buradan sonrası senin!

Diye konuşurmuş beyin… 🙂

bildirgeçte bir ruh hastasi oldugunu kanitlama cabasindaki insan

6203478 | 26 May 2005 16:34

sevgili günlük, dehset icindeyim..neye ugradigimi sasirdim. neyi merak ediyorum bilio musun; burda kim oldugunu kimsenin bilmedigi bu sanal ortamda yazdiklarini hayatin parcasi,sanki gercegi hatta bütünü gibi ortaya koymaya kalkan bu insan; acaba günlük hayatinda falan da -ne biliym is yerinde,evinde annesiyle babasiyla ya da yillardir dostluk ettigi insanlarla- bu kadar arsiz ve yüzü kizarmaz bi insan gibi konusabiliyor mu? amanin! bi de genclik elden gitti diye ortaligi velveleye verirler!!