bildirgec.org

Molluscum Contagiosum

diye bir virüs. Tatil dönüşünden 1 ay sonra farkettim. Önce bir tane bir anda 4 tane oluverdiler. Pazartesi doktora gittim. Erken gittiğim için şanslıymışım. Anında çoğalıp bu hale gelebiliyor. Daha çok genital bölgeye yakın çıkıyorlar. Tüm vücudayayılabiliyor. Sanki su kabarcıkları gibi. Tedavisi uzun sürüyor ama yine de tekrar çıkma ihtimali de var. Şu anda bir torba ilaçla geziyorum. Moralimi yüksek tutmak zorundayım, nasıl olacaksa. Doktorum vücudunun direncini ayakta tutmamız gerekli dedi. Yoksa zayıf bünyelerde tedavisi daha uzun sürüyormuş ve hızla çoğalabiliyorlarmış. Nezle ya da grip olmamaya dikkat etmem lazımmış. Vitamin falan verdi. Aman arkadaşlar çok dikkatli olun, klozetlere oturmamaya bilhassa dikkat edin. Başkalarının havlularını sakın kullanmayın. Daha sonra da bu hale gelebiliyor.

Neyse çok dertliyim canım sıkkın. Bu morali nasıl yüksek tutarım ben. Bari sizinle paylaşayım dedim bende. Hepinize sağlıklı günler.

Güneş doğar
Her şeye yeniden başlamak istersin
Düşler kurarsın
Olmasını çok arzularsın
Bu sefer olcak dersin
Ama hiç bir şey olmaz
Sen yine aynı sensindir
Değişen sadece
Sonsuzluğa biraz daha yaklaşmandır

otobüste binmiştim eve varmak için yan tarafımda oturmakta olan üniversiteli bir çiftin konuşmalarına şahit oldum ve ilgincime gitti paylaşmak istedim sizlerle
K-ya ben keman çalıyorum ama çok iyi değil…
E-bende ney çalıyorum çok seviyorum ney in sesini baka bir entstürman a gerek duymadan dinleyebiliyorsun
K- aaa ne kadar güzel…
E-ya biliyormusun murat kekillinin son albümü çıkmış dinledin mi..
K-hayır dinlemedim
E-ben çok seviyorum murat kekilliyi kendisi pekte çıkmıyor televizyona türkiyedeki en iyi sanatçı bence muzikleri ve sesi harika..
K- evet haklısın
tam olarak aktarmış olamayabilirim ama kelimeleri değişik vurgularla söylüyorlardı yaw efet napios gibi kelimeler kullanan şahıslar gibi..

Ekmek kırıntısı değil, olsa keşke, arkadaşlarımın ve çevremdekilerin aşklarından arta kalanlar.. Çünkü ekmek kırıntıları bir işe yarar, kuşlara verirsiniz, karınlarını doyurursunuz. Mutlu mutlu şakırlar, size teşekkür ederler.. Ama biten sevdalardan arta kalanlar hep mutsuzluk veriyor. Asık yüzler, şişmiş gözler, yorgun ve mor göz altları, umutsuz cümleler barındıran vücutlar dolaşıyor etrafınızda.. Size can sıkıntısı aşılıyorlar, ‘ yapma , etme, üzülme’ diyorsunuz, kulağı görünmez pamuklarla dolu vücutlar ağıt yakıyor etrafınızda. Birbirlerini aldatıyorlar, yalan dolan bürüyor gözlerini, dürüstlüğün anlamını bir sonraki ilişkiye saklamaya söz veriyorlar, fark etmiyorlar ki akrep-yelkovan işbirliğinde vakit çok hızlı akıyor, bilmem kaçıncı sevdayı geride bırakmış oluyorlar.. Ben kızıyorum, daha çok üzülüyorum, bir şeyler yapmak istiyorum ama yapamıyorum, ne tanıdıklarım ne tanımadıklarım için.. Sadece kendi adıma ‘ ben böyle kolayca tüketmeyeceğim’ diyorum. Fidan 50 yılda ağaç oluyor, bir testereyle kesip atıyorsunuz koca ağacı. Dalları, kalp damarlarınızdaki kan aslında, kesince fışkırıyor, akıyor boş yere, yerinde durup size can vermesi gerekirken.. Olmasa böyle, keşke olmasa. Keşke gurur, ihanet, kalleşlik, kin bilmese bu saçmasapan beyinlerimiz. Kaybetmeden anlasak elimizi tutan o elin değerini..
Son söz; bunlar kaybedilmiş bir aşkın ardından yazılan cümleler değil, aksine toplumun nacizane bana bolca örnekler gösterdiği yitik aşk fakültelerinin bölüm dersleridir. Örneklerin sahipleri bu derslerden hep kalmıştır. Ama asıl olan fakülteden atılanların bile afla geri dönme şansları olduğunu unutmamalarıdır..
Siz de unutmayın.. Affedin, affettirin.. 40 yıl sonra hala aklınızda ve kalbinizde x kişinin aşkıyla dolaşacak acıyı yaşatmayın kendinize..Fazla üstünüze geldiysem beni de affedin hafif dostları..

Aman aman ne güzel yeni bir yıl tüketmeyi diliyoruz yeniden. Sadece ömrümüzün yeni yılına iyi dilekler diliyoruz. Ve umarım herkes biliyordur bu dileklerin hiç bir şey yapılmadan gerçekleşmeyeceğini. Hayatımız mutlu, huzurlu, sağlıklı geçsin isteriz hep ha tabi bir de paralı. 🙂 Yeniden umarım ki herkes bunlar için (hatta sadece kendileri için değil) hayata bir şeyler katmak için çabalar. Herkese ve nefes alınan yıla bol sevgi, saygı, huzur diliyorum. Herkesin; dünyanın, yaşananların bilincinde gerektiğinde eleştirel gerektiğinde de destek olarak herşeyi bir adım daha ilerleri götürecek kişiler olmasını diliyorum. 🙂

ipod alarm

• ipodalarm
  adından da anlaşılacağı üzere bu cihaz ipodunuzla senkronize olduktan sonra sizin belirleyeceğiniz saatte sizin belirleyeceğiniz bir şarkı listesini üzerinde ki 3W lık hoparlörden çalmaya başlıyor, bununla birlikte ipodunuzu sarj etme özelliğine de sahip.

ipod solar

• ipodsolar
  ipodsolar ise ipodunuzu güneş ışığı kullanarak sarj etmenize yarayan bir alet.

ipod water

• ipodwater
  bu yazın favori zamazingoları arasında olacak olan ipdwater ise, ipodunu havuza, sahile götürmek isteyen ancak bir türlü gönlü el vermeyenlerin imdadına yetişecek. İki tane 3W lık hoparlöre sahip olan bu alet sayesinde ipodunuz sudan, kirden, kumdan korunmuş olacak.

tümü ile ilgili bir de buradabilgi var.

Ne yazabilirim diye çok düşündüm ama bulamadım.. Ne diyebilirim ki? Huzurlarınızda çocuğunuz altını ıslattığında kapı zili çalan çişmatik

Artık efekt de değişir herhalde.. çişşşşşşş yerine zırrrrrr……

frontpage görsel derslerinin 25. bölümüdür.

görsel ders-25 buradan ulaşabilirsiniz