bildirgec.org

cheyenne

11 yıl önce üye olmuş, 17 yazı yazmış. 11 yorum yazmış.

ne pardon

cheyenne | 16 March 2009 12:59

bazen neyi anladığımı merak ediyorum, bazen neden anladığımı sorguluyorum, bazen acaba ben anlatmak istermiyim diye merak ediyorum, bazen anlamak yüzünden herşeyin tersini yaşamayı seviyorum, bazen anlamak için kuduruyorum, bazen anlamaktan nefret ediyorum…
bazen demekten olsa gerek anlamak veya anlatmak istemiyorum.

kandırmak

cheyenne | 16 March 2009 09:47

Bir adam geldi dünyama muzur muzur bakışıyla.
Tabi kandırdım hemen. Sevgilim olsana… Güzel başlangıç ama zaman gizledi kara örtüyle sevgiyi.
Adamım inandı ona kayboldu, karanlıkta gömüldü tek başına. Asıl kaldığım yer değişti, parıldarken yok oldu. Bir adam geçti ağlayan gözlerle yanımdan.
Kandıramadım… Ben kandım. 🙂

ölüm

cheyenne | 15 March 2009 11:28

ey güzel ölüm
gel al beni ışığına
karanlık yanıbaşımda
gel al beni ey eşsiz ölüm
al ki hayal edebileyim
yenilensin varlık
güneşim olsun parıldasın gözlerim
gel ki huzur dolsun
ey tek bildiğim güzellik
gel ki hayatım olsun

hiç

cheyenne | 15 October 2007 11:22

ruhuma tekrar tecavüz etti hiç bir kelimeyi yakıştıramadığım adam. tek yaptığım cevap vermekti. hayatımıza sıçtığı her olayda kendine bakmadan başkalarına saldıran işine geldiği gibi herkesi ve herşeyi kullanan zavallı adam karşısında susmadım sadece. son söz olarak sen kimsin dediğimde cevabı erkeğim oldu sadece. üzerime yürümesi hiçti bu cevaptan sonra. gözümün önünde eriyen bir anne, içimde son sözüyle yaşayan bir abi ve kendine erkek diyen bir baba. erkek olmak sadece ben demek mi. hayatını yaşamaktan korkan annemi kaçıramadım. sadece nefes aldığını söyleyen abime yardım edemedim. kendim hiçliğimde kayboldum hep. zarar verebilmeyi çok istedim. tek yapabildiğim konuşmak oldu. bedenim acı duyamadı çünkü ruhum sırasını vermedi ona asla. nasıl bir adam istediği cevabı duymadığında zarar vermeye başlar öğrendim ilk. zayıflık bencillik eziklik kabalık ahlaksızlık eşit oldu erkek kelimesine. nefretim yok sevgim yok hüznüm yok heyecanım yok… kaldım çırılçıplak. bir daha giyinmemek gerek zaten. çıplak olmak gerek her zaman.

cümlecikler

cheyenne | 10 October 2007 11:36

O kadar küçük ve bir o kadar da büyük olmak. Hayata atılan adım başı tökezlemek. Her defasında kendini aşan bir güce sahip olmak. Umutsuz olmayı bilmemek, tanımamak. Akan her göz yaşına minnet etmek. Damlaların tenine dokunuşunun tadına doyamamak. Hem hiç hem her şey olmayı iyi bilmek. Başkalaşmak. Denizde kaybolmak geceyle karışıp. Uyanmak güneşe doyamamak. Yakın olmak bir o kadar uzak olmak. Dokunmak tenlere. Gözlerin anlattığına inanmak sadece. Hüzün dolu gözlerde kaybolmak. İnanmamak. Ufacık hayallerle gülümsemek. Şiddet içinde boğulmak. Anneyi öpmek, koklamak. Uyuşmak. Korkmak. Kelimeler yetmez anlatımak istenilene.

saçmalık

cheyenne | 09 October 2007 11:29

Geçiyorum kendimden sessizliğimde, yalnızlığımda.Yolculuk üstüne yolculuk… Bazen çok yorgun bazen çok mutlu bazen kızgın bazen hüzün dolu dönüyorum. Etraf gürültü doluyken ben neden sessizim diye düşünmedim diyemem. Ama cevap hep geldi geçti düşünülmeden. Duvar. Yıllardır huzurlu duvarlar ama yetmiyor artık. Sessizlik bir tercih mi benim için yoksa öylesine alıştığım bir durum mu. Hadi bozun sessizliği kelimelerle …ağzıma. Sıkıcı oluyor anlarsınız ya sessiz oyun. Yapabilceğim son şey (yani şimdilik aklıma gelen) haykırmak. İstemiyorum sadece sessizlik olmasını. Huzurum kaçsın hadi. Canı sıkkın olan küfretsin bana, mutlu olan iki dakika ayırsın bana, ağlayan omuz istesin benden… İsteğimin sebebi her cümlem gibi basit. Ben de aynılarını istiyorum. Şansım nedir? Bilmiyorum.

büyüyen adımlarım

cheyenne | 26 April 2007 03:56

Özlüyorum sen olsan dahi yanımda seni özlüyorum. Nedir bu doyumsuzluk? Yanlış anlama sorgulamam bu duyguyu. Sadece merak ederim tek kalınca. Beni hayata sımsıkı bağlayan (ölmekten gerçekten ölmekten ilk defa bu kadar korkutan) ilk duygudur bu benim için. Ne yaparsam ne yaptırılırsa bana devam etmem için, bunlara yaptım demek için en güzel nedenim. İnan sıkışıyor kalbim şu an. Nedeni çok basit kalbim diyor ki anlatamazsın sana yaşattığımı ve ben gene de zorluyorum kendimi, beynimi anlatabilmek için. Ama her seferinde kalbim haklı çıkıyor ve asla yeterince anlatamamış oluyorum bu duyguyu. Elimden tek gelen sesine, tenine, kokuna, beynine, varlığına teşekkür etmek. Bana yaşattığın her ana teşekkür etmek. Sen çıkana kadar karşıma kimseyi hissedemedim ben. Ve inanmadım da hissedebileceğime. Belki tek sebep inançsızlığımdı. Dokunduğum herşey sadece bilinmeyenim, dokunulan ben sadece bir hiçti. Kendime dokunmam bana hayttaki soğukluğumu, sadece bir kum tanesi kadar ufak ordan oraya rahatça savrulan biri olduğumu anlatırken herşey değişti ve ilk defa kendimi var ettim. Küçüklüğümde inanması güç hatta hala kendim bile yaşandığına inanamadığım feci karanlık hileler gördüm. İnsanlar bu hilelerle diğer insanları derinden yaraladılar ama hiç bir zaman fark etmediler. Ve ben gücün ve artık emin olduğum gücümle hilesiz bir hayat yaşamayı seçiyorum. Ama anlatcak çok fazla şey varken ben dolanıyorum hala harikalar yaratan harfler arasında. Bir daha ki yazı ve ondan sonra ki yazı adım adım yaklaştıracak beni anlatabilmeye. Ve özlüyorum seni sensiz ya da senli. Adım atabilme yetimi kaybetmemek dileğiyle hoşçakal…

kaçıncı hayat kaçıncı yalan

cheyenne | 09 March 2007 15:42

Yanımda hiç bir şey getiremedim. Hala ben ve ben. İçimde yorulmak bilmeyen, dır dır eden, ağlayan, hoplayan, gülen, bazen sadece duran ben. Konuşmayı unutmanın ağırlığıyla ben. Sadece içinde konuşmayı yapan hayata söylemek istediği onlarca şeyi söylemeyen ben. Hangisinin gerçekliğine inanıyorsan ona anlat herşeyini. Yalan olan hayata anlatmak anlatılanların da yalandan başka bi anlam taşımadığını gösterir. Yalan olan her varlığa her düşünceye karşı susmayı seçmişim haberim olmadan. Ne zaman ve ya neden seçmişim bilmem. Şu an yazdığım yalan dünya beni de yalanlıyor. Ama içimden geleni de durdurmak istemem. Zaten ha yalan olmuş ha olmamış neye yarar. Ah insan olmanın sosyal olma arzusu ah. seni seçmek her zaman yoruyor, kırıyor. Eh işte bazen sevindirmiyorsun diyemem. Ama her açiliş en başa dönüş oluyor. Bir gün başarırsam seni yenmeyi zaten ölü olcam. Çünkü ben sana karşı zayıf oldum her zaman. İçinde olmaktan vazgeçemedim tam anlamıyla. Ve çekiyorum her yaratını. Güzel olan ne biliyormusun göz yaşı senle hayatımda ve bunu hissedebilmek aptal bir mutluluk. Aptal mutluluğu yakalamak o kadar kolay değil sen yokken. Bu iki hayat dışındakiler ya ne olcak. Emin olun çok daha fazlalar.

tatlısı ve acısı hep birlikte

cheyenne | 01 February 2007 22:41

Yeni doğmuş bir bebek bir anda hayatınıza girip evinizin heyecanı, neşesi, herşeyi oluyor. Size kendisi dışında herşeyi unutturan, sıcacık gözleriyle içinizi ısıtan, yumuşacık ellerini hissetmenin zevkini yaşatan bu minicik ışıklar umarım hiç sönmez. Malesef bir bebek var etmek bu dünyaya layık olmasa da doğamıza karşı gelemiyoruz. Her insan elbette yaşamalı bu güzelliği. Ama bu güzelliğin bir gün insanların birbirlerini öldürdüğü, değeri olmayacak şeyler için kavgalara tutuştuğu, aç kaldığı, yalancı, yüzsüz, sevmeyi unutmuş insancıklarla birlikte yaşamak zorunda kaldığı bu dünyaya gelişi mutluluğuyla derin bir hüzünü beraberinde yaşatıyor insana. Doğmuş olmanın mutluluğu kadar sakıncasının olması ne acı… Malesef ben tatlı, güzel olan her şeyle acı, çirkin olanı da görüyorum.

hayata karşı iyi olmak

cheyenne | 23 January 2007 01:38

İnsanlara yardım etmeden iyilik yapmadan duramıyorum. Bazen harekete geçmem dursa da düşünmekten alamıyorum kendimi. Yorucu oluyor hatta katlanılmaz oluyor bu iyi niyet ama ben devam ediyorum. Diğer insanlar kadar kolay banane demeyi başaramıyorum ben. Tamam bu özelliğimi aslında sevdiğimi biliyorum ama her an bunu yapmaya devam ederek geçiremem. Buna ne bedenim ne ruhum ne beynim dayanabilir. Bazen çok şey anlamış olmaktan nefret ediyorum. Anlamak bir sürü yükü getiriyor. Ve işte o anda ben eğiliyorum kırılıyorum şimdiden. Peki gücüm kalmadığında ne olcak? Gerçekten yapmam gereken işler, yardımı gerçekten hak edenler, ben ne olacağım bu durumda. Aslında bırakmak olsaydı derdim çoktan bırakırdım bu iyi bakışı hayata. Sanırım ben çoktan imzamı atmışım. Böyle mutlu ama yorgun ama iyi olduğunu düşündüğüm gibi yaşamaya alışmış ve bundan vazgeçmek istemez hale gelmişim. Herkese göre değişebilecek bu iyi kavramı için sadece şu an benim hissettiklerim bunlar.