bildirgec.org

Farklı Gidişler…

plakton | 17 August 2007 16:35

Hafta sonu girerken hep böyle olurum. İçi sıkılan biri olup çıkarım. Aslında hep öyleyim ya, neyse. Yaş olmuş otuz küsur. Şairin dediği gibi yarısına yaklaşmışım işte. Gerçi o satırları yazarken kendisi inanıyor muydu acaba? Yaşı kadar daha yaşayacağına. Benim böyle bir ümidimde, umudumda yok aslında.
Neyse.
Dedim ya neyse işte…

Acemi ustanın elinden çıkmış, sert ağaçtan, bir ayağı kısa masada, sigara dumanından sararmış, delinmiş masa örtüsünün üstünde, derme çatma bir sandalyeye tünemiş bir biçimde, etrafı seyrediyorum yine… Aklımda her zamanki gibi sen… Vefasız gitmelere, alışkınım nasıl olsa ya. Kararsızım aslında. Bu sefer ben gitmeliyim belki de. Doğrusu bu mu? Yorgun gibiyim. Kararsız olduğum gibi. Belki de beni yoran kararsızlığım gibi.
Neyse.
Dedim ya neyse işte…

Firefox reklamları

| 07 May 2007 15:18

Firefox için yapılan reklâmlara rastladım. Paylaşayım; bu linkte güzel bir canlandırma var. Şu linkte firefox ağabeyimiz biraz agresif. İzlediğim son reklâm ise Yılmaz Erdoğan’ın telsim reklamı gibi sürekli konuşan adam ama sonunu güzel yapmışlar

değişik alanadıları oluşturmak

bakiyyebemolu | 19 May 2008 19:46

alan adı aramak için internette birçok araç mevcut. DomainFinder da bunlardan bir tanesi. ama bu uygulama ile arattığınız sözcüklerin ülke uzantıları ile karşılıklarını buluyorsunuz. örneğin bildirgec’i, 3 farklı biçimde yani bildirg.ec, bildir.ge/c ve bild.ir/gec şeklinde kayıt edebilirsiniz. bu da demek oluyor ki almak istediğiniz bir alan adı için biri sizden önce davrandıysa farklı uzantıları deneyerek çeşitli kombinasyonlar oluşturabilirsiniz. ancak bu domainler ne kadar akılda kalır, ne kadar kullanışlı olur, biraz tartışmalı.

Hızlı mı yazıyorsunuz? Hodri meydan…

ifyess | 25 September 2008 10:49

Ne kadar hızlı yazdığınızla övündüğünüz oldu mu hiç?
Ya da çevrenizde zaten defalarca girdiğiniz msn adres ve şifrelerinizi hızla yazarken şaşkınlık ve beğeniyle karşılandığınız?

Hızlıyaz.com ziyaretçilerin birbirleriyle klavye düellosu yapabildiği bir site… şöyle ki karşınıza bir metin çıkıyor ve siz en kısa zamanda o metni noktasına virgülüne kadar doğru bir şekilde yazmaya çalışıyorsunuz. Metni bitirdiğinizde de hızınıza göre kaçıncı olduğunuz belirleniyor.

Duygularını TinySong ile ifade et

Gigabyte | 30 May 2008 12:28

Bazen kelimeler duyguları ifade etmeye yetmez. Bilirsiniz, hissedersiniz ancak bir türlü sözcüklere dökülmez ya da tam olarak karşılığını bulmaz. İşte TinySong böyle durumlar için. Duygularınızı sözcüklerle ifade etmek yerine müzik ile ifade etmek istediğiniz zamanlarda başvurabileceğiniz bir araç. Tinysong yeni nesil müzik streaming sitelerinden bir olan GrooveShark veri tabanında arama yaparak seçtiğiniz şarkıyı mini bir link haline getiriyor. Bu linki elektronik posta veya anlık sohbet yazılımınıza ekleyerek arkadaşlarınıza veya sevdiğiniz kişiye gönderebiliyorsunuz. Linki alan kişinin tek yapması gereken şey ise linki tıklayıp şarkıyı dinlemek.

sony ex-57sl & ex-77sl

schizophrenia13 | 27 August 2009 10:50

sony ex-57sl
sony ex-57sl

sony’nin yeni kulakiçi kulaklıkları nude ex adı verilen yeni bir sürücü teknolojisi kullanıyor. derin alt sesler, temiz orta ve tiz seslere sahip olduğu belirtilen kulaklıklar 5 ayrı renkte temin edilebiliyor. her kulaklık 3 farklı boy silikon kulakiçi adaptörüne sahip.

ex-57sl:

Erkekler de ağlar çocuk…

| 29 October 2007 14:11

-1-
Mutluluk… Çok mu uzak şimdi?

Ah o çocukluk yılları…

Küçücük şeylerden bile mutlu olunan o unutulmaz, çabucak, her güzel şey gibi ivedice bitiveren yıllar…

-2-
Henüz keder nedir bilmiyorsun. Yalnızlığı duymamışsın henüz. Ayrılığı yaşamamışsın hakkıyla. Ölümse aklında hiç. Bir tek acıyı biliyorsun. Azıcık o da. Plastik topun arkasından heyecanla koşuşturduğun toprak yolda iri bir taş yere çalıyor seni acımasızca. Palas pandıras öpüyorsun toprağı. Ama usulünce düşüyorsun.

-3-
Düşmeyi en iyi çocuklar bilir. Yıllar geçtikçe unutulur düşmenin adabı.

Ölmeden Önce İzleyin 3 – les amants du pont neuf

screamofthebutterfly | 20 April 2009 12:30

Afiş
Afiş

Les amants du Pont-Neuf Tutkulu aşk filmlerinin belki de en derin içeriğine sahip olan filmidir. Bu tutku romantik bir bakış açısı ile verilmez yönetmen Leos Carax
tarafından. Filmde görsel ve estetik olarak abartılan Fransa sokakları bir harabeyle köprüyle özdeşleştirilerek küçük düşürülür, yoksulluk ve yalnızlık fransanın gerçek yüzüdür. Yönetmen fransanın politik tavrını eleştirirken, bir sokak ressamını yüceltir ve onu Özel bir kahraman yapar.

Bu kahraman Michèle Stalens “Juliette Binoche”
kült bir sembol olur. ve Ressam-sanatçı ikileminde Bir Salvodor Dali bir Rembrandta dönüşür ve sanatsal bir aşkı yaşatır bize. Bir oyuncuya söylenebilecek büyük sözlerdir bunlar.
Filmin öteki köşesindeki esas oğlan Alex “Denis Lavant” ise bize asiliğin ve anarşistliğin hüküm sürdüğü bir karakter izletir ve asilik sizin damarınızdanda akmaya başlar.
Başka türlü yazılabilecek bir film değildir. Ya farklı bir ruh halinde izlersin yada izleyemezsin bir filmdir. İzlemeden önceki atmosferiniz ve ruh haliniz çok önemlidir.