bildirgec.org

yaz hakkında tüm yazılar

Aimp MMC

ugya | 14 September 2007 23:35

Winamp benzeri bir program.Ama işlevleri winamptan kat kat dahafazla.Birkaç özelliğini sıralayayım:
1. Listenizdeki müzikleri direkt olarak Cd’ye yazabilirsiniz.
2. Elinizdeki Audio Cdleri (Track) MP3’e çevirebilirsiniz
3. Ses kayıt özelliği mevcut
4. Mp3 Taglarını değiştirebilirsiniz
5. Değişik skinlere sahip
6. Özel PlayListler oluşturabilirsiniz
7. Açılma, kapanma, şarkıda ileri, geri işlemlerini anında yapıyor.Winamp gibi yavaş değil.
Program tamamen ücretsizdir.Buradan ya da buradan indirebilirsiniz.

Lüfer Çinekop

bahard17 | 12 September 2007 13:59

bu gün hava rüzgarlı balığa çıkamadık. ama eylül geldi artık lüfer ve çinekop zamanı burada . geçen yaz bir sürü balıkçı teknesine satılık diye yazı asmıştı balık çıkmıyordu çünkü ne bakım yapabiliyorlardı teknelerine nede eve para götürebiliyorlardı. ama eylül ayı geldiğinde o kadar bereketlendiki deniz hepsinin hayatı değişti. okadar çok lüfer tuttular ki kazanılan paranın hesabı yapılamadı. herkesin ağzında milyarlar dolaştı durdu. balıkçılar astıkları satılık yazısını yırtıp attı ki hepsi ekmek teknesini kurtarmış oldu. çok bereketliydi. bu eylülde umarım öyle olur yazacağım size ayrıntılı olarak hepsini.üzülüyorum çünkü sadece balıkçılıkla evini geçindirmeye çalışan o kadar insan varki. yine güzel havalar olacak şimdi eylülde ve çıkacağız denize atacağız oltaları rastgele deyip çekeceğiz inşallah balıkları. balığa çıkan varsa anlatsın deniz ve balık sohpetleri hiç bitmez çünkü meraklısı olursa

Tok bir “Tık” sesi !

blood sugar sex magik | 29 August 2007 09:41

Uzun ve sıcak bir yaz günü, tabiri caizse sudan çıkmış gibi ter içindeyim.
Tvden sinek vızıltısı gibi bir ses geliyor, havanın daha da sıcaklaşacağını bu yazın bizi çok zorlayacağını söylüyor. Elimi kaldıracak gücü bile kendimde bulamıyorum. Bilirsiniz sıcak insana çok büyük bir mıymıntılık verir, hareket etmek dahi istemezsiniz.
Açık pencereden kulağıma bir yaz şarkısı çalındı o anda, denizin müthiş serinliğini hissetmek, güneşten nefret etmek yerine altında yanmak istedim bir anlık bir duyguyla.
Sonra gözlerim kapandı gayr-i ihtiyari, o bildik derin yaz hayallerimde buldum kendimi…
Deniz kenarı, arkadaşlar, dostlar, cıvıltılar…
Güneşin tenime dokunuşu, sıcakın altında erimek usulca…
Denizden yansıyan ışık hüzmelerinin gözlerimi alışı, bir renk, bir cümmüş etrafta…
Bir serinlik geliyordu bir yerden, hafifçe saçlarımı okşuyordu; yüzümde güneş ışınları adeta dans ediyor, saçlarımda onlara ayak uyduruyordu! evet, bunu hissedebiliyordum o an!
Bir huzur kaplamıştı bedenimi, dudaklarımın büküldüğünü, yüzüme koca bir tebessümün yerleştiğini hissedebiliyordum.
Sonra aniden tok bir tık sesi duyuldu! Uzaklardan gelen içinde bulunduğum rüyadan beni çıkarıp alan… Güneşin yakıcılığını tüm bedenimde hissettiğim saçlarımın okşanmadığı, tüm ahengin kaybolmasına neden olan bir tık sesi! Birden sıcak bastı dört bir yanımı, açıldı gözlerim o anda!
Acı gerçek belirdi karşımda…
Vantilatör durmuştu.
Bu muymuş tüm sebebi hissettiklerimin dedim. Bu mu beni taa deniz kenarlarına götürmüş, bu mu o meltemleri estirmiş vücudumda?
Pişman oldum rüyamdan uyandığıma ama artık katlanılabilir bir yanı kalmamıştı o yakıcı, sıcak yaz gününün!
Bir duş farz olmuştu bu bedene…
Duşun ardından derin bir araştırmaya girdim, tarihin buluşu olarak nitelendirdiğim vantilatör hakkında. Fransızca “vantilateur” kelimesinden gelmekteymiş. İlk vantilatör Da Vinci’nin 1500′lerde tasarladığı su gücüyle çalışan bir fanmış. 1949′da John Haven Emerson’un Harvard Üniversitesi’nde geliştirdiği vantilatör ise bugünküne en yakın olanıymış. Bir ev tipi vantilatörün (yani biraz önce bizde bozulan cins) ozon tabakasına hiç bir zararı yokmuş; ancak durum klimalarda farklıymış malesef.
Velhasıl ne faydalı bir aletmiş, ülkemin kimi zaman yegane sorunlarından olmuş;
-Balıkesir’in Bandırma İlçesi’nde aşırı sıcak havalar, vantilatör satışlarını arttırmış, Bandırma’da birçok mağazada son günlerde yoğun satışlar nedeniyle vantilatör kalmamış, işyerleri üretici firmalara vantilatör siparişleri vermeye başlamış. Vantilatörlerin değeri artmış halk isyandaymış.
-Gaziantep’te sıcaktan bunalan İnci Kırmızıtaş (20) açtığı vantilatöre saçını kaptırmış. Durdurulamayan vantilatör genç kızın saç derisinin çoğunu koparmış. Hastaneye kaldırılan genç kız ameliyata alınmış. Altı saat süren ameliyat başarılı geçmiş. Şükür ki İnci’nin kopan saç derisi eskisi gibi işlev yapacakmış.
Bu sorunlar dinmemiş halkımız vantilatör üzerine bir de fıkra yazmış. Yazımı da bu sıcak yaz gününde buz gibi gidecek şu fıkralardan biriyle bitiriyorum.
Esen Kalın…

Adamın biri karısını çok seviyormuş. Karısı bir gün ölmüş ve adam da üzüntüsünden bir süre sonra ölmüş. Adam cennete gitmiş ve karısını bir türlü bulamamış.Meleklere sormuş:
-Karım nerede?
Melekler de adama:
-Senin karın burada yok, belki cehennemde olabilir.
Bir de orayı ara demiş.
Adam karısının bir melek kadar temiz yürekli olduğunu düşündüğünden
cehenneme bakmayı zaman kaybı olarak görmüş ama yine de merakından bakma istemiş ve cehenneme
gitmiş.
Adam, cehennemde kendi etrafında sürekli
dönen kadınlar görmüş ve dayanamayıp bir zebaniye sormuş:
-Ya hemşerim, bu kadınlar neden kendi etraflarında dönüyorlar?
Zebani yanıtlamış:
– Bu kadınlar kocalarını kaç kez aldattıysa kendi etraflarında o kadardönüyorlar.
Meselâ şuradaki
sarı saçlı olan kocasını 20 kere aldattığıiçin kendi etrafında 20 kere dönüyor.
Adam sormuş:
– Peki benim karımı gördünüz mü?
Zebani yanıtlamış:
-Senin karını vantilatör yaptık.

Başımızda Kavak Yelleri

bildigimiz son sey | 28 August 2007 15:10

Yaz başında başlayan Kavak Yelleri dizisini duymuşsunuzdur. Amerika’dan ithal dizimiz, Dawson’s Creek‘in Türk versiyonu. Adı son günlerde çekim sırasında balkondan düşen oyuncuları ve dizide bir köpeğe Hüseyin adı verilmesi yüzünden RTÜK’e yapılan şikayetle gündeme geldi.

Aslında ben diziye öyle çok düşkün değilim lâkin evde iki kız kardeş aksatmadan bu diziyi izledikleri için senaryoyu, oyuncuları, hikayeyi ve saire öğrendim. Küçük kardeşim benim kadar olmasa da internette bol bol vakit geçiriyor ve genelde sevdiği diziler, şarkılar, şarkıcılar, gruplar ve ilgilendiği her şey hakkında ne kadar site varsa onlara bakıyor. E doğal olarak da Kavak Yelleri’nin siteleri onun uğrak mekânlarından biri haline geldi.

USB Isıtıcı-Soğutucu Minder

yenibirnickistiyorum | 11 August 2007 11:21

Eğer cüzdanınızda fazladan yer kaplayan 25$ varsa poponuzu soguk bilgisayar sandalyesinden kurtarabilirsiniz. 37 x 37cm boyutlarındaki bu minder, USB bağlantısı ile üst yüzeyini ısıtıyor. Kullanılan teknik nedir sorusuna, “ısınan hava yükselir” klişesi ile açıklamada bulunsalarda, çalıştığı sürece sorun yok gibi. 110 cm’lik usb kablolu ürün aynı zamanda AC-USB adaptörü sayesinde prizdende çalışabiliyor. Üründen bağımsız olarak, bu AC-USB adaptör sadece USB’den şarj olabilen zamazingolar için güzel fikir.

Bu ürünle kombine kullanabileceğinz bir diğeri ise sandalye soğutucu minder. İki özelliğin tek minderde olması daha hoş olurdu ama olmamış.

Cüzdan’a zararı 40$ olan bu ürün yine USB vasıtasıyla çalışmakta. Minder uzantısı fanların, minder yüzeyindeki hava deliklerinden hava üflemesi mantığıyla çalışan ürün hakkında daha fazla teknik bilgi yok. Ürünün yanında gelen otomobil çakmağı-USB adaptörü de AC-USB adapörü gibi pek bir kullanışlı.

USB Kravat Fanı

TechnoHayat | 11 August 2007 10:46

USB Kravat Fanı
USB Kravat Fanı

Elin japonu yapıyor. USB den çalışan kravat soğutucu da yapmışlar sonunda. 2980 Yen (~32YTL) gibi bir fiyatla da aynı sayfada satışa sunmuşlar.