bildirgec.org

yaz hakkında tüm yazılar

1000 Gönüllü Yazar Aranıyor !

PeLammX | 25 May 2010 11:38

Selamlar,

Yeni açtığım alanıma farklı bişeyler yapmak istedim. Yeni birşey olmasını istediğim bu alanda aklıma şu fikit geldi 🙂

1000 Yazar aranıyor… Şimdi kimileri alta bunun reklam amaçlı olduğunu yazabilir ama inanın umrumda olmayacak. Ben sadece yazmak isteyip yazamayanları çağırıyorum. Yazacak bişeyleri olup da susanları… Eleştireceği şeyleri unutanları bekliyorum. Konularda sınır yoktur arzu ettiğiniz herşeyi paylaşabilrsiniz. Yazar SİZSİNİZ !

Ayrıca blogger tabanlı olduğunu da belirtmek isterim.

Bu platformda üye olmak için lütfen sitemizdeki yazar kayıt formunu doldurunuz : YAZAR OL !

Mayıs ayı yemek haberleri

nazokiraze | 15 April 2010 12:43

23 Mayıs ta 2. Doğa Şenliğibaşlıyor.Ankara ve çevresinde yaşayanlara duyurulur.

Kocaeli Amatör Olta Balıkçıları ve Doğal Hayatı Koruma Derneği (KAMADER) tarafından her yıl düzenlenen turna balığı tutma yarışması bu yıl dördüncü kez balık sevdalılarını bir araya getirecek.8-9 Mayıs 2010 tarihlerinde yapılacak yarışmada canlı yem kullanılması yasak. Bu yarışmanın benzeri olan turna tutma yarışması 1-2 Mayıs tarihlerinde Sakarya Rastgele Amatör Balıkçılar ve Doğal Hayatı Koruma Derneği (SAMADER) tarafından Sakarya’da yapılacak.

AŞKI YAĞMURLARA SAKLA!!!

il mare | 18 March 2010 09:27

Bu şarkıyı söylememek için, bir uyarı yazısıdır:

Biriyle bir şey yaşayacaksan eğer, mevsimleri getireceksin ilk aklına. Birini,ucundaki ayrılığı aklına getirecek kadar çok seviyorsan eğer,hesabını yapacaksın,onla olan vakitlerini olabildiğince az mevsime yayacaksın, ve mümkünse en soğuğuna… Bir ilkbaharda kimseyi sevmemelisin birkere… Cennet köşelerden biryerlerden rüzgarın ödünç getirdiği kokuları,her bahar yalnız duyumsayacaksın…Bu güzelliği sadece kendi başınayken tadacaksın,kendini bu yalnızlığa alıştıracaksın,en güzeli böylesiymiş gibi benimseyeceksin…Aksini yaparsan kurtulamazsın,aksini yaparsan yalnız kalmaya katlanamazsın ve en kötüsü hep yalnız kalmak istersin.Ya onla içine çektiğin kokuları,katlanılmaz da olsa yalnız yaşamak istersin ya da zaten başka hiç kimseyle…

Baharlar çok tehlikelidir aşk meşk işlerinde… Yaz da bir nevi öyle,bahardan nasibini almış ağaçlar,dağlardan gelen kokular,parıldayan maviler…Yazın da yalnız olmaya bakacaksın,olmazsan çünkü,birdahaki yazın da onla olmak zorunda…Ya olmazsa,giderse? O zaman işte, birliktelikten aldığın tadın çok uzaklarda olmasının getirdiği yalnız olma zorunluluğu çekilmez olur, bir başkası ise dayanılmaz…

bahar gelmeden bahar yazısı

nazokiraze | 09 March 2010 12:32

“Damlardaki kar, saçaklardaki buz
Kanı kaynayan suya dar geliyor.
Haberin var mı, oluklardan sonsuz
Akan su sesinde bahar geliyor”
Cahit Sıtkı Tarancı

Mart’ın kapıdan baktırıp olmadık yerlerimizi dondurduğu şu soğuk havaya ve bir haftadır ciğerlerime inen boğaz enfeksiyonundan tam anlamıyla kurtulmamış olmama rağmen hatta kışı çok çok sevmeme rağmen yine de baharın gelişinin yaklaşması içimi kıpır kıpır ediyor.

Evelikdenilen ot çeşidi genellikle yapraklarının ve sapının tuzlanması şeklinde yenir, baharda tüketilen bu bitki çorbalara konur.Aslında bahar gelince yenilebilir otların çoğu kendini göstermeye başlar.Genellikle benim gibi kış günü eve domates, biber,patlıcan gibi yaz besinlerini sokmayan kurufasülye, kapuska,karnabahar , nohut türü yiyeceklerden sıkılanlar için bahar yeni bir dönemdemektir.Enginar, çilek, can eriği insanı o biçim heyecanlandırıyor.(baharda ot yemeli)

İlk

mascalzone latino | 22 February 2010 18:28

Eylül ılıklığında, nispeten rüzgârsız güzel bir gündü. Gökyüzü denize dik uzanan dağın tesinden atlayan parasailingciler ve rengarenk parasailinglerle doluydu, masmavi denizde birkaç sürat botu arkalarında beyaz izler bırakarak kıyıya paralel hızla geçiyorlardı.

Upuzun kumsal plajdan, gökyüzünden iniş yapanları anlatan megafonik bir erkek sesi duyuluyordu. Soğuk biramızı tek kutudan içerken bunları seyrediyorduk. Ama en güzeli, tam karşımızdan denizin içine içine doğru güneşin ağır ağır girişiydi.

”Keşke sonsuza kadar burada kalabilseydik.”
”Arabayı iade etmem gerek.”
”Yalnızca içimden geçeni söylemiştim” Bana baktı ”Yanıma otursana.” Hafifçe yere serdiğim kilime vurdu. Gözleri en içten halleriye üzerime dikilmişti.
Eğilip yanağından öptüm o da kollarıyla boynumu öyle bir sardı ki gövdemin yarısı üzerine abandı ve ağızlarımız birbirimizin sol kulağına denk gelecek şekilde fısıltıyla konuştuk.

İnternette Para Kazandıran Güvenilir Siteler

cossack35 | 28 December 2009 15:23

Bildiğiniz üzere sanal ortam çok ama çok ciddi paraların yer değiştirdiği bir ortam arkadaşlar. Siz de takdir edersiniz ki bu durum biz internet kullanıcıları sayesinde olurken, biz ezilen taraf olarak bu paranın çok ama çok az bir kısmını alıyoruz.

Hele ki, hotmail, youtube, facebook para ve reklam canavarı siteler neredeyse karını hiçbir oranda kullanıcılarıyla paylaşmamakta. Fakat bazı siteler var ki karının çok önemli bir ksımını kullanıcılarıyla paylaşıyor. İşte size bu sitelerden birkaç örnek. Ve hepsi denenmiş, güvenilir siteler.

1. Reklammatik:

Reklam izleterek para kazandıran sitelerden biri reklammatik arkadaşlar. Sistemin nasıl çalıştığına gelince siteye üye oluyorsunuz, sitede var olan reklamı izleyerek para kaznıyorsunuz. Basit ve eğlenceli bir sistem. İzlediğiniz reklam başına veya davet ettiğiniz arkadaşınız başına puan alıyorsunuz. Puanlarınız 50 TL ye tekabül edecek rakama ulaşınca site size paranızı yolluyor. Siz de güle güle harcıyorsunuz. Aklıma yattı, tutmayın beni üye olacağım diyorsanız. Buraya tıklayarak üye olabilirsiniz

RE…

il mare | 19 November 2009 09:27

Kendime yabancılaştığım yetmiyormuş gibi,her gün muntazaman yabancı kelimelerle vurguluyorum halimi..Vurguladığım her kelime henüz sahip ve ait olmadığım ama bir yerlerden aşina olduğum kelimeleri teker teker eksiltiyor,ben de eksiliyorum.Harflerinin, adını oluşturma ihtimalleri olmayışlarından ötürü yabancı bir dile yönelişim,senin olmadığın biryerlerde kendimi buldurtacak diye umarken,ağır geliyor uzun zaman sabit kalmışlıkların göçü.Tanıdığım ve adını yazmak için yarışan telaşlı ve henüz büyümemiş harflerin karşı diyara geçerkenki kanat çırpışlarının rüzgarı,zaten yerini bulamamış,adi melodilerde asılı kalmış adımı alııp götürüyor…Ardında tozlu bir tabaka bırakacak kadar kirli ve kendini kanatlara teslim etmeye dünden razıca hafif ve zayıf ve…
Siliniyorum işte gitgide…
Neden?
Sen yazılıyorsun diye…

13.01.2007

iyi vurgular…

hobim | 20 August 2009 17:51

Yazmak, vurgulamak ve boyamak için kullanabileceğiniz bu fosforlu kalemlerin güzel hazırlanmış sitesinde güzel oyunlar da var. Buradan ulaşabilirsiniz.

Manavgat hava durumu sorgulama hava durumu sayfası

NLPMaster | 08 August 2009 11:20

Manavgat hava durumu grafiği ve manavgat hava durumu sorgulama sayfası farklı kaynaklardan manavgat hava durumu raporlarını derliyor.

manavgatta hava durumu nedir diye merak edenlere rehber olması amacı ile hazırlanan manavagat hava durumu izleme sayfası ile manavgatta yağmur manavgatta güneş manavgatta bulut gibi hava durumu olaylarını inceleyebileceğiniz derlemeler bi araya getiriliyor.
Manavgat sitesinde ye alan manavgat hava olayları sayfasına buradan bakabilirsiniz: manavgat hava durumu

izmir – çeşme

kahramancayirli | 20 July 2009 12:25

sehirler.net adresinden alınmıştır
sehirler.net adresinden alınmıştır
cesme-cesme.com adresinden alınmıştır
cesme-cesme.com adresinden alınmıştır

Güneş eski Güneş değil artık. İzmir’den Çeşme’ye motorla gidelim dedik, bacaklarım hâlâ yanıyor. Haftasonu da acılar içinde geçti. Oysa yanımda güneş yağı, kremi .. muhtelif alet edevat var sür işte değil mi!
Karşıyaka’da oturup Çeşme’ye gitmeye kalkışınca, şehirden çıkmak büyük azap oluyor. Bitmek bilmedi şehiriçi. Hoş zaten Güzelbahçe biterken Urla başlıyor, Zeytinlikti, Ildırı’ydı, Karaburun yol ayrımlarıydı derken insan Alaçatı’ya varıyor. Rüzgar pervanelerini görünce Çeşme tabelası kafanıza iniyor. İsmini andığım her yer çok güzel. Ayrı ayrı övmeye, iç kıymaya gerek yok.
Çeşme’de Burger King, Mc Donalds vb. zincir burger mağazalarından yok. Sadece Pizza Pizza var. Niye? Alaçatı’da da, Ilıca’da da. İsmi olmasına rağmen az insan yaşadığı için olabilir mi? Bu tip yiyeceklerin delisi olduğum için bu durumu ayıplıyorum. Ayıp bir şey!
Eski karayolundan giderseniz Ildırı yol ayrımını muhakkak göreceksiniz, 16 km içerideymiş, eskiden bu tip tarihi kalıntılar sıkardı, boğardı vb. ama son birkaç yıldır tarihe ve başta Knidos olmak üzere muhtelif arkeolojik kalıtlara çok ilgi göstermeye başladım. Bir tanıdığım da Datça’da geçirecek yıllık iznini. Kıskandım.
Benim isteğim şu: İzmir’den motorla yola çıkıp İstanbul’a dek deniz kenarından kasabaları, köyleri göre göre gitmek. Diyelim Foça’ya varıldı, iki saat deniz molası; Ayvalık, Cunda Adası vb. bin kere dura dura gitmek. Bence esas gezmek böyle olur. Ama çekindiğim noktalar da yok değil. Bakalım epey maceralı bir izin yolculuğu olacak mı..