bildirgec.org

yanlış hakkında tüm yazılar

Hayat Felsefesi

onurr35 | 06 August 2011 23:34

Hayat bir şans kapısıdır.her an yeni olaylar çıkar karşına.olaylar içinde ihtimaller; ihtimaller içinde umutlar; ve umutlar içinde eğer varsa şansı görürsün.çoğunlukla sana bağlıdır şansın var ya da yok olması.çünkü şans fırsattan doğar.
fırsatlar hayatın her anındadır; ama şans herkese görünmez -utangaçtır biraz-, emin olmadan teslim etmez kendini kimseye -yani biraz da güven ister-.kullanılıp atılmayacağını, bir işe yarayacağını, birini mutlu edeceğini bilmek ister.
fırsatları değerlendirebilirsen şans güler yüzüne; değerlendiremezsen şanssız günündesin.
aslında yanlış kararlardır fırsatları yok eden.bazen öyle yanlış kararlar verirsin ki aylarca, yıllarca, belki ömür boyu taşırsın izlerini.pişman olursun, ama son pişmanlık fayda etmez.alışmaya çalışırsın olmaz.

Bir Işık Yak

devrialem47 | 04 December 2010 14:02

aydınlık geleceğimizdir...
aydınlık geleceğimizdir…

Karanlıktan aydınlığa doğru… bir ışık yak. Öyle bir ışık olsun ki bütün yaşamını aydınlatır türden olsun.

Karanlıktan aydınlığa doğru… bir ışık yak.Öyle bir ışık olsun ki nefretten sevgisizlikten yoksun olsun.

Karanlıktan aydınlığa doğru…bir ışık yak.Öyle bir ışık olsun ki ebedi mutluluk, ve saadet olsun.

Karanlıktan aydınlığa doğru…bir ışık yak.Öyle bir ışık olsun ki kirli,paslı kalpler yerıne temiz,saf kalpler olsun.

aşk ve gurur

astral | 09 January 2010 11:49

eric johansson
eric johansson

Kendi kendimle karşı karşıya getirdi bu aşk beni. Kendime ‘Ne yapıyorsun? dediğim bir haldeyim. Neden? Açıklayayım: Onun için gururundan daha büyükdeğil bu aşk. Benim içinse aşkım çoktan gururumu aştı.

O bana hiç güzel söz etmezken -şu günlerde etmiyor- ben çevresinde dolanıyorum, benim için değerini anlatıyorum. Peki ben bu muyum?

Eski sevgililerim şu halimi görse bir yerleriyle, en rahat halleriyle, kendilerini çok keyifli hissederek gülerler. Belki onların beni affetmesini de sağlardı, o da ayrı. Epey adiliklerim olmuştu ya, üstelik hiç de vicdam yapmadığım.

beyaz kemik toka (son)

astral | 27 December 2009 15:50

(Dört kuşakta, dört kadının ve bir şekilde dört kadından diğerine geçen beyaz kemikten tokanın hikayesidir. Kadınların her birinin hikayesinin ayrı zorlukları vardır. Hem zamanı, o zaman ülke koşullarını hem de o koşulların mantık ve duygu dünyasını nasıl şekillendirdiğini anlatmaktadır.
Ki, üç kuşaktaki zorluklar oldukça çetin görülmekteyken son kuşağın yaşadığı yüzeysellik, acaba tüm çetin koşullardan en ağır olanı mıdır? Belki, tüm öykü boyunca sorulan da budur…)

fırtınada sağ kalan ağır yaralıların ‘son sarılış’ı

astral | 21 December 2009 15:00

Dokunaklı bir ağıtta, tende son yazının adıydık. Derin dokunuşlarda, az sızılı bir öpücüktük; bir önce… Düştük.

İdrak’tan gizliliğe hatta gize varan; evvelinde sözü şartlayan yazgıydık. Sonrasızdık. Sonramızdık.

Gebermeden bir önce kendi mezarına çiçek diken arızalı iki ruhtuk. Bizdik. Anlaştık. Kaynaştık. Sırnaştık. Bakıştık. Ölmeyi unutup kavgaya tutuştuk. ‘En büyük salak biziz oyunu’nda, bütün kartları kapandık. Koptuk. Fırtınada sağ kalan ağır yaralıların son sarılışıydık.

HACET DEDE- KİRLİ İŞLER YATIRI

astral | 20 December 2009 09:28

Üniversite zamanları. Oldukça parasız ve bol içtiğimiz zamanlar. Borçla içen iki kere sarhoş olur demişler. İçiyoruz, en varoş yerlerde, meyhanelerde, akşamları, sohbet aralarında, kızları çekiştirirken… Bazen yapamadıklarımızı anlatırken, bazen yapamadıklarımız içimizde patlarken, en çok kampüsde demleniyoruz.

Bizim grubun tamamı kafa. En çok bizim Hüseyin’le içiyoruz. Bazen fondip yaparsan şayet bedavaya geliyor. Bana uyar. Ne olur, fondipleri yapar, gidersin dut ağacının altına, boğaza bir parmak, rahatlar; sonra içmeye devam edersin. O sıralar hayat böyle devam ediyordu. Ben sarhoş dut ağacının yanından ayrılıp, bizimkilerin yanında giderken ayağım kaydı, karanlık, derin bir çukurun içinde buldum kendimi.

Bay/Pas-Zwei

belesh | 26 November 2009 09:36

Her gün yarım saat dedi rehber. Ne olursa olsun yarım saat. Saçmala. Saçma değilse hiçbir şey değildir. Anlam barındırmasın. Kelimelere giydirdiğin kıyafetler yaz kış aynı olmasın. Sen kokuyorum şu an. Üzerime işlemiş kokun. Ve kendimi kokladığımı fark ettim. Köpekler gibi kokunu alıyorum. Köpek gibi özledim. Sigara yaktım kokunu bastırsın diye. Yangın alarmı çalıyor, susuyor, çalıyor, susuyor, çalıyor. “Neden çalıyor bu?” dedim. “Bozuk olabilir, ya da sigara içen içen biri vardır.” Diye açıklama yaparken gözü elimdeki sigaraya takıldı. “Herkes içiyor burada, düğmesi takılı kalmıştır.” Deyip dışarı çıktım. Patron gelmiş, sağlam bir azar işiteceğim sanırım.

Alk. % 15 Hacmen
Alk. % 15 Hacmen

Çay içtik, bayramdan konuştuk. Dün arkadaşım aradı. “Bayramda gelmiyor musun gavur İzmir’e?” dedi. “Yok, çalışacağım” dedim. Yalan. “ Ne bayramıydı lan bu; ramazan mı, kurban mı?” “Oha, aslan sütü yaramamış sana.” Dedim. Midem yanınca süt içerdim ben eskiden. Buzdolabında hep bulunurdu. Artık bulamıyorum.

Ticari sitelerde yapilan 15 Yanlis

nugenca | 10 October 2009 18:49

E-Ticaret
E-Ticaret

Smashmagazine ticari stielerde yapılan 15 yanlış ile ilgili bir yazı hazırlamış…Hem bu yanlışları hemde bunları nasıl telafi edebileceğinize dair başlıklar şöyle;

1 – Ürünlerle ilgili detaylı bilgi verilmemesi – ticari sitelerde mümkün olduğunca ürün ile ilgili bilgi bulundurarak bunu telafi edebilirsiniz.

2 – İletişim bilgilerini saklamak – İletişim bilgilerini muhakkak görülebilir şekilde bulundurun.. Bu şekilde müşteri memnuniyeti de sağlayabilirsiniz.

Yepyeni Bir Güne Uyanmak…

| 25 September 2009 14:36

Astronomy Picture of the Day
Astronomy Picture of the Day

Yeni bir güne merhaba derken, her günün eskisinden yeni, yepyeni olacağını düşünürüz. Belki doğru belki de yanlış; o gün bizim için yepyenidir. Aldatırız işte böyle, hâlbuki o gün; eski günlerimizin devamıdır, uzantısıdır. Her gün, yepyeni bir güne uyanıyorum yalanına hep inanmak istemişizdir. Sanki yaşanmışlıkları bir kenara bırakıp, yeniye ulaşacağız. Hayır, her yeni gün senin son günün olacaktır, bir gün…