bildirgec.org

http://www.aksam.com.tr/2009/02/24/yazar/11760/serdar_turgut/vatan_icin_ben_de_yatarim.html

http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=212052&Categoryid=4&wid=156

http://www.turkcebilgi.net/etiket/%FEehit/20/160/

türkiye’nin bilgisayar hiperstore’u vatan computer(bilgisayar) sitesini yeniledi.

vatanbilgisayar.com yeni tasarım

Yenilenen sadece tasarım olmuş sitenin eski işlevsizliği hala devam ediyor.kendine bilgisayar hiperstore’u diyebilen bir şirketin daha iyi şeyler yapması gerekirdi.İşlevsellik derken ilk aklıma gelen şeyi söyleyeyim mesela bir ürün arıyorsunuz istediğiniz özelliklerde bir ürün için bazı kriterleri eleyerek istediğiniz ürünü daha kolay bulabilirsiniz.Bir ekran kartı arıyor olalım.Ekran kartında aranan en önemli özellikler grafik belleği, chipseti, slot tipi, marka…vb’dir. vatanbilgisayarın sitesinde sadece slot tipi ve marka seçilebiliyor diğer kriterler için teker teker ürünlere bakmanız gerekiyor.HepsiBurada bile tek işi bilgisayar değilken böyle bir şey yapıyorsa vatanbilgisayar‘ın hayli hayli yapması gerekirdi diye düşünüyorum.Sitede sadece görsel bir iyileştirme yapılmış diğer yönüyle eski siteden hiç bir farkı yok.Bu yenilenmenin diğer bölümlerde de devam etmesi dileğiyle…

YÜZMEYİ VASİYET EDEN DEDE

Bu hikâye tanıdığım bir bürokrata ait. Kendisi iyi bir yüzücü. Bir yurtdışı seyahatinde etrafındakilerin dikkatini çekmiş bu yeteneği. Kendisini tebrik edenlere işin sırrını şöyle anlatmış:

“ İyi bir yüzücüyüm. Çünkü bir ata vasiyeti bu. Bunu bana babam vasiyet etti. O’na da dedem. Toplamış bütün çocuklarını. Yüzmeyi öğreneceksiniz ve bütün çocuklarınıza öğreteceksiniz, demiş.

Dedem yüzmeye bu kadar önem vermesinin sebebini de açıklamış:

Akdeniz’in şirin bir köyünde (Yenice/Adana) Pütün soyadı ile dünyaya gelen Yılmaz Güney (1937-1984), sefalet içinde büyüdü. Köy hayatından kurtulup üniversitede iktisat fakültesinde okumayı başardı. Genç yaşta devlet yönetimi ile çekişmelere katıldı. Güney, 1958 yılında “Üç Bilinmeyenlerin Eşitsizlik Sistemleri” adlı öyküsü yüzünden komünizm propagandası yapmakla suçlandı ve 1961 yılında yargılanarak, 18 ay hapis ve 6 ay sürgün cezasına çarptırıldı. Bu hüküm ile yönetmen yardımcılığı, senaryo yazarlığı ve başrol oyunculuğuna kadar geldiği sinema kariyeri yarım kaldı.

Yılmaz Güney, yüzden fazla macera filminde oynadı. “Türk Sinemasının Çirkin Kralı” lakabı ile sevildi.
1966 yılında senaryosunu yazıp aynı zamanda oynadığı, Lütfi Akad’ın yönetiminde çekilen “Hudutların Kanunu” adlı filmi, Güney’in sinema kariyerinde dönüm noktası oldu. Film, büyük beğeni topladı.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=764827&title=hurriyet-milliyet-ve-vatan-yine-carpitti

Uzun zamandır chat yapmıyorum. Ama eskiden hemen hemen her gün girerdim. Zaten bu adsl muhabbetinden sonra icq nun chat odasına giremeyince iyicene soğudum chatten. Neyse hem ingilizceyi biraz ilerletmek hemde muhabbet olsun diye gireyim dedim. Ama yok abi iletişim kurmak imkansız denebilir. ilk muhabbetler güzel. Ama asl muhabbetine gelince 25 m turkey yazdınmı bir daha muhabbet olmuyor. Turkey diyosun ne bir cevap geliyor ne de başka birşey. Daha önceki zamanlarda girerdim mesela lisedeyken bir 8 sene önce falan ama ozamn muhabbetimizi ederdik. Merak ediyorum bu 8 sene süresi içerisinde ne değiştide millet kaçmaya başladı. Ülkeni söylüyorsun ve pat. Ne gelen var ne giden. Yahu ne yaptık ki biz bunlara. Tamam belli bir kitle var. Bir ara görüntülü bi yer vardı oraya gireyim dedim. Paltalk tı galiba tam hatırlamıyorum ama. Girmez olaydım yahu neler neler varmış.Neyse benim asıl bilemk istediğim şey. Bu diğer ülkedeki insanların neden Türk kelimesini gördükten sonra kaçıp gittmeleri. Birkaç dengesiz insan için ülkenin adı böyle kötüye çıkmamalı diyorum. Birde dip not ekliyeceğim Mehmet Aurelio nun ilk başta milli takıma alınmasını biraz yadırgadım. Futbolcu olarak beğendiğim bir insan iyi biri. Ama Türk futbolcular varken diyordum neden. Tabi bunda Mehmet Aurelio nun f.b de oynamasıda etkiliydi. Şimdi Real Betise gitmesi beni ilgilendiriyor. Nedeniyse geçen gol attı maçta ve eminimki R.Betisli tarftarlarda seyretmiştir. Bu ülkenin tanıtımı için artı bi değer bence. Ayağına yüreğine sağlık Mehmet Aurelio böyle devam et.

Mardin taşevler

MARDİNİN TARİHİ KURTULUŞ ÖYKÜSÜ

Mardin, 1. Dünya Savaşı sırasında düşmanın çokluğu, askerinin ise az olmasından dolayı onları püskürtmek amaçlı bir plan yapmıştır. Bu plan öyle zekicedir ki düşman mardine girmeye bile teşebbüs edememiştir.

Bu stratejik oyun şöyledir;

Mardin şehrini savunmak amaçlı bir plan yapmak zorundadır. Bu planı stratejik bir oyun hâline getirmek ister. Soba borularını şehrin dört bir yanından samanlıkların arasından uzatmışlardır.

Bir insan vatanını neden sever? Bunu hiç düşündünüz mü? Nedir bir toprak parçasını bu kadar özel yapan?

Şimdi bırakın okumayı da bir cevap bulana dek düşünün ve bulduğunuzda tekrar devam edin.

Bu toprak parçasını değerli yapan ne bu zamana kadar dökülmüş kanlardır ne de coğrafi konumu. Ne yer altındaki zenginlikleri ne de zeytini, inciri, narı.

Vatanı özel yapan; anandır, babandır. Kardeşin ve dost bildiklerinin bir arada huzurluca yaşamını sürdürdüğü bir sınırdır vatan. Kısmen aynı düşüncelerle yoğrulmuş, aynı dini benimsemiş, aynı dille selamlaşmışızdır.