bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

KADIN KIRMIZI SEVER

saklimimoza | 30 December 2010 11:24

neden kırmızıyı seviyoruz biz kadınlar. kırmızı ayakkabı, kırmızı çanta, kırmızı elbise,kırmızı ruj,oje.kırmızı başka.her kadının dolabında mutlaka siyah bir elbise vardır derler ya,ben öyle demiyorum.ben her kadının dolabının gizli bir yerinde mutlaka kırmızı bir şeyler saklıdır diyorum.noel ruhu başka şey,onunla özdeşleşmesin aralık ayında yazıldı bu yazı diye.bizim kırmızı düşkünlüğümüz her yılın her günü mevcut.

ilginç olan ne biliyor musunuz bayanlar; erkekler de kırmızı severmiş. üşenmeyin bir arama yaptırın arama motorlarında “kadınlar neden kırmızı sever” diye.şaşıracaksınız ama “erkekler neden kırmızı sever” başlıklı yazılar sıralanıyor hep.biz kadınlar pembe severmişiz meğer.evet pembe severdik ama çocukluk çağlarımızda en çok.pamuk perensesvari bir kadın değilseniz yetişkin olduğunuzda pembeyi pek sevmezsiniz benim bildiğim.ama kırmızı başka.ille de kırmızı.

Yüreğimde ki Sen

freewind | 30 December 2010 09:45

sessiz bir caddenin ortasında yapayalnızım…
Bağırıyorum sensizliğin ortasında;
Ne duyan var ne soran.
Yürüyorum ağır adımlarla,
Ben ,sokak lambaları ;
Ve yüreğimde ki Sen…
Yağmur başlıyor ilerledikçe sokaklarda,
Islanıyorum, üşüyorum
Yüreğimde ki SEN ,
Ne olur dön gel artık sabah

sırlar

astral | 30 December 2010 08:42

Olup olmayacağın sezdiğin, yine de burkulduğun buruk bir tat ile devam ettiğin zamanlar yaşarsın. Yapmam dediğin şeyleri yaptığın anlar olur. O aracıklarda kendini tanımlamaktan kısa ya da uzun süreliğine değil, temelli vazgeçersin.

Yapraklar tekrar sararır mı, kırmızılar sarmışken yeryüzünü bir kalp ağrısı tecelli bulur bedende. Aslında öyle ki, ağrı bedende mi ruhta mı anlamazsın, anlamazsın; Belki bir ömür, belki bir öpücüğü bir saniyeye sığdırdığın bir sonsuz aralığında…

Kim bilir? Sereserpe bırakıvermek vardı şöyle kendini evrene.

Uyarıcı (Gerçek) Rüyalar

turritopsis | 29 December 2010 16:53

Akademisyen Behterev‘ın tanımına göre; rüya, geçmiş olayların günümüzle olan uyuşumudur. Sigmund Freud‘a göre de rüya; uyku sırasında, kişinin bilinçaltındaki düşüncelerinin, özlemlerinin ya da isteklerinin bir film şeridi gibi göz önünden geçmesidir. Yalnız anlatmak istediğimiz olguyu yansıtmadığı için bu tanımlar bize pek uymamakta. Çünkü anlatılacaklar gelecekle ilgilidir. Bu durumda bilim, gelecekle ilgili olmadığını, olanların da bir tesadüf olduğunu söylemektedir.

Tarihe bir göz atalım. Jül Sezar‘ın eşi Calpurnia kocasının bir sonraki gün öleceğini görmüş, uyarmaya çalışmıştır. Ancak tüm bunları duyan Brütüs bu hikayeye gülmüş, Sezar’ı da yanında götürmüştür. Hikayenin sonu bellidir…

Çocuklar

zarifce | 29 December 2010 15:05

Çocuklar vardı çocukluğumda
Kırlardaki kelebekten, daldaki kuşlara
Sevgiyle kıpırdayan kalplere ilaç
Çocuklar vardı çocukluğumda

Zumbara

Chat Noir 1 | 29 December 2010 14:10

Zumbara çok enteresan ve insani değerleri ön plana çıkaran bir fikir. Zumbara paranın geçmediği bir banka anlayışı.Zumbara zaman bankası demek.Bu fikir etrafında toplanıp zevkle çalışan insanlar var.

Günümüzde para hayatımızın olmazsa olmazı.Pek çok şeyi satın alıyoruz.Parasını ödemediğimiz bedava olan şeyler ise genellikle hak ettikleri değeri göremiyorlar.Günümüz dünyası paranın,kazanma hırsının yaygınlaştığı,paylaşmanın,sevginin,dostluğun ve nezaketin çoğunlukla göz ardı edildiği bir ortam haline geldi.Fikir babalığını Edgar Khna’ın yaptığı bu sistem ise bu kaybolmuş değerleri bize tekrar hatırlatıyor ve bizleri tekrar paylaşmanın,yardımlaşmanın,dostluğun,sevginin ılıman ikliminde dolaştırıyor.

ÖZGÜR GÖZLER

freewind | 29 December 2010 13:04

Bundan çok önceleri değil bahsedeceklerim, iki yıl öncesi insanların gözlerine dikkat etmeye başladım. Bakışlar, farklılıklar, anlamlar yükledim herkeze ve herşeye. Yaşam dediğimiz denizin kum tanesi olmaktan çıkıp deniz de dalga olmayı seçtiğim zamanlar.

Ayrılıklarım oldu çok hüzünlü, bazende sevinçlerim en mutlu anlarımda. Yarın yokmuş gibi yaşadım bazen de yarını bekledim. Hayatımda ki tüm değişiklikler mekanik bir alet tarafından gerçekleşti. Biliyorum merak ediyorsunuz şimdi ama açıklamadan önce biraz daha bahsedeyim özgürlükten. Isısz bir yerdesiniz etrafınızda yeşillikler, ağaçlar, o kadar güzel bir manzara ki doyumsuzluğa itiyor sizi. Bırakıp gitmek istemediğiniz bir yer oldu mu hiç? İşte her gittiğim yer benim için öyle oldu.

LATİFE…

maltoferfol | 29 December 2010 12:01

Eşşek şakası sanıyoruz hayatı…
Sen kuyruğundan çekiyorsun, ben kulağından…
Sen katır tepti sanıyorsun, ben karga seslendi…
Sen Aşk’ta tökezliyorsun, ben sözde lafta…
Sen ve ben kapana kısılıyoruz…
Sen peynir koyuyorsun kapana, ben laf ebeliğini alıyorum…
Sen kedi kovalıyorsun, ben fare oyunu…
Sen Aşk’ı çizgilerde sanıyorsun, ben kahramanları Aşk sanıyorum…
Sen kapıyı kolluyorsun, ben zili çalıp kaçıyorum -Tıpkı çocukluğumdaki gibi-
Sen toza buluyorsun gerçeği, ben dumanla boğuyorum…
Sen yalanla başedemezken, ben gerçekle yüzleşiyorum…
Sen yıllık iznini kullanırken yaşamda, ben doğum iznine çıkıyorum…
Sen babalık hakkını savunuyorsun, ben annelik…
Senle biz bir şakanın kurbanı bile olamıyoruz…
Gerçek rehin almışken hayatı…
Gerçek tokat gibi çarparken yüzüne, sen şakanın gözbebeklerinde hipnoz olmuşsun…
Sen ateş pahası sanıyorsun şakayı, ben beleşe getiriyorum gerçeği…
Sen beş kuruş etmez diyorsun, ben beş kuruş fazlasına kırmızı alıyorum…
Sen sanıyorsun sürttük, ben diyorum ürktük…
Sen şaka yapmaktan korkuyorsun,ben gerçek sanmaktan…
Sen sinema oynuyorsun açık gişe, ben gölge oyunu beyaz perde de…
Sen kulaktan kulağa söylüyorsun, ben elden ele dolaştırıyorum…
Sen ve ben baştacı ederken şakayı,ayaklarımızın altına alıyoruz gerçeği…
Sen göz kulak olurken, ben el ayak oluyorum…
Sen köstek olurken gerçeğe, ben destekliyorum şakayı…
Sen doğa üstü olaylara inanıyorsun, ben batıl inançlara…
Sen bir körün ayaklarına odaklanırken, ben bir topalın gözlerinde duraksıyorum…
Sen sevmeden sevişirken gece boyu, ben sevişmeden seviyorum…
Sen başkalarının elleri ile dolaşırken hayatı, ben kendi ayaklarımın üstünde birleştiriyorum ellerimi hayata…
Sen gerçekten şaka yapıyorsun, ben şakacıktan inanıyorum gerçeğe…
Sen selvi boylu, ben al yazmalı…
Sen ulu orta sererken rezillikleri, ben köşe bucak kaçıyorum…
Sen sarraftan geçiniyorsun, ben arafattan…
Sen günahlarını bozduruyorsun, ben sevaplarımı satıyorum…
Eşşek şakası sanıyoruz hayatı
Ve,
Eşeğin gözlerinde saklıyoruz gerçeği…
Senle Ben…
Biz Gerçekten Şakayız…

Maltoferfol…

18.12.2010