bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Kayıp

adoxxoda | 04 October 2008 10:15

hüzün
hüzün

Tenimin yalnızlığı tenini çekerken
Kurak bir çölden farksızdım
Sonra sen gelirdin içime aklıma
Hiç bir zaman çıkmadığın halde
Sudan çıkmış balık gibi
Olan bu halim
Seninle birlikte can bulurdu
Boğuluyordum
Gecenin karanlığında
Sis ve soğuk kardeş olmuş gezerken
Sokağın loş ışığında
Ben yağmurla seni arıyordum

Aşk Dedim

adoxxoda | 04 October 2008 09:35

Aşk dedim
Adını koyamadığım duygularıma
Acı dedim
Aşksız geçen zamanlarıma
Sevgi dedim
Annenin verdiği çocuğa
Anne dedim
Kanatsız meleğime
Dünya dedim
Karmaşanın ta kendisine
Toprak dedim
Gelip gideceğim yere
Can dedim
Canımı almak isteyenlere
Yalan dedim
Acı gerçeklere
Oyun dedim
Ömrümün süresine
Ölüm dedim
Yeni bir başlangıça

Hoşgeldin..

sandyclaws | 03 October 2008 15:01

-Bir fotoğraf var bende o gece çekildiğimiz, belki görmek istersin. Dakiklarca uzaklara dalmış gözlerin gülümseyip bana baktılar. Aslında şaşırmıştım bu tepkiye, fotoğrafı hatırladığını sanıyordum.

-Yanımda bir saniye.

-Acele etme, çok zaman var, burdayım artık.

Cebimdeki bütün parayı içkiye harcadığım , şanslı rastlaşmalar yaşadığım gecelerin birinde tanımıştım onu. Devamının da geleceğini sanmıştım. Hiç tahmin edememiştim öbür gün ailesiyle apar topar taşınacaklarını.

Bir kaç gün sonra ortak bir arkadaşımdan öğrenmiştim . Laf arasında çekine çekine onu sorunca aldığım cevap bir anda o anın benim için durmasına yetmişti. Aldatılmışlık hissi vardı üzerimde, nedeni o fotoğraf çekilirken bana bakması mıydı bilemedim.

Budala Tanrı

AOLradiohead | 03 October 2008 13:39

Yine aynı restoranda son yemeği yemek için gitmiştim. Yine bir bavulum, siyah küçük şu çekilebilenlerden içinde her zamanki kıyafetlerim – kış geliyor daha geniş bir tanesinden acilen edinmem gerecek farkındayım – içinde hep alışık oldukları şekilde katlılar. Sadece sıraları değişmiştir. Bunu da mızmızlanacak türden paçavra değiller. Hava gruba yüz tutmuşken öylesine aç ve düşünceliydim ki, o rüzgarın yumuşak esintisi ve özenle gerdirilmiş, yumuşak tenli uslu bir deniz uzanıyordu karşımda. Bodrumun kıyıları dumanlı mordu yine geçen akşam üzerelerindeki gibi.

Noktalı Virgül

87hsn | 03 October 2008 11:15

Erkekleri anlamak kolaydır; çünkü erkek, noktaya benzer. Onun gibi yalın ve basittir. Ne söylediyse onu anlatır. “Bu elbise sana çok yakışıyor” diyorsa gerçekten o elbise size çok yakışıyordur. Ne istediğini bilir. Bira içmek istiyorsa içer, maça gitmek istiyorsa gider, gazete almak istiyorsa alır. Erkeği mutlu etmenin iki yolu vardır; biri yataktan, diğeri ise mutfaktan geçer(birincisi tercih sebebidir)

Kadınları anlamak ise zordur; çünkü kadın, virgüle benzer. Onun gibi kıvrımlı ve dolaylıdır. Söylediği bir söz, her zaman, anlatmak istediği olmayabilir. Üzerinizdeki kıyafet hakkında ona fikrini sorduğunuzda size “Ben seni her halinle seviyorum” diyorsa o kıyafet size hiç yakışmıyor demektir. Ne istediğini tam olarak bilemez. Alışverişe çıktığında sadece ekmek, yağ, tuz alması gerekiyorsa bunlara ek olarak bir de düdüklü tencere alır (sırf indirimde diye) Sadece gece kıyafeti alması gerekiyorsa bunlara ek olarak çanta ve ayakkabı da alır. Kadınları mutlu etmenin onlarca yolu vardır; ona çiçek (tercihen gül) almak, “Seni seviyorum” demek, gözlerinin içine bakmak, kirli çoraplarınızı çamaşır sepetine atmak…