bildirgec.org

87hsn

11 yıl önce üye olmuş, 7 yazı yazmış. 6 yorum yazmış.

Bendeki Sen

87hsn | 28 January 2009 11:13

Önce ‘ben’ vardım. Kendime bir ‘dünya’ oluşturdum ve ‘bendeki dünya’da yaşamaya başladım. Sonra ‘sen’ çıktın karşıma. Kalacak yerin yoktu, dünyamdan bir yer istedin, ben de verdim. Nasıl olsa dünyam genişti, sana da yer vardı…

Dünyamı dolaşmaya başladın. Tabi farklı bir dünya olunca ilgini çekti, hoşuna gitti. Her yeni keşfinde heyecanlandın. Hayalini kurduğun şeylere rastladıkça dünyama daha da bağlandın…

Sana verdiğim yerle yetinmedin, hep daha fazlasını istedin, ben de verdim. Neden bilmiyorum, sana hayır demedim, diyemedim. Belki de güvendim sana, korkmadım dünyamı teslim ederken. Dünyam senin olmuştu, sen ise dünyam…

Soğanla iPod Şarj Etmek ?

87hsn | 01 December 2008 08:02

İngiltere’de Owen adlı 21 yaşındaki genç, soğan ve enerji içeceği ile müzik çalarını şarj etti. Siz de müzik çalarınızı şarj etmek istiyorsanız yapmanız gerekenler:

1-Annenize çaktırmadan mutfağa sızıp bir tane soğan aşırmak.
2-Soğanı bir güzel soyduktan sonra pembeleşinceye kadar… pardon bu başka bir şeydi. Nerede kalmıştık,evet soğanı soyduktan sonra enerji içeceğinin içine atıyorsunuz.
3-Yaklaşık yarım saat bekletiyorsunuz ki soğanınız iyice dinlenmiş olsun.
4-Soğanı enerji içeceğinden çıkarıp temiz bir bezle güzelce kuruluyorsunuz. Tabi anneniz o bezi bulursa size sağlam bir fırça atıyor.
5-Sonra usb kablosunun bir ucunu müzik çalarınıza diğer ucunu da içiniz el verirse soğana takıyorsunuz!
6-Vee müzik çalarınız yaklaşık 1 saatlik şarj olmuş hale geliyor…

Şan Dersi

87hsn | 11 November 2008 10:09

http://www.emreyucelen.com/emr/index.php

Gitarda Ritmler

87hsn | 08 November 2008 09:51

http://www.muzikkulubu.org/muzikkulubu/ritmvevurus.htm

Noktalı Virgül

87hsn | 03 October 2008 11:15

Erkekleri anlamak kolaydır; çünkü erkek, noktaya benzer. Onun gibi yalın ve basittir. Ne söylediyse onu anlatır. “Bu elbise sana çok yakışıyor” diyorsa gerçekten o elbise size çok yakışıyordur. Ne istediğini bilir. Bira içmek istiyorsa içer, maça gitmek istiyorsa gider, gazete almak istiyorsa alır. Erkeği mutlu etmenin iki yolu vardır; biri yataktan, diğeri ise mutfaktan geçer(birincisi tercih sebebidir)

Kadınları anlamak ise zordur; çünkü kadın, virgüle benzer. Onun gibi kıvrımlı ve dolaylıdır. Söylediği bir söz, her zaman, anlatmak istediği olmayabilir. Üzerinizdeki kıyafet hakkında ona fikrini sorduğunuzda size “Ben seni her halinle seviyorum” diyorsa o kıyafet size hiç yakışmıyor demektir. Ne istediğini tam olarak bilemez. Alışverişe çıktığında sadece ekmek, yağ, tuz alması gerekiyorsa bunlara ek olarak bir de düdüklü tencere alır (sırf indirimde diye) Sadece gece kıyafeti alması gerekiyorsa bunlara ek olarak çanta ve ayakkabı da alır. Kadınları mutlu etmenin onlarca yolu vardır; ona çiçek (tercihen gül) almak, “Seni seviyorum” demek, gözlerinin içine bakmak, kirli çoraplarınızı çamaşır sepetine atmak…

Bazen İnsan Anlamak İstemez

87hsn | 21 September 2008 11:13

Bazen insan anlamak istemez… İşine gelmez. Bir dünya yaratır hayalinde ve o dünyada yaşamaya başlar. Bu öyle toz pembe bir dünyadır ki kaybetmekten korkar. Kaybetmenin getirdiği korkuyla daha bir sarılır hayaline. Geceleri onsuz uyuyamaz, gündüzleri onsuz yaşayamaz. “Hayali” bir süre sonra “hayatı” olur. Karşısına bazı engeller çıkar, ondan “hayatını” isterler. Kim “hayatını” vermek ister ki?! “Hayatını” kurtarabilmek için çırpınır durur. Engelleri aşmaya çalışır, aşamadıklarını “hayatının” bir parçası olarak görür. Aslında “hayatının” bir parçası değillerdir, hiçbir zaman da öyle olmamışlardır; ama işin ucunda insanın “hayatı” söz konusu olunca akan sular durur. Engelleri aşabilmek için bazı önlemler alır; önce noktayı kaldırır, böylece “hayatı” sürekli devam eder; ardından virgülü kaldırır, yarım nefes bile olsa “hayatına” ara vermek istemez; sonra da ünlemi kaldırır, “hayatındaki” iniş çıkışları kontrol altına almaya çalışır; ama ne var ki soru işaretini kaldırmayı unutur. Bu yüzden bir süre sonra sorular sormaya başlar.Nokta olmadığı için soruların ardı arkası kesilmez, virgül olmadığı için yarım nefes dahi alacak fırsatı bulamaz, ünlemi kaldırdığı için bağırıp yardım isteyemez. Sonunda da “hayatını” kaybeder. İşte bu yüzden insan “hayatını” kurtarabilmek için bazen anlamak istemez.